Okumak insanî bir ihtiyaçtır. Sosyal bir varlık olan insan, düşünce ve kanaatlerini hemcinsleriyle paylaşmak ister. 

Anayasanın ifadesi ile söyleyecek olursak; ‘herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.’ 

Başka fikirlere katılır veya karşı çıkar. Eleştirir, aydınlanır, aydınlatır. Paylaşmak istemiyor ise, kimse onu zorlayamaz. 

İNSAN HAKLARI ÖNCELİK OLMALI

‘Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.’ 

Dergiler fikir kaleleri. Gazete ise; haber, makale, köşe yazısı, araştırma, gezi, röportaj, portre, inceleme gibi türlerin buluştuğu ana kavşak. 

Ayrıca doğum, ölüm, etkinlik ilanları, duyuru ve reklamlar hayatın birer parçası. 

GÜÇTEN YANA DEĞİL, HAKTAN YANA

Kişiliği ve inançları rencide etmeden, insan hak ve hürriyetlerinin merkeze alındığı bir anlayış hakim olmalı gazetecilikte. Gazetecinin görevi gerçeğe sadakat ve insana dokunmak. Halkın gözü, kulağı olmak. Sesini duyuramayan umutsuz insanların hikâyelerini aktarmak.

Yapılan haksızlık ve zulümleri duyurarak engellemeye çalışmak. 

Ya da... kolayına kaçıp, güçten yana tavır alarak iktidarın propaganda aracı olmak!..

GAZETECİLİK KRİZDE...

Bugün hem demokrasi hem de gazetecilik bir kriz içinde. Adalet aksayınca her şey aksamaya başlıyor. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra; yeni teknolojiler de gazeteciliği olumsuz yönde etkiliyor. 

Digital çağda gazeteciler giderek işlerini ekran karşısında, klavye önünde yapmaya başladı. Teknoloji alınmalı ancak; gazeteci sokağın nabzını tutmalı. 

Halkın içine karışmalı. Vatandaş için, kamu için, gerçeğin peşinde koşmalı. 

Son zamanlarda gerçeklikten bir kopuş yaşanıyor. 

Bugün tehdit altında olan sadece gazetecilik, habercilik değil. 

Demokrasi de tehdit altında. İnsanların adaletle, hürriyetlerle, okumayla, düşünceyle ilişkileri de hastalıklı. Kendi hukukuna sahip çıkmak, bir metni okumak anlamak için zaman ayırmak, düşünmek lâzım. 

Siyasî, dinî, etnik taraftarlık ile değil; hak ve hakikat gözlüğüyle meselelere bakmak, hadiseleri doğru okumak lâzım. 

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR!

Hakkın hatırını âli tutan, baskılara boyun eğmeden gerçekleri söylemeye devam eden bir gazete var. Yayın yaparken; tıpkı hava gibi, su gibi kıymeti pek bilinmiyor ama; yokluğu nefessiz kalmak gibi. 

Kimliğine, düşüncesine bakmadan mağdur ve mazlumların yanında durmaya, kimden ve nereden gelirse gelsin haksızlığa ve zulme karşı çıkmaya devam ediyor. 

Demokratik ve insanî değerleri, imanî ve İslâmî prensipleri şiar edinen Yeni Asya 53 yaşında.

Kızanlar, küsenler, karşı çıkanlar var. Yeni Asya, onları da muhabbetle kucaklıyor. 

Tirajı az da olsa; manen çok kuvvetli, çok etkili.

Bütün engellemelere rağmen yarım asırlık tavizsiz, destansı bir mazi. 

Ne kadar şükredilip iftihar edilse az. Nur kahramanları, hak ve hürriyetleri savunanlar bugün bu gazeteye daha fazla sahip çıkmalı.

Maddî ve manevî gayretlerimizle, bu bayrak kıyamete kadar dalgalanacak inşallah.