Gazze’de ateş sağlanmasına rağmen soykırımcı İsrail’in ateşkesin sağlandığının duyurulduğu gün bile bombardımanlarını sürdürmesi gerçek yüzünü gösterdi.
İsrail 1967 yılında Filistin topraklarını işgal etti. O tarihten bu yana da İsrail’in soykırımcı, işgalci tutumu hiç değişmedi. 58 yıldır yaptığı katliamlarda yüzbinlerce insan şehit olurken dünya hep seyretti. Saldırılar hep “kınama” ile geçiştirildi. 8 milyar nüfuslu dünya 8 milyon nüfuslu İsrail’i durduramadı.
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’te başlattığı son saldırıları ise kurulduğu günden bu yana giriştiği en büyük saldırılardan birisi oldu. Soykırımın ikinci yılı biterken, arkasına ABD’nin desteğini alan İsrail, resmî rakamlara göre 67 binden fazla insanı şehit etti. 10 binin üzerinde kayıp olduğu söylense de bu rakamın çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Gazze’nin sağlık sistemini çökertti. İbadethaneler, okullar ve hastaneleri vurdu. İsrail’in gözü o kadar döndü ki, mezarlıkları dahi bombaladı.
***
VİCDAN FİLOLARI
İsrail’in iki yıldır sürdürdüğü katliam ve soykırım milletleri ayağa kaldırırken, bir kaç ülke yöneticisi hariç bütün idarecilerin sessizliği kara bir leke olarak tarihe geçti.
Küresel Sumud Filosu’nda 46 ülkeden toplam 497 aktivist ile 12 farklı ülkeden 11 gemiden oluşan “özgürlük filosu” Gazze şeridinde uygulanan yasadışı ablukayı delmek ve insanî yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkması insanlığın büyük bir başarısı oldu. Vicdanların ayakta olduğunu gösterdi. Soykırımcı İsrail uluslararası sularda bu iki filoya müdahale etmekten bile çekinmedi. Elinde çakı dahi olmayan insanları silâhlarla gemilerden indirip hapishanelere attı. Susuz ve aç bıraktı.
ABD Başkanı Donald Trump’un hazırladığı “planla” ateşkes sağlandı. Ancak, bu ateşkes devam edecek mi, yoksa İsrail her zaman olduğu gibi bu ateşkesi ihlâl edecek mi, göreceğiz.
Bu net olarak ortada. Kalıcı bir çözüm bulunmadıkça, İsrail her fırsatta, bir bahane bulup katliamlarına devam edecektir. Tarih buna şahittir! Trump bile “rehineleri geri almaktan” sonrasını garanti etmiyor
Bölgede kalıcı barışı ve istikrarı sağlamanın temel şartı da, 1967 sınırlarına dayalı iki devletli çözümdür.
***
IRAK’IN İŞGALİNDE DE PARMAĞI VARDI
Peki bundan sonra ne olacak?
Birçok ülkenin desteklediği bu plan tuzaklarla oldu. 20 maddelik plânda en çok dikkat çeken Gazze’nin yönetimini devralacak geçici yönetimin başına eski İngiltere Başbakanı Tony Blair getirilmiş olması.
2003 yılında Irak’ın işgaline, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush ile birlikte karar veren, milyonlarca insanın katlinde, yüz binlerce çocuğun yetim ve öksüz kalmasında, yüz binlerce kadının dul kalmasında büyük rolü olan isimlerden birisi de Blair…
Şimdi aynı Blair’in “ABD’nin sömürge valisi” olarak Gazze’yi yönetmesi yapılan gizli planların bir parçası.
Blair’in yönetiminde yer alacak isimler de hayli dikkat çekiyor. İbrahim Anlaşmaları Barış Enstitüsü’nün CEO’su İsrail destekçisi Aryeh Lightstone, Mısırlı milyarder iş insanı Negip Seviris, Yahudî Amerikalı milyarder Marc Rowan ve Birleşmiş Milletler’in eski Ortadoğu özel temsilcisi Hollandalı Sigrid Kaag…
Blair ve ekibine bakıldığında “Filistin’de ikinci İngiliz Manda yönetimi” olduğu görülebiliyor.
***
MÜCADELE TAVSAMAMALI
Elbette ateşkes olması, katliam ve işgalin duracak olması önemli ancak bundan sonra olacakların da dikkatle takip edilmesi gerekiyor. Önemli olan barışın sağlanması.
Geçici yönetim Gazze’nin imarı, yerinden yurdundan edilmiş yüzbinlerce insanın evlerine dönmesi konusunda neler yapacak? Bunlar dikkatle izlenmeli.
Vicdanlar ayakta tutulmalı. Dünyada insanlarının Gazze halkının katledilmesine karşı giriştiği mücadelesi gizli planlara kurban edilmemeli. Tavsamasına müsaade edilmemeli.