"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sürü psikozundan kurtulma zamanı

M. Latif SALİHOĞLU
13 Ocak 2021, Çarşamba
Dünya çapında şan-şöhret kazanmış liderlerin bile prestijlerinin bir anda tepetaklak olması, lider peşinde sürü gibi bodoslamasına gidenleri hiç olmazsa biraz duraklatıp düşündürmesi gerekiyor.

Yoksa, uçurumdan aşağı peşpeşe atlayarak telef olan koyun sürüsünden bir farkları kalmaz.

Trump’ın başına gelenler, onun arkasından sürüklenerek gidenleri nasıl etkileyeceği henüz belli değil; ancak, aklı başında olan herkesin, kendine buradan bir ders çıkarması lâzım. Aksi halde, beterin beterini yaşamaları kaçınılmaz hale gelir.

*

Evet, ne yazık ki, sürü psikolojisinin hâkim olduğu yerlerde sorgulama yapılamaz, muhakeme yürütülemez; liderler tarafından sarf edilen sözler de mihenge vurulamaz.

Yapılan her şey, söylenen her söz tahkiksiz, yani sorgusuz-suâlsiz bir şekilde hemen kabul edilir. Kabul etmeyenler için, önceden tasarlanmış dârağaçları, engizisyon sehpaları var, bunların kof kafalarının içinde.

Vakıa şu ki: Despotlar veya despotik yapılanmalar, muhalif hiçbir fikre tahammül göstermez. Yapıcı da olsa, eleştiriye fırsat tanımaz.

Despotlar ile onların tetikçi ve yalaka takımı, zaman içinde kendilerini çekiç gibi, balyoz gibi görmeye başlar. Kendilerini çekiç gibi zannedince de, karşılarındaki herkesi çivi gibi görme garabetine düşerler. Bu durumda, artık varın gerisini siz düşünün...

Oysa, siyasî ve sosyal hiçbir dairede, aklî muhakemenin önüne herhangi bir engel konulmamalı, sorgulamaya yasak getirilmemeli. Tam aksine, insanî duygu ve kabiliyetleri terakkiye doğru kamçılayan bu hasletlere işlerlik kazandırılmalı.

Aksi halde, toplu yanılmalar, toptan şevksizlikler, moralsizlikler kaçınılmaz hale gelir.

*

Öte yandan, sürü psikolojisinin hâkim olduğu yerlerde de, zaman zaman maddî büyük eserlerin vücuda getirilmesi pekâlâ mümkündür.

Meselâ, komünist ve faşist hükümetlerin yapmış olduğu öyle ihtişamlı, debdebeli eserler var ki, seyredince hayret etmemek, bazen de hayran kalmamak elde değil. Keza, büyük orduları teşkil etmede ve savaş sanayiini kurmada da durum aynı. Meselenin bu maddî tarafı, bahsimizden hariçtir.

Biz, daha ziyade işin zihnî, fikrî ve manevî anlayış cihetine dikkat nazarlarını çekmek istiyoruz. Meselâ, şöyle ki: Kitleler karşısında hata yapanların söz ve davranışları neden yerinde ve zamanında sorgulanmıyor? Kendi hatalarının binlerce hataya dönüştüğü—yalan ve itiraflarla da—görüldüğü halde, aynı sorgusuzluk, aynı muhakemesizlik ve dahi aynı sorumsuzluk vaziyeti, niçin hâlâ devam edip gidiyor?

Bunları düşünmek, sorgulamak, mihenge vurmak, masaya yatırmak gerekmez mi? Dünyayı velveleye veren bunca tarrakadan sonra, vakti gelmedi mi hâlâ?

GÜNÜN TARİHİ: 13 Ocak 1920

Sultanahmet Mitingi

Millî Mücadele Hareketini destekleyen tanınmış bir grup aydın, 13 Ocak 1920’de bu meydanda düzenlenen mitingte hamasî konuşmalar yaptı.

Son sekiz ay içinde tam dört kez protesto mitinginin düzenlendiği Sultanahmet Meydanı’ndaki meşhûr konuşmacıların arasında şu isimleri saymak mümkün: Mehmet Emin Yurdakul, Halide Edip Adıvar, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Rıza Nur, Selim Sırrı Tarcan, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Şükûfe Nihal Başar ve Madam Jeannine isimli bir Fransız kadın.

Bu heyecanlı mitinglerin yankısı, Anadolu’daki camilerde okunan hutbelere kadar tesir etti.

Sultanahmet Mitingi denince, akla ilk gelen isim Halide Edip Hanım. Kendisi, kürsüde ağlayıp ağlatarak katılımcı kalabalıklarla birlikte şu meâldeki yemini okuduğu rivâyet edilir: “Türkiye’nin istiklâl ve hayat hakkını alacağı güne kadar hiçbir korku, hiçbir meşakkat önünden kaçmayacağımıza, yedi yüz senelik tarihin ağlayan minareleri altında yemin ediyoruz.”

Okunma Sayısı: 2070
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • NT Cemil

    13.1.2021 21:44:08

    Despotlar ile onların tetikçi ve yalaka takımı, zaman içinde kendilerini çekiç gibi, balyoz gibi görmeye başlar. Kendilerini çekiç gibi zannedince de, karşılarındaki herkesi çivi gibi görme garabetine düşerler. Bu durumda, artık varın gerisini siz düşünün... Not:latif bey yukarıda anlattığınızın aynısını kat be kat fazlasıyla lisede, üniversitede kendini Müslüman addeden sözde müslümanlardan çektik, çareyi ölümü göze almada bulduk. İfrat etmiyorum zira şu an gazetemizin yazarlarından olan kardeşlerimiz var canlı şahitlerimizdir. Allah münafıkların hırsızların, müsriflerin insi, cinni iblislerin şerrinden muhafaza eylesin. Allah nur talebesi ne de feraset, intibah nasip etsin inşallah.

  • NT Cemil

    13.1.2021 15:40:23

    Ahfeşin keçilerinin sürü psikozundan kurtulacaklarına ihtimal veremiyorum zira fazla cerbezeyle narkoz verilmiş uyanmaları uzun zaman alır. Bir de işin içinde menfaat de varsa ki var, işin rengi daha da değişiyor.

  • Halil İbrahim Karahan

    13.1.2021 13:31:34

    Allah razı olsun Rızasına uygun amel nasip etsin inşallah her türlü kötülüklerden korusun sizi

  • Abdullah Tunç

    13.1.2021 07:54:35

    Akıl azledilmiş,devre dışı dır.Akıl tahtı zerininden in dirilmiştir.Belkide akıl,ta rihte görülmemiş bir iha nete uğramıştır. Bu, akla yapılacak en büyük kötü lüktür.Meseleleri akla ha vale eden çok ayet-i keri me var! Düşünmuyormu sunu?Tefekkür etmiyomu sunu meallerinde...Rabbi mizin böyle mükerrer emir ve uyarıları var. Bu uyarıla ra kulak verip,gereğini yap mazsak; karşılıksız mı ka lacak? Bu mukaddes İlahi emirleri dinlememenin bir bedeli olmaz mı? Veya bu gün içinde bulunduğumuz maddi ve manevi sıkıntıla rın kaynağı bu değil mi? Kı zıl İcaz'ın başında, Üstadı mız;yüzeysellik elim bir hastalıktır diyor,Ayrıca mu hakematta;zahirden ubur ediniz diyor. Genelde şekle,zahire bakıp,ona gö re hüküm veriliyor.Derin den,detaylı tahkik ve araş tırma yapılmıyor. Bir de safderunluk hükmediyor. Bazen bir hasene hatırı için bin seyyi-e affediliyor. Ve bu hal ve vaziyet umu mi musibetleri celbediyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı