"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur'un yol bulduğu akıl ve kalpler

Misbah ERATİLLA
25 Mayıs 2025, Pazar
Şeyh Ahmet Çit 1915 yılında Diyarbakır’ın Hani ilçesinde doğdu.

Silvanlı Molla Yahya-ı Ferdandi’nin klasik medresesinde eğitime başladı. Uzun bir medrese eğitiminden sonra icazetini Molla Yahya’dan aldı. Mollalıktan sonra tasavvufî eğitimini de Mardin’in İdo köyünden Şeyh İzzettin’den aldı. Böylece hem şeyh, hem seyda yani zülcenaheyn biri idi. Sonraları 12 tarikattan halifelik aldı ama Rufaî tarikatına ağırlık verdi.

Şeyh Ahmet önce seyda, ardından tarikat şeyhi olduktan sonra memleketi Hani’de bir medrese açmak istedi. Hâlbuki uzun yıllar önce tüm medreseler kapatılmış, dinin sosyal hayata açılan tüm kapıları kapatılmıştı. Korku ve baskı her noktada kendini hissetmişti. Şeyh Ahmet tüm olumsuzluklara rağmen büyük bir cesaret örneği göstererek bölgede ilk defa Hani’de bir medrese açtı ve talebelere ders verdi. Ayrıca Rufaî tarikat şeyhi olarak da ziyaretine gelenlere tarikat dersi verdi.  İlk müridleri genelde civar köylerden oldu.

Şeyh Ahmet medresede seyda, tarikatta şeyhliği devam ederken ismini duyduğu Bediüzzanan’ın yazdığı Risale-i Nur kitapları ile tanıştı. Kitapları büyük bir zevkle okudu. Bir müddet sonra medresesindeki talebelerine ve müritlerine Risale-i Nurları okumalarını söyledi. Sohbetlerini ağırlıklı olarak risalelerden yaptı. 

Şeyh Ahmet, bir süre sonra Bediüzzaman’ı görme isteği dayanılmaz bir hal alınca 1950 yılı ortalarında ziyaretine gitti. Gitmeden önce okuduğu bir kitapta asrın imamının “yüzüne dikkatlice bakanın hasta olacağını” okumuştu. Şeyh Ahmet ziyaret esnasında Bediüzzaman’ın yüzüne baktığında “Yüzüme bakma hastalanırsın” dediğini duyunca Bediüzzaman’a olan inancı daha da pekişti. Ziyaret sonrası izin isteyerek memleketine döndü. Dönüş yolu boyunca huzur ve gönül rahatlığıyla Hani’deki medresesine geldi.

 Hani’ye döndükten kısa bir süre sonra talebelerini ve müritlerini topladı: “Ahirzamanda İslâm’a hizmet ancak Risale-i Nur vasıtası ile olur” dedi. Sonra tüm bölgeye ilanda bulundu. Böylece medresede, evde ve gittiği her yerde Risale-i Nurdan dersler okudu. Sonraki zamanlarda Dicle ilçesinin Pirxakika Köyü üzerinden risaleler yayılmaya başlandı.

Şeyh Ahmet sonraki zamanlarda Diyarbakır’da Bediüzzaman’ın talebesi Mehmet Kayalar’la sıkı diyaloğa geçerek risaleleri yazdı ve yazdırdı. Yazılan risaleleri Sofi Hüseyin Ceylan ile Şeyh Nuri-i Gırşotke gibi seyyid ve aynı zamanda ümmî olan kişilerle çevre köylere dağıtımını yaptı. Böylece Şeyh Ahmet’in talebe ve müritlerinin çocukları ve yeğenleri bir zaman sonra Risale-i Nurları tanıdı ve hizmette bulundu.

Şeyh Ahmet bölge âlimler ve halkı tarafından sayıldı, sevildi ve çok değer verildi. Bölgenin kangrenleşmiş yarası kan davalarına barış elçisi olarak katıldı ve sonuçlandırdı. 

Bölgede yüzlerce tanınmış çok sayıda talebe ve ehl-i takva müritler yetiştirdi. Ancak ağırlıklı olarak Risale-i Nur eğitimi üzerinde durdu. 

Ömrünün son dakikasına kadar aklı, kalbi Risale-i Nurlarla meşgul oldu. Şeyh Ahmet 1979 yılında vefat etti. Diyarbakır’ın Hani ilçesinde Şeyh Cafer-i Tayyar mezarlığına defnedildi.

Kaynak: 

1-Hafız Yakup Hatiboğlu

2-Molla Sadullah Hatiboğlu  

Okunma Sayısı: 256
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı