"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Oruç, sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün ilacıdır!

Prof. Dr. İlyas Üzüm
03 Nisan 2024, Çarşamba 01:22
RAMAZAN RİSALESİNDEN GÜNLÜK MESAJLAR

Said Nursi Ramazan Risalesinin Sekizinci Nüktesinde bu ayın insanın şahsî hayatına bakan hikmetlerinden birine değinirken şunu ifade ediyor: “Hem insanın ekseriyet-i mutlakası açlığa çok defa müptelâ olur. Sabır ve tahammül için bir idman veren açlık, riyazete muhtaçtır. Ramazan-ı Şerifteki oruç, on beş saat, sahursuz ise yirmi dört saat devam eden bir müddet-i açlığa sabır ve tahammül ve bir riyazettir ve bir idmandır. Demek, beşerin musibetini ikileştiren sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilâcı da oruçtur.”1

Görüldüğü gibi metin orucun aynı zamanda sabır ve tahammül eğitimi olduğuna işaret edip özellikle musibetin şiddetini artıran sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilacı olduğunu belirtiyor. Şunu biliyoruz ki cinsiyeti, yaşı, malî durumu ne olursa olsun insanlar bu dünyada çeşitli zorluk, sıkıntı ve musibetlere duçar kalıyorlar. Kimileri şahsi hayatıyla ilgili, kimileri eşi ve çocuklarıyla ilgili imtihana tabi tutuluyor. Kimileri sağlık problemleri, kimileri ekonomik darlıklar, kimileri iş hayatıyla ilgili sorunlarla yüz yüze gelebiliyor. Bunun esasında bir yaratılış realitesi, bir imtihan vesilesi olduğu anlaşılıyor. Zira Cenab-ı Hak ayet-i kerimede, “Muhakkak ki biz sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek imtihan etmekteyiz…”2 buyurarak buna dikkat çekiyor. Belli ki bu suretle insanın hayatı sorgulaması, Rabbini tanıması, gafletten kurtulması hedefleniyor. Çünkü hastalık, bela ve sıkıntılar bir yönüyle ilahî ihtar ve uyarıdır, bir yönüyle ilahî irşat ve terbiyedir, bir yönüyle günahlara karşı kefarettir, bir yönüyle uhrevi derecelerin artmasına vesiledir. Şu şartla ki kişi kaderi yahut Rabbini ittiham etmesin, sabır ve tahammülle mukabele etsin. Nitekim insanın çeşitli biçimlerde ilahî imtihana tabi tutulduğunu belirten ayetin sonu, “sabredenler müjdele” şeklinde bitiyor. 

İşte bu bağlamda oruç öteki hikmetlerine ilaveten mümini sabır ve tahammüle alıştıran bir fonksiyon görüyor. Gün boyu aç ve susuz bırakmak suretiyle sabır eğitimi veriyor. İnsanı disipline ediyor. Bu idman yahut disiplinle sabır ve tahammüle alışan bir kimse karşısına çeşitli sıkıntılar çıktığında paniklemeden kolayca baş edebilme, katlanabilme imkanı buluyor. Bu yolla hem sıkıntı yahut musibetin şiddeti azalıyor, hem Rabbinin takdirini incitici tavra girmekten uzak kalıyor hem de ders alarak o sıkıntının manevi kârını elde etmeye hak kazanıyor. 

Metnin sonundaki “beşerin musibetini ikileştiren sabırsızlık” ifadesi aynı zamanda psikolojik bir realiteye işaret ediyor. Bu alanda yapılan araştırmalar musibetler karşısında telaşa düşmenin, demoralize olmanın, sabırsızlık göstermenin sıkıntıyı katladığını gösteriyor. Bu bakımdan süreç devam ederken önce kişiye “hastalığını veya sıkıntısı kabul etme, onunla barışık olma” tavsiyesinde bulunuluyor. Bunu kabul etmeyen, isyan eden, deprasyona giren kimselere terapi uygulanıyor. 

Sonuç olarak oruç, öteki birçok yararı yanında mümini riyazete alıştırdığı için musibetlerin şiddetini kat kat artıran sabırsızlığa ve tahammülsüzlüğe karşı bir çeşit ilaç oluyor.

Dipnotlar:

1- Mektubat (İstanbul 2020, YAY), s. 400.

2- Bakara 2/155.

Okunma Sayısı: 1201
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı