"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeniden doğmak

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
27 Temmuz 2019, Cumartesi
Sabahın erken saatlerinde çalar saatin. Uyanırsın yepyeni bir güne. Yeni bir âlemin kapıları açılır. Hayata baktığın gözler, getirir sana bütün güzellikleri.

Nasıl bakarsan öyle görürsün çünkü. Bazen eksiklik de hissedersin, neyin doğru olduğunu bilemezsin. Sonra tamam dersin, elhamdülillah yaşıyorum. Yaşamak da bir mu’cize, yeniden doğmak gibi. Uyandığın an hissediyorsan mutluluk, işte o zaman anlarsın. Uyanmak, en başta yeni bir hayat getirir sana.  Yunus Emre’nin dediği gibi, “Her dem yeniden doğarız.” Hiç beklemediğin hayatlar çıkar karşına. Ve sen ömrünün kalan kısmı için yaşarsın. Öyle yaşamalısın ki, yaşayacakların bedel olmasın sana.

Uyandın ve yeni bir güne doğdun. Tıpkı ilk doğuşun gibi.  Uyku ölümün kardeşi nihayetinde. Her gün ölürüz de, neden her gün doğmayalım? Hayatın tadını bu bilinçle alırsın. Şükür ve duâ ile. Farkında olmadan âlemin Nur’la dolar. Çünkü sen yaşıyor ve şükrediyorsun, Allah’tan gelene razı olarak. Sonra kalkıyor, derin bir nefes alıyorsun. Hayat, aslında o iki fiilden ibaret. Ciğerlerine kadar çektiğin o havayı önce içine alıyor, sonra veriyorsun. Biliyorsun ki alırsan, veremezsen yaşayamazsın; verirsen, alamazsan. Öyle ince bir çizgi yaşamak. İşte sen bu şuurla hayattan lezzet alıyorsun. Sana bahşedilen mükemmel bir hayatı görüyor ve bir kez daha şükrediyorsun. 

Yeni bir gün sunuluyor sana, yeni bir hayat. Farkında mısın? Karşına neler çıkacağını bilemiyorsun. Nelerle imtihan olacağını, hangi yolları aşacağını da. Ama yaşamak, yetiyor yine de. Yeni bir güne uyanmak büyük bir umut veriyor insana. Bazı şeyleri telâfi edebilmek ve düzeltmek için bir fırsat. Bu yüzden gaybı, ölümü bilemiyoruz belki de. Her an hayatın lezzetini almak ve ölüme hazır olmak mesele. Hayattan sıyrılarak, yeni bir hayata ulaşamayız elbette. Ancak hayat ile ebedî bir hayatın kapılarını aralayabiliriz. Hayatı harcamadan yaşar ve her yeni günün ölümüne hazır olursak, gerçek hayata ulaşabiliriz.

Uyandık ve yaşıyoruz işte. Hayata hayret nazarıyla bakıyoruz. O zaman en ufak şey bile harikulâde geliyor gözümüze. Bazen alışıyor, gaflete dalıyoruz. Bazen ise kâinatı keşfe çıkıyoruz. Ama nihayetinde son nefesi gönül rahatlığıyla vermek için çalışıyoruz. Biz yokken, bizi var edene vefa borcumuzu ödeyerek, yine var olmak için yok oluyoruz. Evet, yok olmalıyız. Benlikten sıyrılmak değil mi asıl mesele? Yıldız böceği gibi sadece kendini aydınlatarak küçük kalmak yerine, ışığımızı güneşin deryasıyla buluşturmalıyız. 

Çıktığın hayat yolculuğunda doğruyu bulmaya çalışıyorsun. Her arayan bulamaz, ancak bulanlar arayanlardır biliyorsun. 

Ve şu hakikatli mısralara kulak veriyorsun:  “Aradığımızı görür, bildiğimizi ararız. Görmeyi umut ettiğimizi, görürüz. Bu genel bir kuraldır, ama  asıl mesele, aramadığımızı görebilmek, bilmediğimizi arayabilmek. Görmeyi umut etmediğimizi gördüğümüzde, onu kabullenip sindirebilmek. Hayattan böyle öğrenir ve büyürüz.” Bize doğru gelmeyenler olgunlaştırıyor bizi belki de, bilemiyorsun.

Doğmak, büyümek, ölmek. Üç kelimeye sığdırabilirsin dünya hayatını. Anne karnında başlayan yolculuğun şimdilik hitama ulaşmadı. Ama vakti saati geldiğinde o da son bulacak. Her yolun sonu var. Ölmek, yeniden başlamak, ama. Tohumun çürümesinin yeni bir hayata kaynak olması gibi. Hatırlamamız gereken, ölümden önce bir hayat var.  Bu hayat, götürecek bizi sonsuzluğa. En güzel yaşanmış bir hayat bile ölümden kaçamadığına göre, bize düşen, ölümden önceki hayatı doğru yaşamak. “Yavaşla” diyor Kemal Sayar, “Yavaşla, çünkü bu hayattan yalnız bir kez geçeceksiniz.” Evet, öyle geçeceğiz ki, sadece kazandıklarımızı götürebileceğiz. 

Ve sevgidir hayatı, anlamlandıran. Bir hoş söz, bir ince düşünce bağlar sizi yarınlara. Yoksa boş gelir her şey. En önemlisi bunların farkında olmak. Adınıza şiirler yazan babanız, sizi şefkatiyle terbiye eden bir anneniz varsa şükredin. Sevdikleriniz yanı başınızdaysa kıymetini bilin. Sevgi su gibidir. Sevgisini hissettiğiniz insanlar olsun yanınızda. O zaman ölmeden yaşarsınız. Sevdiğiniz insanlar göçtü mü ahirete, o zaman ölmeyi bile seversiniz işte. Fikirlerinize değer vermeyen insanları da unutmayın elbet. Yolunuza taş olanlardan uzak durun. 

Sevgi ile bağlanın yarınlara. Mayası muhabbet olan bir âlem de, sevgisizliği kabul etmez zaten. O yüzden hayatımızı, kaderimizi sevmeliyiz. Allah’tan geldiğini bilerek teslim olmalıyız her şeye. Olmazları olduran Allah, elbette olması gerekeni yaratır, çünkü o şükrün verdiği rahatlık bir ömür yeter sana.  

Doğduğum günde, kendimle yaptığım hasbihal.. Daha yazılmamış nice düşünceler, muhasebesini yapacağımız nice zamanlar var. Sadece bugün değil, her gün yeniden doğuş benim için. Benimle yeniden doğanlara şükür.

Okunma Sayısı: 3144
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı