Dünyanın bugünkü halinde, İslâm Ümmetinin şu garip ve perişan görüntüsünde, umulur ki bu mübarek ay bir rahmet ve berekete vesile olsun. Bu manada bir dua ve niyaz olarak bu mübarek ayın bazı özelliklerini ve güzelliklerini Kur’an Hadis-i Şerif ve Risale-i Nur kaynaklarından paylaşmaya çalışalım.  

Ramazan-ı Şerif, âhiretin fidanlığı, rahmet-i İlâhiyenin çiçek bahçesidir.   

Ramazan-ı Şerif, âlem-i İslâmın ve Kur’ân-ı Azîmüşşânın kudsî gıdası, haritası ve pusulasıdır.

Ramazan-ı Şerif, Arşı ferşe bağlayan, kâinatı ışıklandıran ve her dakika herkes ona muhtaç olan Kur’an-ı Kerimin dillerdeki terennüm zamanıdır.  

Ramazan-ı Şerif, dünya ve içindeki bütün nimetleri bir sofra şeklinde yaratan Hâlık-ı Zülcelâle karşı insanların şükretme zamanıdır. Ramazan- Şerif, mide ve diğer bütün duygu ve cihazların da emre uyup oruç tutma zamanıdır.  

Ramazan-ı Şerif, âhiret ticareti için kârlı bir meşher, bir pazar, uhrevî hasılat için verimli bir zemindir. 

Ramazan-ı Şerif, Semâvatın nurlandığı, melâikeler ve ruhanîlerle dolup şenlendiği aydır. 

Ramazan-ı Şerif, beşerin musibeti olan sabırsızlık ve tahammülsüzlüğün ilâcıdır.

Ramazan-ı Şerif, fâni dünya hayatını bâki bir ömür haline getiren ikramdır. 

Ramazan-ı Şerif, Cenâb-ı Hakkın harika Rububiyetinin idrak edildiği bir mübarek zamandır. 

Ramazan-ı Şerif, Esmâ-i Hüsnânın maneviyat  burcunda cilvelenip zuhur ettiği aydır. Ramazan-ı Şerif, âhirzamanın fitneli, fırtınalı zamanında maddi, manevî hastalıklara devadır. 

Ramazan-ı Şerif, gaflet perdesini kaldıran, sebebleri yok sayan, hakikatlerin görüldüğü aydır.

Ramazan-ı Şerif, Hakîm-i Zülcelâli ve’l-Cemal olan Allah’ın tecelliyatının zirve noktasıdır.  

Ramazan-ı Şerif, gündüzdeki yeme içmeden men edildiği için nimetlerin mülkü olmadığını anlayıp hakiki ve manevi şükrü anladığı zamandır.  

Ramazan-ı Şerif, helâle yol veren harama dur deyip set olan bir nöbetçidir. 

Ramazan-ı Şerif, İblis, şeytanı, ehl-i tuğyanı susturan bir kaledir.  

Ramazan-ı Şerif, insana en mühim bir ilâç maddî ve mânevî bir perhizdir. 

Ramazan-ı Şerif, insanın şahsi ve toplum hayatını düzenleyen bir mürşit ve rehberdir.  

Ramazan-ı Şerif, insanlığını bilen zenginler için fukaraların yardımına koşma fırsatıdır.  

Ramazan-ı Şerif, kendini gafletle unutturan göremediği nefse, mahiyetindeki hadsiz acizlik,  fakirlik, gayet derecedeki kusurunu göstermektir. 

Ramazan-ı Şerif, Kur’an’a kendisi tercümanlık edip başkasına dinlettirmek ve Kur’ân’ın hikmet-i nüzulünü bir derece göstermenin gayesi ve faaliyetidir.  

Ramazan-ı Şerif, Kur’ân nuruyla ulvî ve yüksek heyecan ve saadete nail olma noktasıdır. Ramazan-ı Şerif, Kur’ân’ın, şeriat, ahkâm, hikmet, iman, zikir, fikir, dua ve dâvet kitabı olduğunun idrakidir.  

Ramazan-ı Şerif, Kur’an-ı Hakîmin herbir harfinin otuzbin meyve veren hazine mevsimidir.  

Ramazan-ı Şerif, Kur’an’ın kudsî mekanları; Mekke ve Medine kokusunun sezildiği andır.  

Ramazan-ı Şerif, Kur’ân’ın, Mütekellim-i Ezelîden, Hz. Cebrâil’den yeni nâzil oluyor ve Resul-i Ekremden (a.s.m.) işitiyor gibi okuma ve dinleme hitabına mazhariyettir.  Ramazan-ı Şerif, Leyle-i Kadir gibi en değerli, kudsî bir ayı içinde taşıyan mübarek andır.  

Ramazan-ı Şerif, arza gelecek belâların karşısına çıkan sadaka ile geri çevrildiği aydır. Ramazan-ı Şerif, nefsin Cenâb-ı Hak’ka karşı tam teslimiyet belgesidir.  

Ramazan-ı Şerif, nefsin kendiyle meşguliyeti bırakıp, ulvî vazifelere yöneldiği andır. Ramazan-ı Şerif, nefsin süfli hallerinden, mâlâyâniyattan sıyrılıp yemek içmekten uzak kalarak melekiyet vaziyetine benzediği haletin adıdır. 

Ramazan-ı Şerif, Onbir ayın Sultanlık nişanesidir. 

Ramazan-ı Şerif, oruçla hakikî vazife-i insaniye olan şükrün anahtarını bulma zamanıdır.