"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrat çınarı 75. yaşına girdi

M. Latif SALİHOĞLU
07 Ocak 2020, Salı
Türkiye’de fiilen ve resmen demokrasiye geçişin yıldönümü sayılır bugün.

Çünkü, “çok partili sistem”e geçme kararının ardından CHP’den ayrılan bir grup milletvekili, Demokrat Parti’nin resmî kuruluşunu 7 Ocak 1946 tarihinde tamamladı.

Daha evvel, isimlerini “Dörtlü Takrir” ile duyuran ve DP’nin kurucu kadrosunda yer alan milletvekilleri şunlar: Celal Bayar, Fuad Köprülü, Refik Koraltan, Adnan Menderes.

21 Temmuz 1946’daki genel seçimlerde bin bir zahmet ve eziyet ile 60 kadar milletvekilliğini elde ederek partilerini “çeyrek muhalefet” derecesinde Meclis’e sokabilen DP’nin bu kurucu kadrosu, 14 Mayıs 1950 seçimlerinden sonra zirvedeki yönetim kadrosunu teşkil etti: Bayar, Cumhurbaşkanı; Koraltan, Meclis Başkanı; Menderes, Başbakan; Köprülü, Dışişleri Bakanı.

* * *

Evet, Türkiye 1946'ya kadar tek parti sistemiyle ve mutlak bir istibdat rejimiyle idare edildi. Rejimin resmî adı her ne kadar "Cumhuriyet" olsa da, uygulanan rejimin kendisi, insanlık tarihinde eşine rastlanılmayan diktacı bir yönetim şeklindeydi.

Böylesine ucube ve garabetli bir sistemin başını, şüphesiz Cumhuriyet Halk Partisi çekiyordu. Vebâlin büyüğü, şüphesiz bu partinin tepesindeki kadroya ait. Dolayısıyla, bu tür bir anlayışa sahip olanların kendi rızasıyla demokrasiye geçiş yapması ve çok partili siyasî hayatı kabul etmesi düşünülemez. Asıl sebep şu olsa gerektir:

1945'te biten İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Türkiye üzerindeki Sovyet Rusya'nın tehditleri devam ediyordu. Keza, dünya barışını sağlamak maksadıyla Birleşmiş Milletlerin (BM) yeniden teşkili çalışmaları dünya ülkelerinin baş gündemindeydi.

Böyle bir durumda, Türkiye Avrupa ülkeleriyle münasebetlerini geliştirmek ve Sovyet tehlikesine karşı müttefik bulmak mecburiyetinde kaldı. Ayrıca, BM'nin kurucu üyeleri arasında yer almak istiyordu.

İşte, bütün bu arzu ve isteklerin yerine getirilebilmesi için, Türkiye'nin tek parti rejimini terkedip demokrasiye geçiş yapması gerekiyordu. Buna mecbur kalmıştı.

Başkaca bir çare ve çıkış yolu kalmayan Şeflik yönetimi, göstermelik veyahut göz boyamak şeklinde de olsa başka partilerin kurulmasına razı oldu. Demokrasi adına böyle ciddî bir kapı açılınca, haliyle değişik isimler altında peşpeşe partiler kuruldu. İşte, o esnada kurulan partilerden biri ve belki de en önemlisi Demokrat Parti (DP) oldu.

Demokrat’tan sonra Millet Partisi

İktidardaki Halk Partisi, kendisine rakip olarak kurulan DP'nin halktan büyük teveccüh göreceğine ilk başlarda pek ihtimal verilmiyordu. Ancak, bütün olumsuzluklara rağmen, 21 Temmuz 1946'da sandık başına giden vatandaşların önemli bir kitlesi DP'ye oy vermiş ve anamuhalefeti temsil eden bu partiye 61 milletvekilliğini kazandırmıştı.

1948'e gelince, Prof. Hikmet Bayur başkanlığında Millet Partisi kuruldu. Halk Partisine rakip gibi, ancak Demokrat Partiye de muhalif olan bu partinin lider kadrsosu şeyle: Mareşal Fevzi Çakmak, Sadık Aldoğan Paşa ve ateşli bir hatip olan Osman Bölükbaşı... DP’li mebusların neredeyse yarısını MP’ye trasnfer ederek Meclis’te grup kurduran bu isimler, iktidar kanadından çok, muhalefetteki DP ile zıtlaşmaya yöneldiler.

14 Mayıs 1950'de yapılan genel seçime işte böyle bir atmosfer içinde girildi. Sonuç tablosu da şöyle oldu: 487 milletvekilliğinin 408'ini DP, 68'ini CHP ve ancak 1’ini MP alırken, gersini bağımsızlar kazandı.

BEDİÜZZAMAN DİYOR Kİ:

İttihad-ı Muhammedî (1909) ile müttefik olan Ahrar Fırkası, yine otuz beş sene sonra dirildi, yine uyandı. Birden şeâir-i İslâmiyenin başında olan ezân-ı Muhammedîyi farmasonların zincirlerini kırıp ilân etmesiyle; siyasetten kat-ı alâka eden, eskide ‘İttihad-ı Muhammedî’ şimdi ‘Nurcular’ nâmını alan ve İttihad-ı İslâm içinde bulunan kardeşlerimiz yanlış basmamak için bazı şeyleri söylemek isterdim. (B. ve Tenvirler: 202)

Okunma Sayısı: 2321
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı