Milli Eğitim Bakanı’nın yayınladığı mesajının bir yerinde şunları belirtmiş olduğunu görüyoruz: “Bireylerin yaşadığı topluma uyum sağlaması, kişilik kazanması, iyi bir insan ve vatandaş olması ancak nitelikli bir eğitim vasıtasıyla gerçekleşir. Eğitim ve öğretimdeki her olumlu gelişme bir milletin varlığının devamlılığı, kalkınması, güçlenmesi ve müreffeh yarınlara ulaşmasında hayati öneme sahiptir.”

Bilindiği gibi eğitimin temel hedefinde  “Faziletli insan yetiştirme” vardır. Albert Einstein, “Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır!” demektedir. Aslında her ülkenin olduğu gibi Türkiye’nin de sigortası, ‘eğitimdir’ diyebiliriz. Yunus Emre, “İlim ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsin/ Ya nice okumaktır.” demektedir. Nitelikli eğitim ve öğretim denildiğinde anlaşılan ne olmalıdır? “İnsanlar-çocuklar iyi ahlaklı, ilim sahibi ve adaletli olsunlar. Bunun için öğretmenlerle öğrenciler arasında gereken sevgi- saygı, güvenilir olmak, adalet” olmalıdır.

Buna göre şimdiki durumumuza baktığımızda bunlar var mıdır? Konfüçyüs şöyle der: “Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret.” Mesleki bakımdan düşündüğümüzde, toplumun ihtiyacı bulunan bütün sektörlerde, “insan yetiştirmek…” en öncelikli amacımız olmalıdır. Sokrates, “Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, bir de cehaletin bedelini hesaplayın!” demiş.

Ülkemiz ne çektiyse, ‘cehaletten ve yoksulluktan’ çekti. Üstad Said Nursi, “Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahıyla cihad edeceğiz” der.

“De ki: Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak aklıselim sahipleri öğüt alır.” (Zümer, 39/9) 

Demek eğitim ve bilgi çok önemli. Hz. Peygamber (asm) “Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz.” diye buyurmuş.

Yeni eğitim öğretim yılının ülkemiz ve insanlık için hayırlı olmasını diliyorum.