Hukukî Araştırmalar Derneği farklı illerde sivil anayasa çalıştayları yaptıktan sonra geçtiğimiz hafta Meclis’te “Türkiye’nin sivil anayasa yolculuğu projesi”nin kapanış toplantısı yapıldı. Açılış konuşmaları ve panelde yapılan konuşmalarda ülkenin 1982 Darbe Anayasası’ndan kurtulması gerektiği anlatıldı.
1982 Darbe Anayasasının 177 maddesinin 134 maddesini değiştiren AKP’nin, yeniden bir “sivil anayasa” çalışması işine gireceği görülüyor.
Darbe anayasası değişmeli mi, elbette değişmeli. Ama bu nasıl yapılmalı, yöntemi ne olmalı? Değişmeyen 43 maddesinde neler olmalı? Önce bunlara karar verilmeli.
Sivil anayasa ile ilgili partilerin hazırlıkları var. MHP tarafından 100 maddelik bir teklif AKP’ye sunulduğu, AKP’nin de 128 maddelik bir teklif hazırladığı söylenmişti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, göreve geldiğinden bu yana yeni bir sivil anayasadan bahsediyor. 2025 Ekim ayı gibi bu çalışmaların başlayabileceğini, bunun da Meclis’in tarihî sorumluluğu olduğunu söylüyor.
Türkiye’nin ihtiyaçlarına, milletin taleplerine cevap verecek yeni anayasanın ittifakla hazırlanarak milletin önüne konulması gerektiğini söylerken, siyasî partilerin seçim beyannamelerinde ve parti programlarında “yeni anayasa” veya “güçlü anayasa değişikliği” talebinin yer aldığını dile getiriyor.
Anayasa tekliflerinin Meclis’e getirilmesi yetmiyor. Milletin onayına sunulması için 360, Meclis’te kabulü için de 400 milletvekilinin imzası gerekiyor. Cumhur İttifakı’nın şu anda Meclis’teki sandalye sayısı buna yetmiyor. Muhalefetin de buna destek vermesi gerekiyor.
***
GÜÇLÜ ANAYASA NASIL OLUR?
Kurtulmuş’un bahsettiği “güçlü anayasa değişikliği” paketi, 28 Şubat 2022 tarihinde ilk toplantısını yapan CHP, İYİ Parti, DP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi’nin oluşturduğu 6’lı Masa’nın hazırladığı 151 sayfalık “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi”mi, bilemiyoruz.
Bu teklifi AKP ve MHP kabul eder mi? Ya da iki parti ortak bir metin mi ortaya çıkarır, bu önümüzdeki günlerin konusu. En önemlisi 6’lı masayı oluşturan 6 parti bu tekliflerinde ısrarcı olur mu? Çözüm sürecinin baş aktörü DEM yeni anayasa çalışmalarının neresinde ve ne tarafında olacak? Bunlar da merak ediliyor.
***
CHS İLE NE OLDU?
Yeni Anayasa konuşulurken öncelikle yeni sistem konuşulmalı…
Çünkü: Millete “istikrar, refah, büyüme” vaat edilmişti, gelinen nokta ortada. Bunlardan hiç birisi gerçekleşmedi tam tersine geri gidildi. Millet yoksullaştı, adalet ve hukukta geriye gidildi. Adalete olan güven zedelendi. Millet fakirleşti. 7 yılda enflasyon yüzde 788 arttı.
Türkiye uluslararası endekslerde geriye düştü. 2025 Dünya Özgürlükler Raporu’na göre Türkiye, son 10 yılda hürriyetlerin en fazla gerilediği ilk 10 ülke arasında yer aldı. 2018 yılında “Özgür Olmayan Ülkeler” kategorisine alınan Türkiye, 2025 raporunda da aynı kategoride kalmayı sürdürdü. 2018 yılında Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 113 ülke arasında 101. sırada yer alan Türkiye, 2025’te 142 ülke arasında 117. sıraya geriledi. Sınır Tanımayan Gazeteciler’in hazırladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 2018’de 157. sıradayken 2025’te 159. sıraya düştü. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2024 tarihli Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 107. sırada yer aldı. 2018’de aynı endekste 78. sırada bulunan Türkiye, 6 yıl içinde 29 basamak geriledi.
***
O ZAMAN ÇÖZÜM BELLİ
Görüleceği üzere yeni ve sivil bir anayasa konuşulacaksa önce 7 yıl önce yürürlüğe giren sistemden kurtulmakla başlanmalıdır.
Yapılması gereken de, demokratik, hürriyetçi ve sivil bir anayasadır, ucube sisteme uyum için anayasa yapılması değildir.
Meclis’e düşen görev ülkeyi darbe anayasasından kurtarmaktır. Bütün kesimlerin üzerinde uzlaşacağı sivil, demokratik ve hürriyetçi bir anayasa yapılması gerektiğini herkes söylüyor, bunun da yolu sistem değişikliğidir.