Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin “matbuat lisânıyla konuşmak lâzım…” arzusunun tahakkuku ve geniş âleme, Risâle-i Nurların neşredilip tanıtılması için, rahmetli Zübeyir ağabeyin mihmandarlığıyla yola çıkılan bu sevdanın adı, matbua âleminde “YENİ ASYA” diye tahakkuk etmiştir.
Evet elli dört sene evvel, 21 Şubat 1970 tarihinde Bâb-ı âlîde, şimdiye kadar neşredilen hiçbir gazeteye benzemeyen Yeni Asya meydana çıkmıştı. “Asya’nın bahtının miftahı; meşveret ve şûradır” diyen üstadının yolunda hareket eden Yeni Asya, “Gayemiz, vatan sathını bir mekteb yapmaktır!” ve “Yeni Asya yazıyorsa doğrudur!” gibi sloganlarla farklılığını âleme ilân etmiştir.
Yeni Asya ile benim en büyük ortak yönüm, ikimizin de aynı sene nurlar âlemine dâhil olmamızdır. Yalnız, ben ondan, beş-altı ay kadar sonra dâhil olmuştum. Ve o günden bugüne kadar, 17 yaş içinde bir gençken, şimdi 70’e gelmiş bir ihtiyar hâlimizle, Yeni Asya ile aynı yolda gidiyoruz. Ve Yeni Asya, üstadının yolundan inhiraf etmeden yola devam etmektedir.
O günlerde, nur cemaatlerinin ekserisi Yeni Asya’yı takip ederken, bazıları siyâsî mülahazalarla sonradan farklı hareket etmiştir. Ama biz elhamdulillâh, bu yoldan hiç inhiraf etmeden, ayrılmadan bu yolda seyahatimize devam ediyoruz.
Dediğimiz gibi,
Yeni Asya, üstadının her sözüne titizlikle riayet ederek; imanî mevzuularda da, siyâsî ve içtimâî mevzuularda da, onun prensipleriyle hareket etmektedir.
54. sene-i devriyen hayırlı olsun Yeni Asya’m! Rabbimiz, bu şanlı bayrağı, kıyamete kadar, istikametle, üstadımızın yolundan ayrılmadan devem ettirsin inşâallah!