Gezi olaylarıyla başlayıp, 17/25’le devam eden; basının sesini kesme, kapatma, cezalandırma, mallarına çökme yetmemiş ki, bir internet kalmıştı ona da göz diktiler. Zaten bir tvit atan, ya da ola ki bir tiviti like’leyene dava açılıyordu, şimdi “susun” diyorlar.
Medyanın yüzde 95’i ulûfelerle saraya bağlanması onları doyurmadı. 3-5 muhalif ses vardı, istiyorlar ki hiç çatlak ses çıkmasın ve adı da demokrasi olsun.
Enflasyon 30, “evet 30”, benzin 5 TL “evet 5 TL”. Uçuyoruz, “ee tabii ki uçuyoruz”, “uzaya dört şeritli yol yapacağız”, “Her yerde gaz çıkardık” yaşasın, artık doğalgaz bedava (sakın kimse faturalardan bahsetmesin, ‘Silivri soğuktur’.)
Gerekçesi de hazır, gayet masum; yalan yanlış haberlerle dezenformasyon olmasın, vatandaş kandırılmasın?
Ee haklılar; devletluleri ne derse doğrudur, bu güne kadar kimse iktidarla dezenforme oldu mu ki hâşâ; camide içki içtiler, bir haftaya görüntüleri hazır dendi, 480 küsur Cum’a geçti, ortada yok, e tabi ceza da. Kimin haddine? “Olsun Reisimizin bir bildiği vardır.”
“Van’a havaalanını biz yaptık”, “ama tarih 1980’leri gösteriyor?” “Yok kardeşim sen bilmezsin, sakın konuşma internet yasasından 3 sene yersin bak” (benzer dezenformasyonlar arşivlerde)
Buzdolabı yoktu, elektrik yoktu, ambulans yoktu, daha ilginci kadının adı yoktu.
Tabiî bu yasa kanunlaşır, AYM’den dönmez, yürürlükte kalır ve de adil bir hükûmet iş başına gelirse bumerang gibi ters tepmez mi? ( Devr-i sabık yapmayacağız demezlerse)
Ha havuz medyası?
Saraya bağlandıktan sonra yukarıdan gelen, her şeyde olduğu gibi bu yasayı da canhıraşâne müdafaa eden, millete yalan/yanlış bilgi vermekle şöhret bulmuş mâlum medyanın dosyası bir incelense bırakın meydana, acaba milletin önüne çıkabilecekler mi?
Aslında mesele gayet açık; ufukta bir seçim var, ister zamanında yapılsın ister erken, isterse baskın, seçim sath-ı mahalline girildi. AKP oyları sosyal medya paylaşımlarıyla erimeye devam ediyor. Milletin haber alma özgürlüğü iktidarın işine gelmiyor, çünkü bu gidişle betona çakılacak ki, AKP kurmaylarının kendi araştırmaları da bu minvalde. Bu yasayla çakılma ve eriyen oylar durdurulmak istenirken, yapacakları hayalî hamlelerle oy devşirilecek. Bu da ancak savaş çıkarmak veya Kürtler kandırılarak her türlü milliyetçi oylar hesap ediliyor.
Suriye’de denediler olmadı ki, eloğlu bırakmayınca iflas etmiş tüccarın eski defterleri karıştırdığı gibi “geçmişte size neler etmiştik (kör gözüm parmağına) kabilinden tehditlerle sükûnette olan komşuluğu krize dönüştürerek, Yunanistan’la harb! ihtimalinden nemalanmak ve belki de seçime gölge düşürme planları var ajandalarında.
Aslında bütün hesaplar iktidarda kalmak ve 2023 sonrası tam bir Cumhursuz rejim ihdas etmek.
Bu yasanın bir başka cephesi ise Sedat Peker. Yayınladığı videolar ile iktidarı derinden sarsan ifşaatlar, seçime doğru daha da artacak gibi görünüyor. Bir kaç zamandır bunun sinyalleri geliyordu. Bu hafta Pandora’nın Kutusu tekrar açılmaya başlandı ki, Susurluk’la ilintili derin ilişkilerin devam ettiği üzerine yeni kutular açılıyor. İddialara göre bu kutuların sadece hukûmeti değil derinleri de sarsacağı yönünde. İşte bu sebeple çıkacak olan internet yasası ile bunun önüne geçilmeye çalışılıyor.
Ancak beyhude... ne yaparsa yapsınlar lağım patladı artık.