Mevlid Kandili programında Dr. Kemal Yıldız ile tevafuken yanyana otururken, sohbet esnasında meşhur sosyolog Cahit Tanyol’un bahsi geçti. Ayrıca, onunla ilgili hatıraları yazmak istediğimizden söz ettik.
Bu yazı da o sohbetin bir semeresi oldu.
*
Akademi dünyasında, özellikle sosyoloji camiası içinde Prof. Cahit Tanyol’u tanımayan hemen hemen yok gibidir. Sahasında kendini iyi yetiştirmiş müstesna bir kabiliyet olduğu için, çoğu zaman müracaat edilen, hatta Risale-i Nurlar hakkında dahi bilirkişilik (ehl-i vukuf) yapması istenen mühim bir şahsiyet olarak tanınmıştır.
Kısa biyografisini sunduktan sonra, hayatta iken Dr. Kemal Yıldız ve Mehmet Kutlular ile birlikte bizzat kendisinden dinlediğimiz Said Nursî ve Mustafa Kemal hakkındaki bazı orijinal tesbit ve değerlendirmelerini aktarmaya çalışalım.
*
Asıl ismi Hüseyin Cahit Tanyol olan akademisyen şair, yazar ve sosyolog Tanyol, 1914’te Gaziantep’te doğdu.
Henüz küçük yaşta iken babası vefat ettiği için, çocukluğunu üç kardeşi ile birlikte annesinin yanında geçirdi. 1926’da Nizip İlkokulu’nu bitirdi. Adana Erkek Öğretmen Okulu sınavlarını kazandı. Arif Nihat Asya’nın edebiyat öğretmeni olduğu bu okuldan 1931’de mezun oldu. Aynı yıl, sınavla Gazi Terbiye Enstitüsüne girdi. 1935’te de buradan mezun oldu.
Muhtelif yerlerde lise öğretmenliği yaptı. 1946’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine sosyoloji asistanı olarak girdi. Zaman içinde göstermiş olduğu üstün gayretle doktor, doçent ve profesör oldu. Sahasında yirmini üzerinde kitap yazdı. Eşzamanlı olarak, muhtelif gazetelerde köşe yazarlığı yaptı.
Evli ve iki çocuk babası olan Tanyol, 11 Ağustos 2020’de Kadıköy Moda’daki evinde 106 yaşında iken vefat etti.
*
Prof. Tanyol ile ilgili notlarımıza geçmeden önce, onun gazetemizi ziyaret etmesine vesile olan arkadaşımız Dr. Kemal Yıldız’ın tesbitlerine yer verelim. Kendisi şunları ifade ediyor:
Cahit Tanyol’u MEB Kadıköy Sağlık Eğitim Merkezi’nde görev yaparken tanıdım. Moda’da oturuyordu. Bize yakın olduğu için hasta olarak yanıma geliyordu. Ben de tetkik ve tedavilerini yapıyordum.
Kendisinin Bediüzzaman Said Nursî ve Nurculuk ile ilgili fikirlerini bildiğim için, hemen her gelişinde bu konularıa konuşurduk. Bu hususta şunları söylüyordu: “Said Nursî elinde kalem olan bir kişi. Kitap yazıyor. Silâhı yok. Yazdığı Risale-i Nur Külliyatı Türkiye’de halkın bütün kesimlerinde ve üniversite gençliği tarafından okunuyor. Mustafa Kemal devlet gücüyle korunuyor, Yazdığı Nutuk adlı eseri pek bilinmiyor. Bu Türkiye için önemli bir sosyolojik gerçektir.”
Kendisine “Bediüzzaman Said Nursî ve Nurculuk konusunda daha fazla bilgi alış verişinde bulunabilmek için Yeni Asya Gazetesine gidebilir miyiz?” diye sorduğumda “Evet” dedi. Tarih 2001 ve 87 yaşındaydı. Latif Salihoğlu’nun da bulunduğu Mehmet Kutlular’ın odasında Bediüzzaman ve Nurculuk konusunda yaklaşık 3 saati bulan bir sohbet gerçekleştirildi.
O sohbet esnasında Tanyol’un bilhassa şu sözlerini aktarmak istiyorum: “Eskiden sosyalizmi, hatta komünizmi savunur bir havada idik. Aynı dönemde, Said Nursî’nin eserleri hakkında da ‘Bilirkişi’ sıfatıyla, mahkemeden bizden raporlar isteniyordu. Risaleleri okurken, Said Nursî, bir yerde ‘Rus da dinsiz kalamaz’ diyordu; yani, ‘Komünist kalamaz’ demek istiyordu. Tabiî, biz o dönemde bu gibi sözlere güler, hatta alay ederdik. Ne var ki, zaman Said Nursî’yi doğruladı, haklı çıkardı.”
Sohbet sonrasında, Mehmet Kutlular Ağabey Prof. Dr. Cahit Tanyol Hoca’ya Risale-i Nur’dan kitaplar hediye etti.
(Devamı yarın)