Yeni bir yıl geliyormuş. Her yerde kutlama afişleri asılmış. O gün her yerde yüzde yüz eğlence garantili haram fiiller varmış. Mış, mış, mış…
Neyi kutluyoruz? 2016’da harabeye dönen Suriye’yi mi? Ya da daha geçen haftada acı haberlerini aldığımız ve bütün yıl verdiğimiz şehitleri mi? Filistin’de umutları alınan gençler mi, çocukları mı? Bu insanlar neyi kutluyor?
Suriyeli bir mülteciye sordum, yeni yılda ne istersin? Evimi, dedi. Sokaklarımı, çocuklarımın mutluluğunu. Yeni yılda değildi onun bu istediği, 2016 ya da 2017 olsun o evini istiyordu. Filistinli bir genç, okumak istediğini söylüyordu. “Eğitim hayalimi geri verin!” diyordu. Bunu yeni yıl için bir temenni olarak söylemiyordu. Bunu ilerleyen günlerde istiyordu.
Sırtında hediye torbasıyla noel babayı beklemeyen Suriyeli çocuklar, sadece Allah’tan bekliyordu isteklerini. Noel neydi? Noel baba kimdi? Onlar ellerini semaya kaldırırken yetim olan Peygamberimizin (asm) yolunda ilerliyorlardı. Doğu Türkistan’da bir çocuk çekik gözlerinden akan yaşları silerken babasının ne güzel namaz kıldığını seyrediyordu. Onlar yeni yılı kutlamayı bilmiyorlardı. Çünkü yeni yılda hayatlarını değiştirecek olan oyuncak, tombala ve kar küreleri mi olacaktı? Hayır, ilerleyen günlerde sadece Allah bize yardım edecekti. Bizim için yeni yıl kavramı yoktu. Bizim için her doğan güneş bir umuttu. Her sabah uyandığımızda şükür sebeplerimiz vardı.
Otobüs beklerken gördüğüm eğlence afişinde 10 TL yazıyordu, 10 TL ile bile bile büyük bir tuzağa yakalanmak cazipleştiriliyordu. Ama gitmek için konuşanlar vardı. İnsanlar bu dünyayı eğlence yeri sanıyorlardı. Doğacağız, genç olacağız ve istediğimiz yapacağız ve eğleneceğiz. Ama hayat ölüm ile kardeşti. Ölüm hayatın soğuk sanılan kardeşiydi.
Karşımızda gerçekten çok büyük bir yangın var. Bazen alevlerin arasında kalmaktan korkuyorum, düşmekten ve kalkamamaktan korkuyorum. Yabancı arkadaşlarımla konuşunca halime şükrediyorum. Onlar çoğunluğu başka bir dine sahip olşan bir ülkede Müslüman olarak yaşamaktan korkmuyorlar ve hayatlarına en pozitif olarak devam ediyorlar. O zaman ben de alevlere korkmadan yaklaşmalıyım diyorum. Üstad bile yolda biri düşürmek istemiş ne ehemmiyeti var demiyor mu? O yangını söndürmeye koşuyorum demiyor mu?