"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kalpleri ve akılları aydınlattı

Misbah ERATİLLA
17 Haziran 2025, Salı
Cebel (Sütlüce) nahiyesi müdürü İhsan Üstündağ, mal müdürü, eczacı ve Doktor Kemal’den oluşan bir heyet, bir köy meselesini görüşmek üzere Barla’ya gitmek için iskelede kayığa biner. Kayık yol alırken sohbet koyulaşır, konu dönüp dolaşıp dini meselelere gelir.

Eczacı ortaya bir soru atar: “Allah varsa, neden şerri yaratmıştır?”

Herkes bu soruya bir şeyler söyler, ancak verilen cevaplar eczacıyı tatmin etmez. Gerilim artar, ortam âdeta kavgaya gebe hâle gelir. Heyetten biri sinirlenerek eczacıya, “Daha fazla konuşma, yoksa seni göle atarım. Zaten Barla’ya gidiyoruz; orada şeyh efendiye bu sorunu sorarsın, cevabını da alırsın,” der. Böylece tartışma sona erer.

Kayık iskeleye vardığında heyet, doğruca belediye başkanının evine gider. Kısa bir sohbetten sonra, kahvelerini bile içmeden Bediüzzaman Said Nursî’yi ziyaret etmek için haber gönderirler. Bediüzzaman misafirleri memnuniyetle kabul eder, onları ayakta karşılayarak şöyle der:

“Benim sizi ziyaret etmem gerekirken siz ziyaretime geldiniz.”

Henüz kimse bir şey sormamışken, Bediüzzaman söze girer:

“Şimdi size şerrin nasıl hayır olabileceğini anlatacağım.”

Heyet şaşkın bakışlarla birbirine bakar. Herkes pür dikkat kesilerek onu dinlemeye başlar. Bediüzzaman konuşur:

“Kangren olmuş bir kolu kesmek şer değil, hayırdır. Çünkü kol kesilmezse tüm vücut kaybedilir. Demek ki Allah bazı şerleri hayır doğursun diye yaratmıştır.”

Sonra doktor ve eczacıya dönüp anlamlı bir bakışla şunları söyler:

“Siz doktor ve eczacısınız, bu durumu iyi bilirsiniz.”

Eczacı, bu sözlerin ardından donakalır ve tüm dikkatiyle dinlemeye devam eder.

Bediüzzaman şöyle devam eder:

“Bir hindinin altına yumurtalar konsa ve bunların birkaçı bozularak diğerlerinden civciv çıksa, buna şer denilir mi? Çünkü çıkan her bir civciv, beş yüz yumurta kıymetindedir.”

Daha sonra sohbeti kalbin tıbbî izahına getirir. Konuşma sona erdiğinde misafirler izin isteyerek ayrılır. İhsan Üstündağ ve heyet, köy meselesini de çözüme kavuşturarak Cebel’e (Sütlüce) geri döner.

Aradan birkaç gün geçer. İhsan Üstündağ, Doktor Kemal Bey’le karşılaşır. Doktor Kemal, o sohbetin etkisini şu sözlerle ifade eder:

“Ben kalbin bu kadar güzel ve ilmî bir açıklamasını, şimdiye dek hiçbir profesörden işitmemiştim.”

O günden sonra İhsan Üstündağ, Bediüzzaman’ı hiç unutamaz.

Bir süre sonra Eğirdir kaymakamının tayini çıkınca, İhsan Üstündağ vekâleten bu göreve atanır. Günlerden bir gün, makam masasındaki kâğıtları karıştırırken Bediüzzaman’a ait bir mektup gözüne çarpar. Mektubu okuyunca, üslup ve edebî ifadelerden çok etkilenir. Mektupta şöyle yazılıdır:

“Mutlaka farz namazlarınızı kılınız. İnşallah sünnetleri de kılarsınız…”

İhsan Üstündağ’ın tayini Senirkent’e çıkınca, Bediüzzaman’a bir mektup yazmak ister. Ancak birkaç gün sonra tanımadığı biri ona selâm getirir ve Bediüzzaman’ın mektup yazmamasını istediğini bildirir. O da mektup yazmaktan vazgeçer.

Kısa bir süre sonra Bediüzzaman’ın evine baskın düzenlenir. Ele geçen mektuplarda ismi geçen ve yazışmalara katılanlar tutuklanır. Bediüzzaman’ın önceden yaptığı uyarı sayesinde, İhsan Üstündağ tutuklanmaktan kurtulur.

Bediüzzaman, asırlardır Müslümanların zihninde cevapsız kalan pek çok soruya Risale-i Nur yoluyla aklı ve kalbi tatmin eden açıklamalar getirmiştir. Bu eserler, sadece bir dönemin değil, geleceğin de yolunu aydınlatan bir nur olmuştur. Bugün 190 ülkeye ulaşan Risale-i Nur, 70 dile çevrilmiş ve milyonlarca insanın hayatına dokunmuştur.

İnşallah, akılları ve kalpleri aydınlatan bu nur, kıyamete kadar sürecektir. 

Kaynak: 

Necmeddin Şahiner – Son Şahitler 4, s. 300–301.

Okunma Sayısı: 454
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı