Uzay ve gökyüzü, insanlığın başlangıcından bu yana, belki de şu insanoğlunun ilk ve en çok merak ettiği en geniş, en sırlı, muamma dolu, bilinmedik, en geniş sayfası…
Ne hikâyeler, ne mitolojiler, ne masal ve de efsaneler uydurulmuş, kotarılmış onunla ilgili tarih boyunca…
Ve Felsefeler… Ay Altı, Ay Üstü Felekler, Evrenler… Eski Yunan’dan, şu Aristo’dan, şu bizim İslâm filozoflarımız, meşhur dâhîlerimiz Fârâbî, İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd’e kadar…
Ve ne bilimler, teoriler geliştirilmiş, astrolojinin yanında, astronomi, fizik, kimya, coğrafya, hem de matematiksel çizimlere, şu formüllere kadar…
Bîrûnî’den Harizmî’ye, ondan Cezerî’ye, Galileo’dan, Kopernik’e, Newton’a, ondan Einstein’a ve şu en son Hawking’e kadar…
Yağmur hep oradan gelmiş, rüzgâr, bulutları oradan sürüklemiş, şimşek hep oradan çakmış, yıldırım oradan düşmüş, gök oradan gürlemiş, yıldızlar her gece hep oradan parlamış ve kaymış, ışık hep oradan gelmiş, güneş hep oradan doğmuş, hep oradan batmış, ay takvimciliğini bizlere hep ama hep oradan yapmış…
Ve dinlerin, özellikle de Semavî Dinler’in en esrarlı alanı olmuş, vahiy meleği hep oradan, şu semadan gelmiş ve oradan gitmiş şu Dinler Tarihi boyunca…
Ve filmler yapılmış, bilim-kurgu türünden, uzaylı yaratıklar, paralel evrenler, uzak galaksiler, süpernovalar, şu karadelikler sayısınca…
Günümüzde ise, artık Uzay İstasyonları kurulmuş, şu misafirlerini bekleyen…
ABD ile Rusya, hem de Çin tarafından…
Türkiye’miz, ülkemize de bir “cesarettir” gelmiş
Sürpriz bir şekilde “Ben de varım!” demiş
Mahalli Seçimler ise pek yakında…
“55 milyon dolar mı dediniz!”
Parası neyse veririz
Bize çok ama çok lâzım
Ne olur, bizi de alın bu önemli yarışta…
Ne o, seni duyamadım “10 milyon emekli” mi dedin!?
Verdik ya her birine 10 bin TL, şu yüzde elli zam…
Âyâ gideceğiz Ay’a, tutmayın bizi yaya, çekmeyin şu eteğimizden,
Ne olur, etmeyin, komayın bizi geri bu “en önemli” yarışta…