"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Evlât yetiştirme meselemiz (8)

M. Latif SALİHOĞLU
02 Mart 2022, Çarşamba
Evlâtlarımızla ilgili olarak, şu mühim noktaları daima hatırda tutmalı:

* Yeryüzüne yayılmış olan mânevî müthiş bir yangın var; içinde evlâdımız da yanıyor.

* Küfr-ü mutlakın beli kırıldı; lâkin, ahlâksızlık bütün şiddetiyle devam ediyor. 

* Bu zamanda öyle bir gençlik kesimi var ki, bütün iftihar tablolarını, hatta bütün mukaddesatını lekekâr edecek, belki mahvedecek derecede bozulmuş durumda.

* İşte, böylesi bir nesl-i cedidin eline, asrın idrakine uygun Kur’ânî çok kuvvetli mücerreb ilâçları ve tamir edici imân hakikatlerini vermekten başka çare görünmüyor.

*

Urfa’ya doğru dünyadaki son yolculuğuna (20 Mart 1960) çıkan Bediüzzaman Hazretleri, yanında bulunan talebelerinin şehadetiyle, birkaç kez tekraren şu ifadeleri sarf ediyor: “Kardeşlerim! Risâle-i Nur, bu vatana hâkimdir. Masonların, komünistlerin belini kırmıştır. Küfrün belini kırmıştır.”

Evet, hakikaten bu zamanda Risâle-i Nur ile rekabet edecek, muarazada bulunacak, yahut ona galebe çalacak ortada herhangi bir cereyan görünmüyor.

Nurlar sayesinde, bu vatanda hükmeden bütün menfî cereyanların beli kırıldı. Allah’a nihayetsiz şükürler olsun.

Ancak, bellerinin kırılmasına, hatta bir kısmı kötürüm hale gelmesine rağmen, yine de yangın çıkarmaya, nesillerin imanını zaafa uğratmaya ve ahlâkını dejenere etmeye devam ediyorlar. Tıpkı, sakat ve kötürüm birinin kolaylıkla yangın çıkarabilmesi gibi… Vâkıa, manevî ve ahlâkî yangınların çıkartılması da, yine aynı kolaylıkla mümkün olabiliyor. Hele hele, ruhî ve mânevî buhranın etrafı istilâ ettiği bir zamanda, bu fitne ateşi daha bir kolaylıkla körüklenebiliyor.

İşte, ne acıdır ki, tam da böylesine dehşetli bir zamanda yaşıyoruz.

Bakın, bu hususta ne diyor Hz. Bediüzzaman:

“Dünya büyük bir manevî buhran geçiriyor....

“Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum.”

Bu sözleri 1952’de yaptığı İstanbul seyahatinde Sebilürreşad Mecmuası’nın sahibi Eşref Edib’e röportaj vererek söyleyen Üstad Bediüzzaman, “Büyük kafaları gaflet içinde” gördüğünü ve çektiği derin ıztırabın ancak “umumî bir iman inkişafı” ile dinebileceğini ifade ediyor. (Eşref Edib Fergan; Said Nur ve Nurculuk: 17, İstanbul 1963)

*

Bugün itibariyle nesilleri, hassaten gençleri açıktan açığa dinsizliğe, imansızlığa çağıran, yahut sevk etmeye çalışan adı–sanı belli kuvvetli, yahut hâkimiyet tesis etmiş bir cereyan görünmüyor. Ancak, buna mukabil, nesilleri iman ve ahlâk cihetiyle yakan, örf ve an’ane itibariyle mahvetmeye çalışan türlü telâkkiler, anlayışlar, alışkanlıklar ve hayat tarzları var. Bunlar, “gövdenin içine giren kurt” misali, bünyeyi kemirerek mahvediyor.

Bu halin tesbitini ise, Üstad Bediüzzaman’ın şu ifadelerinde görüyoruz: 

“Efendiler! Siz, niçin sebepsiz bizimle ve Risale-i Nur’la uğraşıyorsunuz? Kat’iyen size haber veriyorum ki: Ben ve Risâle-i Nur, sizinle değil mübareze, belki sizi düşünmek dahi vazifemizin haricindedir. Çünkü, Risale-i Nur ve hakikî şakirtleri, elli sene sonra gelen nesl-i âtiye gayet büyük bir hizmet ve onları büyük bir vartadan ve millet ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışıyorlar.

“Bin seneden beri bu fedakâr millet, bütün ruh u cânıyla Kur’ân’ın hizmetinde emsâlsiz kahramanlık gösterdikleri halde, elli sene sonra o parlak mâzisini dehşetli lekedar, belki mahvedecek bir kısım nesl-i âtinin eline elbette Risale-i Nur gibi bir hakikati verip, o dehşetli sukuttan kurtarmak en büyük bir vazife-i milliye ve vataniye bildiğimizden, bu zamanın insanlarını değil, o zamanın insanlarını düşünüyoruz.” (Emirdağ Lâhikası)

*

İşte bu paragraflarda bahsedilen vahim vaziyet, hakikaten o en büyük “mânevî yangın”ın varlığını gösteriyor. Söndürmek için, nesillerin tâ çocukluk, hatta bebeklik yaşlarından itibaren iman nuruyla eğitilmesi, İslâm ahlâkıyla terbiye edilmesi, bugün için bir mecburiyet, hatta bir zaruret halini almıştır.

İşte, Risâle-i Nur ve Nur’un sâdık şakirtleri, nesillerin iman ve ahlâkını yakıp yıkarak mahvına çalışan tahribatçı ordulara karşı bütün kuvvetiyle tamire ve alevleri göklere yükselen ateşi söndürmeye çalışıyorlar. Mukabilindeki orantısız kuvvete rağmen, biiznillah, büyük bir muvaffâkiyet ve muzafferiyetle…

Okunma Sayısı: 1646
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı