"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sen neredeysen en güzel hizmet yeri orasıdır

Kübra ÜNÜVAR
16 Aralık 2018, Pazar
Uzun zamandır benim için en güzel hizmet yeri neresiydi? Ya da en güzel hizmet nerede yapılıyordu diye düşünüyordum.

Karabük, İstanbul, İzmir, Isparta… hangisinde daha mutluydum? Her mekân değişikliğinde bir önceki yeri daha çok özlüyordum sanki. Kendimi sürekli karşılaştırma yaparken buluyordum. “O şehrin hizmeti, buradan daha güzeldi. Orada şu abla, abi vardı. Burada yok.” –Yok-lar içinde kaybolmak üzereydim belki de. Üstadımın Nurlu menzili Isparta’da hizmet elemanı olmak, talebelerle ilgilenmek hizmetlerin en güzeliydi belki, ama aklımda sürekli, “İstanbul’dan dönmese miydim acaba” düşünceleri dönüp duruyordu. Bunu düşünürken vicdanımda beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Ama engel olamıyordum. Yaklaşık 1-2 ayım bunu düşünmekle geçti. Tekrar bir akşam bu düşüncelerde boğulmaya başlamışken, telefonum çaldı ve işte o an hayatımın seyrini değiştirecek, sevdiğim bir ablamın sesi, “Kübra, kızım iyi ki Isparta’dasın” diyerek, hizmetimizin büyüklüğünden bahsetti. Telefonu kapattığımda bu tevafuktan ötürü şaşkındım, duygulanmıştım. Ben kim oluyordum ki hizmet mekânını beğenmiyordum. İşte o an fark ettim, hizmetin bana ihtiyacı yok, benim hizmete ihtiyacım var. Isparta’nın bana ihtiyacı yok, benim Isparta’ya ihtiyacım var.

Evet bu hizmette bulunan hizmet elemanı kardeşim, yaptığımız en büyük hata sürekli karşılaştırma yapmamız, sabrımızı geçmişe ve geleceğe dağıtmamız. Bizim nefsimiz nerede terbiye olacaksa, Rabbim bizi orada istihdam ediyor. Oradaki talebelerin sana ihtiyacı varsa, senin onlara nefsin için daha çok ihtiyacın var. Hizmetin iyisi-kötüsü, ülkesi, şehri, köyü, kasabası olmaz. Hizmet hizmettir. Yeri gelecek bazen 1 kişiyle, bazen 100 kişiyle hizmet edeceğiz, ama önemli olan hizmet etmek değil mi? Sen, ben, biz bu dairede vazifelendirilmişiz, gayrısını aramak bize yakışmaz. 

Zübeyir Ağabey ne diyor: “Firavunlar kucağında büyüyen çocuk Mûsâ’ları safına alacaksın. Aldığın için dövecekler. Konuştuğun için zindana koyacaklar; sevineceksin! Çöllere sürülürsen, kanınla ağaç yetiştireceksin. Kutuplara sürülürsen, vücut ısınla sebze yetiştireceksin. Yeşilliği sevmeyenler olacak. Yakacaklar, yıkacaklar. Sen bunu sabırla seyredeceksin! Karanlık zindanlara atarlarsa, ışık; paslı vicdanları görürsen, ümit; imansız kalplere rastlarsan, Nur vereceksin. Sen verdiğin için suç, sen getirdiğin için ceza, sen konuştuğun için mahkûm olacaksın. Ve buna şükredeceksin! Anadan, yardan, serden ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur’ân’a sarılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın. Derdini yazmak için derini kâğıt, kanını mürekkep edeceksin. Kimse ile görüştürmezlerse, mecnun olup çöllere düşeceksin. Leyla arar gibi Nur arayanları bulacaksın. Bulamazsan üzülmeyeceksin! Etrafına ilimden, irfandan, faziletten, ahlâktan kaleler dikeceksin. Kaleler, fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın.”

Bizler de böyle bir hizmetin fedaileriyiz. O yüzden hizmet elemanı kardeşim, sen, ben, biz neredeysek en güzel hizmet yeri orasıdır.

Bütün Nur Talebesi kardeşlerime şevk vermesi duâsıyla…

Okunma Sayısı: 1843
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı