"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi ortak paydasında birleşmek

Mehmet KARA
19 Ocak 2020, Pazar
Türk tipi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin daha ikinci senesini doldurmadan aksayan, eksik yönlerinin ortaya çıkması ve Türkiye’ye uymadığının yüksek sesle ifade edilmesi “demokrasi ve demokratlık” kavramlarının da yüksek sesle dillendirilmesine sebep oluyor.

Son günlerde “demokrasi ortak paydasında birleşme” sözü sıkça duyulmaya başlandı. “Senin gibi düşünmeyenlerin de haklarını, hukuklarını savunma”nın kısa adı demokrasi ve demokrat kavramları ile ifade ediliyor.

Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun kurmaylarından Etyen Mahcupyan’ın “Demokrat olmak, başkalarını demokratlığa çağırmak ve bu zeminde ittifaklar kurmak istiyoruz” demesi bunun göstergelerinden birisi oldu. Geçmişte “Demokrasi küfür rejimidir” diyenlerin dahi demokrasiden, hürriyetlerden bahsetmesini de burada zikretmelerini de not etmek gerekiyor.

Bütün bunları neden anlattık, açıklayalım. Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gazetelerin Ankara temsilcileri ile 2019 yılını değerlendirdiği bir toplantı yapmış, biz de orada gazetemizi temsil etmiştik. Toplantı başlamadan önce gazetelerin durumu, uygulanan akreditasyon, basının sıkıntıları konuşulurken kendisine bir yılı aşkın bir süredir başta genel yayın yönetmenimiz olmak üzere 35 basın kartlı personelimizin basın kartlarının, hatta sürekli basın kartlarının dahi yenilenmediğini söylemiştik. 

Geçtiğimiz Salı günü partisinin grup toplantısında gerek sıkıntıda olan diğer gazeteler gerekse de basın kartlarının değiştirilmeme meselesini ifade eden Kılıçdaroğlu’nun “Görüşlerini beğenmesek bile, siyaseten farklı düşünsem bile ‘demokrasinin gereği olarak’ her kişinin yazmasını, yorum yapmasını, haber yapmasını da büyük bir saygıyla karşılayacağız” demişti.

Evet, şiddeti ihtiva etmediği sürece her görüşe saygı göstermek eğer basın ve düşünce hürriyeti ise buna uymak gerekiyor. Demokrasinin gereği de bu… İşte bu yüzden demokrasi ortak paydasında buluşmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Türkiye’nin ihtiyacı da budur.

TAM DA İŞTE BU

“Çok sesli, etkin, herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirebilen medyanın varlığı, demokratik ve şeffaf toplumun olmazsa olmaz koşuludur.” 

Tayyip Erdoğan (Cumhurbaşkanı)

MİLLET GERÇEKLERİ BİLMELİ

Devleti yönetenlerin başlıca görevi vatandaşlarının refah içinde yaşamasını temin etmek olmalı. Vatandaşlar arasında gelir dağılımının eşit olduğu, insanların açlık sınırın üstünde olduğu bir ülkeyi inşa etmek ülke yöneticilerin en başta gelen görevi. Bunun yanında insanların korkusuzca sokaklarda gezebildiği, korku ikliminin olmadığı, hürriyetlerin geniş şekilde uygulandığı bir ülke de her vatandaşın hakkıdır.

Ülkemizde ekonominin iyiye gittiğini söyleyemeyiz. Ekonominin iyi olduğunu söyleyenler olsa da bütün göstergeler ve insanların yaşantısı bunu tekzip ediyor. Kaldı ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ekonomide her şey iyi demekle çarklar dönmüyor, tencere kaynamıyor. Bunun için somut gelişmelere ihtiyaç vardır” demesi ekonominin kötü gittiğini söyleyenleri eleştirenlerin sesini kestiğini gösteriyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2019 yılının Aralık ve Ocak-Aralık dönemi bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Merkezi yönetim bütçesi 2019 yılında 123.7 milyar TL, faiz dışı denge 23.75 milyar TL açık verdi. Bütçe gelirleri Aralık 2018’e göre yüzde 9.1 artarak 73.3 milyar liraya yükseldi. Bütçe giderleri de aynı dönemde yüzde 21.8 artışla 104.1 milyar liraya çıktı. Aralık’ta bütçe açığı 30.8 milyar lira oldu.

Yeni yıl itibariyle iğneden ipliğe yüzde 22’den fazla zam gelirken enflasyonun yüzde 12 civarında çıkmasına gel de inan. Bir resmî bir de halkın enflasyonu var… Milletten gerçekler saklanmamalı. Neyse o…

GAZETECİLER GERÇEĞİ NASIL GÖRÜR?

Hiçbir dönemde bugünkü kadar gazetecilerin 180 derecelik dönüş yaptıklarına da şahit olmamıştık. Bir partiyi destekleyebilirsiniz, ancak o partinin doğrularını söylediğiniz ölçüde yanlışlarını da açık yüreklilikle söyleyebilirseniz “gazetecilik” yapmış olursunuz. Bunu yapmazsanız “partizanlık” yapmış sayılırsınız. Aslında desteklediğiniz partinin yanlışlarını üslûbunca söylerseniz bu o partinin de işine gelir. Aksi “büyük kötülük” olur… (Bu kötülük şimdilerde bolca yapılıyor.)

Geçtiğimiz günlerde iki televizyonun ortak yayınında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir röportajı vardı. Soru soran gazetecilerden birisi de Ahmet Hakan Coşkun’du. Geçmişteki “muhalif” görüşleri ile bilinen Coşkun bu dönemde hükümete yakın bir gazetenin genel yayın yönetmenliğine kadar yükseldi!

Canlı yayında, Coşkun’un, “Ekonomide herhangi bir olumsuz tablo yok hatta tam tersine” ifadesi alay konusu oldu. Adeta herkesi güldürdü. “Coşkun nerede yaşıyor?” sorusunu akıllara getirdi. 

Keza, Erdoğan, “Ekonomide her şey iyi demekle çarklar dönmüyor, tencere kaynamıyor. Bunun için somut gelişmelere ihtiyaç vardır” dediğini görmemiş olamazdı!

Son iki yılda gıdaya yüzde 58, elektriğe yüzde 72, doğalgaza yüzde 63 zam yapılan, genç işsizlerinin oranının yüzde 30’lara dayandığı bir ülkede bunları söylemenin adı sizce nedir?

Anlaşılan, Coşkun gibi gazetecilerin plazalardan ve zengin semtlerden çıkıp, halkın içine girmeleri, hayat pahalılığını ve insanların geçim sıkıntısı içinde yaşadıklarını görmeleri gerekiyor. Yoksa canlı yayınlarda çıkıp, ekonomide tablo iyi deyip halkı aldatmaya devam edecekler…

 

 

Okunma Sayısı: 1270
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı