Her iki partide de kongreye hem genel başkan hem de parti yönetimi için tek listeyle girdi. İl ve ilçe kongrelerinde dahi bir takım adaylar çıkarken “demok- ratik olsun” diye bile ne genel başkan ne de parti yönetimi için başka aday ya da liste çıkmadı. Bu yüzden renksiz kongreler oldu. Genel başkanların konuşması dahil, 4-5 saat içinde kong- re bitti. İki partide de yönetim kadrolarında değişikliğe gidilirken yeni isimler yönetime girdi.

AKP kongresi öncesinde parti yönetimine girecek “farklı isimler” ortalıkta dolaşırken, Erdoğan’ın genel başkanlığı “devredeceği”de konuşuluyordu. Ancak listeler tek elden hazırlanırken, Erdoğan genel başkanlık koltuğunu başkasına bırakmadı. Genel Başkanvekili ikiye çıkarılırken, son mahalli seçimde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kaybeden eski başbakan Binali Yıldırım ile Numan Kurtulmuş bu göreve getirildi. 

Burada dikkatimizi çeken bir durum oldu. Bazı “yandaş yazarlar”ın Erdoğan’ın genel başkanlığı bırakacağı ile kulisler “operasyon” olarak değerlendirmesi hayretle karşılandı. Gerçi ekonomi kötüye gidince de sık sık kullandıkları “operasyon” kelimesini kullanmaları onlar için yadırganacak bir şey değildi… Sözde “operasyon çekenler” AKP’yi Erdoğan’ın elinden almak isteyenlermiş, Erdoğan bu tuzağa düşmemişmiş…

Halbuki, Türk tipi partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle hayatımıza giren cumhurbaşkanı ile genel başkanın aynı kişi olmasının mahsurları ve sıkıntıları geçen 3 yılda görülmesi orta yerde dururken, bu sıkıntının giderilmesi adına bunun söylenmesini “bir tuzak ve operasyon” olarak görmeleri bir alışkanlık olsa gerek. Yoksa bunun olması normal olanı değil mi? Bunu söyleyenlere, “Madem öyleydi bu konu kulislerde konuşulurken bu ifadeleri neden kullanmıyordunuz?” diye sormak gerekmez mı? Genel Başkanlığı bırakmadığı ortaya çıkınca mı aklınıza geldi? Bırakın artık bu ağızları artık…

***

YENİ ANAYASA İÇİN 2022 İŞARET EDİLDİ

Erdoğan, kongreye günler kala, yapacağı konuşma için, “Yapacağım konuşma adeta 2023’ün bir manifestosu olacaktır” demişti. İktidara yakın medya dahi uzun konuşma da bir manifesto göremedi. 

Yeni anayasa çalışmaları dışında “yeni” yok gibiydi. Yeni olan sadece üç şarkı ile yeni anayasa konusuydu. Anayasa konusu 19-20 yıllık AKP iktidarında zaman zaman gündeme getirilip sınırlı değişiklik yapılabildi. Öyle görülüyor ki, Erdoğan, yeni anayasa konusunu gelecek yılın ilk dilimine işaret ettiğine göre bu yıl hep gündemde tutulacak, sıkışınca bu konu gündeme getirilecek. 

Şunu tekrar hatırlatmakta fayda var. Şu anda Meclis aritmetiğine bakıldığında yeni anayasa çalışmasının Meclis’ten geçmesi mümkün değil. Anayasa teklifini TBMM’ye sunmak için “üye tam sayısının üçte bir çoğunluğu yani 200 milletvekili imzası” yeterli olduğu için bu teklif Meclis’e sunulabilir. O kadar. 

Anayasa değişikliği teklifinin kabulü için “üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu yani 400 vekil kabulü” gerekiyor. TBMM’de “üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu yani 360 vekil kabulü” olursa da anayasa değişikliği halk oylamasına sunulabiliyor. Cumhur İttifakı içerisinde AKP’nin 289, MHP’nin 48 oyu var. Bu da toplamda 337 oy ediyor. Bu durumda bırakın Meclis’ten geçmesi için gerekli oya dahi ulaşılmasını, teklif halk oylamasına sunulacak oya dahi ulaşamıyor. 

Belli ki 2023 seçimlerine giderken ana tartışma konularından biri yine yeni bir anayasa olacak. Meclis’ten geçmesi zor görülse de sırf “biz yeni anayasa istedik, ama Meclis’ten çıkartamadık verin yetkiyi 1982 anayasasından kurtulalım” demek için bu yapılacak. En azından şu anda tablo bu…

***

19 YIL DA ANCAK HAZIRLANMIŞLAR!

Kongre öncesi isimler üzerinden kulisler ortada dolaşırken o dönem AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Mahir Ünal’ın bir sözü epey gündem olmuştu. 20 yıllık bir parti ve 19 yıldır da iktidarda olan bir partinin yetkilisi “Biz daha yeni başlıyoruz… Bugüne kadar yaptığımız her şey aslında hazırlıktı. Hazırlıklarımızı tamamlamamız 19 yıl sürdü ve asıl şimdi başlıyoruz. 24 Mart yeni ve büyük bir yolculuğun başlangıcı” demişti. 

Bundan önce AKP’nin “çıraklık, kalfalık, ustalık dönemleri” vardı. Şimdi de “yeni bir başlangıç dönemi” buna eklendi. 

Genel Başkan dâhil olmak üzere parti yetkilileri bundan öncede sık sık sanki 19 yıldır iktidarda değillermiş gibi açıklamalar yapıyorlardı ve buna bir anlam verilemiyordu. Anlaşılan 24 Mart 2021’de işe yeni başlayacaklarmış da ondanmış…

19 yılda daha yeni bir başlangıç yapılacaksa vay ülkenin haline. Anlaşılan 2053 olmadı, 2071’e kadar da bu başlangıç devam edecek. 

***

7 SENEDE 4 KAT ARTARSA…

Merkez Bankası Başkanı Ağbal’ın bir gece yarısı Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmasıyla dövizdeki yüksek artış beraberinde Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini, bir gecede 450 milyon doların satın alınmasını gündeme getirirken, “yeni bir başlangıç” denilmesinin bir bakıma gerekçesini de ortaya koydu.

Erdoğan 2014’te Cumhurbaşkanı seçildiğinde dolar 2.1 TL, 2017 referandumunda 3.6 TL, 2018 yılında “bana yetki verin” denildiğinde 4.7 TL iken yeni bir başlangıç yapıldığı söylenirken dolar 8 lira oldu. Dolar 7 senede 4 kat arttı. 2053 yılına 32 sene var. Varın gerisini siz hesap edin… 

***

DERDE DERMAN

CHP Grup Başkan vekili Özgür Özel, “Sayın Bahçeli ne derse oluyor. HDP kapansın diyor, dâvâ açılıyor. Gergerlioğlu Meclis’ten alınsın diyor, alınıyor. Bir gün de esnaflar, memurlar, EYT’liler, emekliler, çiftçiler için bir talepte bulunsun da bir derde derman, bir yaraya merhum olsun” demiş.

Bugüne kadar olmadıysa belki bugünden sonra olur. Bakarsınız ilk grup toplantısında veya sosyal medya hesabından mağdur kesimler için istekte bulunur.