"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ödül, ödül müdür?

Misbah ERATİLLA
18 Temmuz 2019, Perşembe
Anadolu Lisesi’nde edebiyat dersine giren Bilal Öğretmene nöbetçi öğrenci, “Ders sonrası müdür bey sizi odasında bekliyor” der.

Bilal Öğretmen ders bitiminde müdür odasına girdiğinde 10. Sınıf öğrencisi Ayşe’nin anne ve babasıyla karşılaşır. Müdür Bilal Öğretmene “Velimiz Ayşe kızımızın sizinle ilgili bir sıkıntının olduğunu söylüyor. Birlikte konuyu görüşelim diye sizi çağırdım” der. Bilal Öğretmen “Müdür bey sıkıntı nedir?”diyerek boş koltuklardan birine oturur. Merak ve endişe içinde müdüre ve Ayşe’nin anne babasına bakarak Ayşe’nin benimle ne gibi bir sorunu olabilir ki” der. Baba kızgın bir ses tonu ve asık bir yüz ifadesiyle, “Ayşe tek çocuğumuzdur ve onu en iyi şartlarda yetiştirdik. Aynı zamanda ben ve annesi üniversite mezunuyuz. Kızımızın eğitimiyle de yakından ilgilenmemize rağmen kızımız edebiyat dersinden 65-70’ten yukarıya not alamıyor” dedikten sonra Ayşe’nin annesi araya girerek kızgınlığı kelimelere yansıyarak, “Kızımın bütün çabasına rağmen siz ona düşük not vererek bizi cezalandırıyorsunuz. Bence siz öğretmen olarak yeterli olmadığınızdan kızım düşük not alıyor. Kızım aldığı düşük notlar yüzünden kendine olan öz güvenini kaybetmiş ve sınav olacağı günü ağlamakla geçiriyor.” dedi. 

Bilal Öğretmen hakaret bombardımanı karşısında veli ile diyaloğunu sabırla devam ettirmeye çalıştı. Uzun bir tartışmadan sonra veli sözü notları değiştirmeye getirdi. Bilal Öğretmen, “kesin olmaz” deyince örtülü tehdit ve hakaret sonrası anne baba sinirli bir şekilde tehditlerini sürdürerek kalkıp odayı terk ederler. 

O yıl Ayşe’nin karnesine edebiyat dersi yetmiş olarak geçer. Yeni öğretim yılında Ayşe yine Bilal Öğretmenin öğrencisi kalır. İlk yazılı okunduğunda Ayşe bütün soruları doğru cevaplayarak tam yüz puan alır. Öğretmen Ayşe’nin başarısına Ayşe kadar sevinir. Bilal Öğretmen kendi kendine bu yaz tatilinde ne olmuşsa iyi şeyler olmuş diyerek Ayşe’yi tebrik eder. Ayşe Bilal Öğretmene “Hocam yazılı kâğıdımın bir fotokopisini alabilir miyim?” deyince öğretmen, “Ne yapacaksın yazılı kâğıdın fotokopisini?” 

Ayşe, “Yüz puan aldığımı anne babama gösteremezsem ödül olarak 100 TL’yi alamam” der. Öğretmen şaşırmış bir yüz ifadesiyle “ne parası” diye sorar ve parayla notu bir türlü bir araya getiremez. Öğretmen herşeye rağmen Ayşe’nin tam puan almasına sevinir. Öğrenci harçlık kazanıyor ve hem de mutlu oluyor diyerek konuyu kapatır. 

Bir zaman sonra ikinci yazılı olur ve Ayşe yine tam not alır. Bu sefer de yazılı kâğıdının fotokopisini aldıktan sonra ödül olarak 100 TL’yi almaya gider. Üçüncü yazılı okunduğunda ise Ayşe’nin notları eski duruma düşer ve o yıl boyunca Ayşe bir daha notunu yükseltemez. Öğretmen kendi kendine ödülle isteklendirirseniz belli bir yere kadar işe yaramış, der. Bilal Öğretmen bu durumu çözüme kavuşturmak için Ayşe’nin anne babasını okula dâvet eder. Okula geldiklerinde öğretmen onlara sene başından son yazılıya kadar not durumunu bir bir anlatır. Ayşe’nin ilk yazılılarda aldığı yüksek notu öğrenmek için değil para kazanmak için aldığını söyler. Hâlbuki Ayşe hür iradesiyle ve isteyerek bu çalışmayı yapsaydı yaptığı işten hem tat ve lezzet alsaydı başarısı sürekli olurdu. İnsanlar kendi hür iradesi ve isteyerek severek bir işi yaptıklarında her zaman başarılı olur. Hâlbuki motive etmek için kullanılan ödüller kurallar ve disiplin hiçbir şekilde kişiye eğitim seviyesini arttırmada bir fayda sağlamadığı gibi çocuğu duyarsızlaştırır. Eğer çocuğa öğrenmeyi sevdirirseniz o zaman gayret ve bilgisiyle yüksek notlar ona koşarak gider. Çocuk severek çaba gösterirse bütün zorluklara karşı yılmaz bir güç kazanır. Eğer onu aşırı korursanız zihin gelişimi yeteri kadar hiçbir mesafe almaz. İçinde ki “devam et” sesini hiçbir zaman duyamaz. Yardımsız bir şey başaramaz. Risk alamaz, hata yapmaktan korkar, zorluklar karşısında yeteneğine inanmaz. Ve tek başına olduğundan panikler ve hiçbir şey yapamayacağına inanır. Etrafına bakınarak sürekli yardım edecek bir el arar. 

Öğretmen devamla, “İnsan beyni zorluklarla öğrenilenleri daha kalıcı tutar. Her veli bir an önce çocuğunu ödül bağımlısı, övgü kölesi olmaktan kurtarmalıdır. Çocuğun her hareketine müdahale ederseniz başarı zevkini elinden almış olursunuz. Çocuğun hata yapmasına izin verin ve korkmayın. Hatanın eğitimin bir parçası olduğunu ona açıkça söyleyin.  Hatanın maçtan önce yapılan antrenman gibi, hayat maçında hataların değerli olduğunu bilin. Bakın size bir şey söyleyeyim; eğer çocuğu sürekli kontrol eder ve yönlendirirseniz oynadıkları oyunlarda en küçük bir zorlukla karşılaştıklarında hemen oyundan vazgeçer. Hâlbuki kontrol edilmeyen çocuklar ise oyunda çok zorlandıklarında bile çaba göstererek oyunu tamamlarlar. İşte müdahale edilmeyen çocuklar ileri ki hayatlarında görevlerini ve işlerini severek yerine getirenlerdir. İşte kural; çocuğun ne kadar bağımsız hareket etmesine izin verirseniz o kadar bağımsız hale gelir ve hayatta başarılı olur. 

Anne baba olarak göreviniz çocuğu yapacakları için onu cesaretlendirmek ve desteklemektir. Hiçbir çocuk kontrol edilmek ve yönlendirmek istemez. Bırakın çocuğunuz tabiî olarak büyüsün, der. Anne baba mutlu bir şekilde ve özür dileyerek ayrılırlar.

Okunma Sayısı: 1842
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ihsan pilatin

    29.7.2019 15:23:38

    Hakikaten müstefid oldum. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı