"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî’nin istikbâl ümidi (2)

M. Latif SALİHOĞLU
29 Mart 2022, Salı
Hemen her eserinde istikbâle dair müjdeli yorumlar yapan, şevk ve ümit verici mesajlar veren Bediüzzaman Said Nursî, Sünûhât isimli eserinde çokça meşhûr olmuş şu müjdeyi nidâ ediyor:

“Ümitvar olunuz! Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sadâ İslâmın sadâsı olacaktır.”

Esasen, Nur Risâlelerini okuyanlarda böylesine kuvvetli bir ümit her daim mevcut durumda. Bugün olduğu gibi gelecek için de asla ye’se düşmez, ümitsizliğe kapılmazlar. Dahası, ümitsizliği ehl-i İslâm için en büyük bir hastalık olarak görürler. Hutbe-i Şâmiye isimli eserde, bu mühim mesele etraflıca ve gayet tatminkâr bir şekilde ders veriliyor.

*

Bir uçurumdan yuvarlanıp aşağıya düştüğü esnada, Üstad Bediüzzaman’ın “Dâvâm! Dâvâm!” diye bir haykırışı vardır. Yani, kendi yüzde yüz ölüm tehlikesi ânında bile kendi hayatını-vefâtını umursamayıp dâvâsını düşünen bir insan.

Bu hadiseye dair S. T. Gaybî isimli eserindeki kendi ifadeleri şöyledir: “Hayatta olan eski talebelerim biliyorlar ki: Bin üç yüz on beş-on altı (1898-99) senelerinde, Van kalesi ki, iki minare yüksekliğinde sırf dağ gibi bir taştan ibarettir. Eskiden kalma oda gibi bir in kapısına gidiyorduk. Ayağımdan kunduralar kaydı; iki ayağım birden kaydı. Tehlike yüzde yüz... Başkaca nokta-i istinad kalmadığı halde, büyük bir istinada basmış gibi üç metrelik bir kavisle o mağaranın kapısına atılmışım. Hem ben, hem beraberimdeki orada hazır arkadaşlarım, ecel gelmediği için sırf bir hıfz-ı İlâhî, harika bir imdad-ı gaybî telâkki ettik.”

*

Said Nursî, mükellefiyet yaşında girdiği andan itibaren siyasî meselelerle de ilgilenmeye başladı. İstikbâl neslinin, şüphesiz buna da ihtiyacı var. Siyaset noktasında almış olduğu ilk esas dersin adını ise “muktesit meslek” tabiriyle ifade ediyor. Hem acip, hem takdire şâyândır ki, hayatının sonuna kadar da bu meslekten hiç ayrılmadı, hiç inhiraf etmedi.

Evet, Said Nursî, 1892’de Mardin taraflarında iken Namık Kemâl’in “Hürriyete-Meşrûtiyet”e dair makalelerini (Rüyâ), şiirlerini okuma fırsatını buldu. Okuduğu Rüyâ makalesinin kendisinde çok güzel bir intiba bıraktığını beyan ediyor. Bu bahse dair Münazarat isimli eserindeki ifadeleri şöyledir: “İnkılâptan (1908’den) on altı sene evvel (1892), Mardin cihetlerinde, beni hakka irşad eden bir zâta rast geldim. Siyâsetteki muktesit mesleği bana gösterdi. Hem, tâ o vakitte, meşhûr Kemâl’in ‘Rüyâ’sıyla uyandım.” (Age, s: 123) 

O, gelecek nesiller için, monarşiyi, mutlakiyeti, istibdat ve diktacı yönetimleri değil, İslâmiyet ile barışık olan, hatta İslamın malı diyebileceğimiz hürriyeti, meşrutiyeti (demokrasiyi), cumhuriyeti, adâleti, emniyet ve asayişi hep nazara verip bunları ders vermeye çalıştı.

Bunları ders vermeye ve istikbâl neslini bunları anlamaya çalıştığı için de, başına gelmeyen kalmadı. Nitekim, ilk sürgün cezası da bu sebepten geldi. Mardin Mutasarrıfı, genç Said’i tutuklatıp Bitlis’e sürgüne gönderdi. Ama, Said yine de yılmadı. İnandığı hakikatleri seslendirmeye devam etti. Öyle ki, sürgün yeri olan Bitlis’te, Bitlis Valisi ile de bunları çatır çatır konuşup mütalaa ve müzakerelerde bulundu. Aynı duruşunu Van valisine karşı da devam ettirdi. Ve, nihayet İstanbul’a kadar giderek (1907), orada büyük âlimlerle, büyük devlet adamlarıyla da karşı karşıya geldi.

Okunma Sayısı: 2064
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    29.3.2022 16:39:18

    Allah razı olsun Latif ağabeyim.

  • Mehmet

    29.3.2022 02:36:49

    Allah ebeden razı olsun.Bir milletin ihyası için,insanlığın istikameti için ne güzel gayret göstermiş.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı