"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

18 Mart Çanakkale

Mehmed KILIFOĞLU
18 Mart 2015, Çarşamba
Çanakkale Savaşları, bir devletin ve belki de bir milletin ortadan kaldırılması için yapılan en büyük bir topyekûn saldırı ve bu saldırıya karşı yapılmış en büyük bir karşı koymadır.

Bu savaşlar bir anlamda, mazlûmun zalimin hakkından gelmesidir. Bugün bile ezilenler için “onlar başardı biz de başarabiliriz” diye düşünenlerin örneğidir. Bazen ölümün hayatta kalmaktan önemli olabileceğini bütün dünyaya gösteren bir başyapıttır.

18 Mart Çanakkale Zaferi, İtilâf Devletleri Deniz Kuvvetlerinin yenilgiye uğratıldığı gündür, bu önemli gün aynı zamanda Çanakkale Şehitleri’ni Anma Günü olarak da kutlanır.

Çanakkale Savaşları belki yıkılmakta olan bir imparatorluğun çöküşünü engelleyememiştir, ama Çanakkale’de atılan tohumlar, bir milletin şuurunun uyanması noktasında filize, ağaca sonrasında güçlü bir ormana dönüşmüştür.

Çanakkale Destanı’nı yazmak, her millete nasip olabilecek bir şey değildir. Şayet bu destanı Batı yazmış olsaydı, Hollywood’da Çanakkale Savaşlarından başka savaş filmi kolay kolay çekilmezdi. Çanakkale şehrinin bugünkü nüfusu beş yüz on iki bin. Yani, bir şehir düşünün ki; altta yatanı, üstte yaşayanından fazla. Bu mukayese bile, savaşın büyüklüğünü ortaya koyuyor. Çanakkale Savaşından önceki Balkan ve Trablusgarp gibi harplerde savaşanlar, mesleği askerlik olanlardı. Çanakkale Savaşında savaşanlar ise; ekseriyetle mesleği askerlik olmayan doktor, öğretmen, veteriner, mühendis, çoluk çocuk yani eli silâh tutan herkestir. Çanakkale, yalnızca en az 250.000 şehit verdiğimiz bir yer değildir, milletin birikimli insanlarını ve yaşayan parlak neslini bu vatana armağan ettiği yerin de adıdır. Çanakkale bu yönüyle de diğer savaşlardan ayrılır.

Mehmet Âkif’in “Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi” sözünden kanımca anlamamız gereken, Cenâb-ı Allah (cc), Bedir’e Müslümanlara yardım için kimi gönderdiyse, Çanakkale’ye de yardım için onları göndermiştir. Meselâ bir düğüne yaşadığınız şehrin valisinin katılması düğün sahibi için nasıl bir şan ve şerefse, Çanakkale Savaşlarına, Allah’ın (c.c) görevlendirdiği meleklerinin de katılıp yardım etmesi, Çanakkale Savaşı’na katılanlar için bir şan ve şereftir. Her şeyden önce; Mehmet Âkif, millî bir kişilikten önce İslâmî bir kişiliktir. Kur’ân-ı Kerîm tefsiri bile yaptığı bilinmektedir. Böyle bir İslâmî kişiliğin, dinimizde şan şeref için savaşanların şehit olamayacağına ilişkin kesin hükümler varken; şehitlere ve şehitlik kavramına şan ve şeref yönüyle yaklaşmayacağı açık ve net bir şekilde düşünülmelidir. Bu açıklamayla da, bugüne kadar bazı kesimlerin Mehmet Âkif’in Çanakkale Şehitlerini, Bedir Şehitleriyle mukayese edip bir tuttuğu gibi ısrarla yapılan yanlış tevillerin önünü de kesmiş olalım. Peygamber Efendimiz (asm) bir hadisinde “Benim sahabem gökteki yıldız gibidir, hangisine tutunursanız kurtuluşa erersiniz” buyurmuştur. Yani, sahabe ile sonradan gelecekler, kıyas kabul etmeyecek bir şekilde fazilet açısından birbirinden kesin olarak ayrılmıştır. 

Her iyi şeyleri ve kötü şeyleri devam ettirenler birbirlerinin varisleridirler. Peygamberimiz Efendimiz (asm), “Âlimler peygamberlerin varisleridir buyurmuşlardır”. Âlimler nasıl peygamberlerin varisleriyse, Çanakkale Şehitleri de Bedir Şehitlerinin varisleridirler. Seyyid-üş Şüheda yani efendileri, Hz. Hamza’dır (ra).

Okunma Sayısı: 3602
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Rıza

    18.3.2015 19:51:01

    Mübalağa da olsa; M.Akif, böyle bir hatayı yapmayacak kadar dini bilgiye sahip birisidir. Mehmed Bey'in yaklaşımı tarzda bir yorumu, bu tartışılan beyit için ilk kez duyuyorum. Ama Mehmed Bey'in yorumunun oldukça özgün ve mantıklı bir yorum olduğu ortada.

  • Garib Doğu

    18.3.2015 09:38:42

    Akif'in niyetinin Çanakkale şehitlerini sahabeden daha üstün görme ve gösterme olmadığı genelde teslim edilen bir gerçektir.Akif bu hatayı yapacak insan değil.Yalnız şiirin zahir görünen manası;sanki Çanakkale şehitleri daha üstün... Edebiyatçı değilim ama burada şiirin karakteri olan mubalağa sanatı kullanılmış gibi....Acaba bu yönüyle meseleye açıklık getirilse daha mantıklı olmaz mı?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı