Sosyal hizmet kuruluşlarında çalışmış olmanın ayrıcalığı ve zenginlikleri vardır.
Özellikle yetiştirme yurtlarında pırlanta gibi gençlerin gelişme çağında duyguları, düşünceleri, ümitleri, arzuları, heyecanları zirvede olduğu bir dönemdir. Akıl, mantıktan ziyade hislerin hâkim olduğu bir dönemde eğitimci ağabey olarak onlara rol model olmak, sabırla doğruları göstermek, masum kalplerini sevgiyle doldurmak, iyiye, doğruya, güzele yöneltmek önemli bir görev.
Yıllar sonra meyve veren fidanlar gibi şimdi o bahçelerin rengarenk çiçeklerini görüyoruz. Kalabalık yurt ailesinin, çoluk çocuk sevgi dolu davranışları, vefalı kucaklaşmaları, ziyaretleri, irtibatları, selamları… Kalbimize huzur veren, ruhumuzu mest eden zenginliklerdir.
Anneler günü vesilesiyle Hulusi Armağan Yıldırım’ın yurt çocuklarının hayatını anlatan “Zor çiçekler” kitabından anne sevgisinden mahrum kalmış, anne şefkatini tatmamış, anne sıcaklığını hissetmemiş, kokusunu almamış çocukların kalbinden, hayallerinden, ümitlerinden, özlemlerinden süzülmüş “Anne” ile ilgili zor sorularından bir bölüm aktarmıştım.
Çocukların dünyasında önemli yer tutan onlarca duygular, hayaller, açlıklar ve ihtiyaçlar… Onların engin denizler gibi olan derinliklerine serpiştirilmiş inciler gibi değerlidir. Okyanusların üzerinde binlerce insan dolaşır. Mücevher çıkaranlar, en derinlere dalarak tehlikeyi göğüsleyen, zahmete katlanan ve alın teriyle emek çekenlerdir.
Yıllarca kimsesiz çocukların ruh dünyasının fırtınalı derinlerine ulaşan, onları sahiplenen ve kendi evladı gibi gören, gönül insanı Hulusi Armağan Beyin imzalı kitabı “Benim Yıldızlarım” bana ulaştı… Çocukları hayata, olaylara ve geleceğe hazırlayan bir kurum insanlarının bilmesi gereken ölçüler, özveriler, yaklaşımlar, yöntemler kitapta yer almış. Korunmaya muhtaç çocukların psikolojisi, yaşadığı hayatın gerçekleri, karşılaştıkları zorluklar ve geleceğe umutla bakmaları ve başarmaları anlatılmış.
Yazarın çocuklarla geliştirdiği diyaloglar, değer verdiğini hissettirmesi, sevgi ve şefkatle işleyerek iç âlemlerindeki cevheri yakalayıp başarıya ulaşmanın yöntemleri, anıların içerisine ustalıkla serpiştirilmiş. Hatıralardaki olayların takibi, gelişmesi, sonuçlarını bütün olarak sunması mesleğini ve çocukları sevdiğini gösteriyor. Çocukların başarılarından duyduğu mutluluğu sevinçle ifade ediyor.
Yetiştirme yurdunda uzunca bir süre çalışmış bir öğretmen olarak anlatılanların benzerlerini o dönemlerde yaşadığımdan “Benim Yıldızlarım” benim ve herkesin yıldızları olarak kültür hayatımıza kazandırılmış değerli bir eser. Her çocuğun farklı bir dünyası ve iz bırakan güzel anıları var.
“Terk bebek” Murtaza’nın yürek burkan hikayesi, çocuğun yaşadığı dram, önce bütün şefkatinizi celp ediyor. Yazarın ona sahip çıkması, ihtimamla himaye etmesi, sevgi ve şefkat göstermesi, gönüllü bir bayanın ilgilenmesini sağlaması, okul başarılarını takip, zikzakları bertaraf ederek mezuniyet yolunu açmak… Sağlık memuru olarak atanmasına kadar her şeyiyle ilgilenmesi ve mutlu son! Ağlayarak vedalaşmaları! Evliliği, çocukları ve yüksek eğitimini tamamlamasından haberdar olması…
Bunlar güzel şeyler… Değeri dünyalık hiçbir şeyle ölçülmez!
Nice Murtaza gibi olanlar yurttan ayrıldıktan sonra hayata atıldılar… Yurt hayatının kazandırdığı birlik, beraberlik ve kardeşliği unutmadılar… Aile bilinci ve dayanışma ile kurdukları dernekler, sendikalarla sosyal ve kültürel etkinlikler gerçekleştiriyorlar.
Geçtiğimiz 6 Temmuz 2019 Yozgat’ta ve Konya’da gerçekleştirilen Yurt Ay Der Aile pikniklerinden sonra Afyonkarahisar Yurt Ay Der geleneksel Pikniği 28 Temmuz 2019’da yapılacak. Ailenin bütün mensupları toplanıp anılarını tazeleyecekler…