"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Trakya'ya veda

29 Aralık 2019, Pazar 02:15
Trakya Sözlüğü - Merve & Behlül SEMERCİ -

Merhaba çok kıymetli Pazarola okuyucuları. 

Bugün köşemize veda ediyoruz. Bu hafta sizlerle dokuzuncu buluşmamız ve son kez bu köşede buluşuyoruz. Duygusal bir giriş oldu, ama hemen bu hüzün havasını dağıtalım. Hatırlamak gerekirse bundan önceki sekiz yazımızda Trakya’yı, insanını, konuşma tarzını, nev-i toplumuna münhasır tabirleri elimizden geldiğince anlatmaya çalıştık. Okuyucumu sıkmamak ve başa sarmamak adına, tadında bırakarak bu hafta itibariyle sizlere veda edeceğim. Kim bilir belki başka bir köşeyle tekrar aranıza dönerim. 

Evet, kelimeleri öğrendik, Trakya insanını tanıdık dedik ancak yeter mi? Yetmez. Sizleri, bize has cümle kurma biçimlerini de öğretmeden bırakmam. Bu hafta birkaç örnekle bunu öğreneceğiz. İlk olarak şunu söylemeliyim ki; büyük ihtimalle Avrupa dillerinden etkilenme kaynaklı Trakya insanının çoğu cümlesi devriktir. Genelde yüklemle başlar cümleye. Başlamasa bile o yüklemin sonda olduğu hiç görülmemiştir.

Gelin beraber pratik yapalım. Şimdi size bir cümlenin kurulması gereken şeklini bir de Trakya’da nasıl kurulduğunu örneklendireceğim: 

+Buraya gelir misin?

-Ge buraya be. 

+Sen bizimle gelmeyecek misin?

-Şş bana bak, sen şindi gelmeycen mi bizle? 

+Yerde uzanmış olan şu yılana bak. 

-Amaan yılana bak nası uzanmış öyle yere.  

+Beni buraya neden çağırdın? 

-Ne çağırdın şindi beni buraya?

+Sessizce evden uzaklaştım.

-Usulacık kaçtım evden. 

+Bize 3 tane çay getirir misin?

-3 tane çay getir bakayım bize. 

Bu örnekler çoğaltılabilir. Trakyalıların kelimelerle arasının iyi olmadığından, harfleri yuttuğundan bahsetmiştik. Gördüğünüz üzere cümlelerle de arasının pek iyi olduğu söylenemez. Anlaşmak zordur Trakya insanıyla. Çoğu zaman cevap alamazsın meselâ sorularına.

“Nerede?” dersin “Te orda be görmüyon mu?” der. “Nasıl?” dersin “Te öyle işte” der. “Neden?” dersin “Ne bileyim ben neden” der.  “Ne yapıyorsun?” dersin “Nabayım be sen nabıyon?” der.

“O kim?” dersin “Var ya bizim Amet aga” der. 

Her toplumun, her kültürün kendine has özellikleri vardır. Ben elimden geldiğince, dilim döndüğünce, Trakya’yı ve insanını sizlere anlatmaya çalıştım. Bir şeyler katabildiysek ve tebessüm ettirebildiysek ne âlâ. 

Tekrar görüşmek dileğiyle…

Okunma Sayısı: 3607
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı