"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haddi aşmak

Nurenda Yaşar Coşkun
25 Ocak 2021, Pazartesi
Vazgeçilemeyen, biriktirilen, yüklenilen maddî manevî her şey insanı hastalandırır.

Kâinatta adil ismi gereği her zaman bir denge vardır ve bu denge genel bir kaide olarak fazlalıkları boşaltmak, azaltmak, törpülemek üzerinedir. İnsan bu dengeye uyum sağlandığı ölçüde hayatında bir istikrar sağlar. Hiçbir şey potansiyelinden fazla yüklenmemelidir ki düzen bozulmasın, adaletsizlikler vuku bulmasın, hastalıklar baş göstermesin. İslâm dini ölçü dinidir. Had konulmayana had koyar, zekâtı emreder, duyguları meşrû hatta çeker, yeme içmenin ölçüsünü belirler, hâsılı maddî manevî her noktayı denge haline getirmeye çalışır. Hikmeti bilinen, bilinmeyen birçok emir ve yasak aslında insanın kendi kendine sağlayamadığı istikrarı sağlamayı netice verir.

Dengesizlik iki şekilde oluşur. Ya kişi gereğinden fazla yükleniyordur ya da yüklendiğini boşaltmada sıkıntı yaşıyordur. Maddî manevî birçok hastalığın menşei bu iki durumdan kaynaklanır. Nasıl ki maddî olanın birikimi, gerek vücutta gerek tabiatta atık nevinden olup Rabbin Kuddüs ismiyle temizlenir, öyle de insanın manevî sıkıntıları, birikmişlikleri, huzursuzlukları, yükleri de aynı şekilde temizlenir. Ancak haddi aşan bir durum kişinin esmanın tecellisinden uzaklaşmaya ve dengesizliğe sonra da hastalığa götürür. Kronik hastalıklar, obezite, ruhî hastalıklar, depresyon vs. aşırı yüklenmenin bir sonucudur. Yeme içmede ölçüsüzlük, hayatın olumsuzluklarını, sıkıntılarını yüklenme, nazarını kirli, kötü olana yöneltme, muhabbeti ve diğer duyguları ölçüsüzce müfritane harcama, kendi kuvvelerini, cihazlarını istikamet dışı kullanma, mal ve para biriktirme, saklama, negatif enerjili insanlarla fazlaca teşrik-i mesai bunların hepsi dengeyi fazlalık birikinti yönünde kaydırır.

Dengesizliğin diğer bir türü de verememek, harcayamamak, yükünü indirememek, paylaşamamak hâsılı fazla olanı azaltamamaktır. Bu da kişiyi yine ruhî hastalıklara, açgözlülüğe, cimriliğe, enaniyete, hubb-u caha ve daha birçok manevî hastalığa götürür. Bunun için din zekâtı, orucu emreder. Tevazu sahibi olmayı, mal ve mülkü Rabbinden bağımsız sahiplenmemeyi, elinde olanı paylaşmayı, dertleri sıkıntıları doğru mercilerde anlatmayı, yükünü gemiye indirebilmeyi öğütler.

İnsan kendinde bazen bu dengeleri sağlamakta zorlanır. Nefis ve şeytan daima insanı sırat-ı müstakimden ayırmaya çalışır. Dengesi bozulan insan kâinatın da dengesini bozar ve hakkına girer. Bunun için ölçü, sınır hem kişinin kendi için hem de kâinatın dengesi için çok önemlidir. Âyetlerde de sıklıkla vurgulandığı üzere haddi aşanlardan olmamak için bir yaşayış modeline ihtiyaç vardır. Her yönden ölçülü dengeli olabilmek ancak Sünnet-i Seniyye çizgisiyle mümkündür.

Dinin, hikmetini anlayamadığımız birçok emir ve yasaklarını değerlendirirken bu açıdan da bakmak gerekir. Çünkü kâinatı ve insanı en iyi bilen onu yaratandır ve insanın cüz’î keyfi için kâinatın dengesini bozacak değildir. Kişi kendi ameliyle, yaptıklarıyla esmanın işleyişinden uzaklaşır ve vasat çizgiden şaşar. Cehennem dahi o büyük düzenin parçasıdır. Cenab-ı Hak, aşırılığı, hadsizliği, adaleti gereği temizleyecektir. İnsan da büyük düzen gereği yaptığı amellerin neticesi olarak ya celâli isimlerle ya da cemali isimlerle muhatap olacaktır.

Okunma Sayısı: 1655
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı