2018 yılından beri uygulanmaya başlanan Türk tipi partili Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin Meclis’in çalışmasını, ekonomik, idarî ve sosyal yapıyı getirdiği nokta ortada.
Yeni sistemle Meclis’in etkinliği azaldı, denetim yetkisi büyük oranda yok edildi. Güvenoyu, gensoru, bütçeyi veto hakkı yok.
Sistemin en çok tartışılan bir konusu “tek adam” eleştirisi. Bunun sebeplerinden birisi Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda bir partinin genel başkanı olması, ikincisi de bakanlar kurulu (Cumhurbaşkanlığı kabinesi) başta olmak üzere, Cumhurbaşkanlığına bağlı 9 politika kurulu, 8 yeni başkanlık, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğine haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip 4 yeni ofis kurulması ve hepsinin de başkanının Cumhurbaşkanı olması ve üyelerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanması…
Yeni sistemde Meclis’in hükûmeti denetleme yolları arasında yer alan sözlü soru önergesi bakanlar Cumhurbaşkanınca Meclis dışından atandığından cevaplandıramayacağı için kaldırıldı. Milletvekilleri yürütmenin başı olan cumhurbaşkanına soru soramıyor, ancak yardımcısına ve bakanlara o da sadece “yazılı soru önergesi” verebiliyor. Anayasa ve Meclis içtüzüğüne göre bakanlar, milletvekillerinin elinde kalan denetleme yetkilerinden yazılı önergelerini 15 gün içinde cevaplandırılması gerekirken Meclis’in verilerine göre bunun da olmadığı ortaya çıkıyor.
Bakanlar seçilmişlerden değil de atama yoluyla Meclis dışından görevlendiriyor. Aynı şekilde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı da atama yoluyla göreve geliyor. Cumhurbaşkanının yokluğunda seçilmiş Meclis Başkanı vekâlet ederken, yeni sistemde Cumhurbaşkanına atanmış yardımcısı vekâlet ediyor.
***
29 BİN ÖNERGEDEN 4 BİNİ CEVAPLANDIRILMIŞ
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yazılı önergesine TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın verdiği cevaplarda da bu görülüyor.
TBMM Başkanlığı’na bu yasama döneminde iletilen 28.819 yazılı soru önergesinin, 3.885’ü süresi içinde cevaplandırılırken, 15.837 önerge süresi geçtikten sonra cevaplandırılmış. 8.261 önergeye hiç cevap verilmemiş, 832 önerge hâlâ beklemede imiş.
TBMM’de görev yapan 592 milletvekilinden 402’si yazılı soru önergesi vermiş. Geriye kalan 190 vekil, 1 yıl boyunca Meclis’in en temel denetim aracını hiç kullanmamış. CHP’nin 132 milletvekili 11.313 önerge sunarken, DEM Parti’nin 54 milletvekili 7.714 önerge, İYİ Parti, 40 milletvekili 4.522 önerge sunmuş. AKP’nin toplam 272 milletvekilinin sadece 10 milletvekilinin 39 yazılı soru önerge sunması ise dikkat çekici.
Meclis’in denetim yetkilerinin birisi olan yazılı soru önergelerini cevapsız bırakan bakanlıklar sırasıyla Çevre Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet ve Sağlık bakanlıkları olmuş. Bu 4 bakanlığının cevaplandırmadığı önerge sayısı 4 bin 872 olmuş.
***
MECLİS HANİ ETKİN HALE GETİRİLECEKTİ?
CHS’nin ilk yıllarında Meclis Başkanı olan Mustafa Şentop’un “yeni sisteme göre Meclisi biraz daha yasama alanında etkin hale getirecek enstrümanların iç tüzükte olması gerektiğini” ifade etmişti. Aradan geçen yaklaşık 7 yılda bu yapılmadı.
İktidar kanadından sistemin MR’sinin çekileceği, rehabilite edileceği gibi ifadeler kullanıldı, ama hiçbir değişikliğe gidilemedi. Çünkü sistem baştan sonra değişmesi gerekiyordu.
Sistemin yürürlüğe girdiği ilk yılda Erdoğan, “Sistemin eksisiyle artısıyla her şey ortaya çıkıyor. Bundan sonraki süreçte de nerelerde ne gibi aksamalar varsa bunlar da giderilerek yolumuza devam ederiz” demişti. Birçok yerde aksamalar olmasına rağmen giderilmedi. Giderilemez de…
***
MECLİS’İN GÜÇLÜ OLMASI İÇİN…
Demokratik hukuk devletinin bütün kural ve kurallarıyla işleyeceği, istişarenin tam manasıyla uygulandığı, tek kişinin değil ortak aklın devrede olacağı bir sistemin tekrar tesis edilmesinin gerektiği ortada iken bu sistemde ısrarcı olunmasının sebebi anlaşılamıyor.
Meclis yani milletvekilleri denetim yetkilerini kullanamıyor bu yüzden de Meclis’in güçlü olması gerekir. Bu da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle olur. Nokta.