Bir müddettir gündemi Ayasofya meşgul ediyor. Bu milletin hemen tamamının yıllar boyu arzu ettiği bir hülya idi Ayasofya…
Ayasofya bir anda gündeme geldi… Tabi, sevindik –ümitlendik. Fakat bunun bir siyasî istismar meselesi yapılması bir çok insanın moralini bozmaya başladı. Oysa bu bir günde ve bir emirle halledilecek bir meseleydi. Bütün kamuoyu bunu çok iyi biliyor.
Bir zamanlar ezan meselesi milletin hicranı idi. Merhum Adnan Menderes’e, başbakanlık görevi verilince ilk işi ezanın aslî vaziyeti ile okutulması için Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a gider ve durumu arz eder.
Celal Bayar, Menderes’i teskin etmeye çalışır ve bunun zamana bırakılmasını ister. Menderes bu cevabı alacağı ihtimali ile yanında getirdiği istifa mektubunu Cumhurbaşkanına uzatır ve bu konuda ısrarlı olduğunu bildirir.
Celal Bayar mecburen razı olur. Demokratların ilk icraatı bu olur. Meclisteki oylamada Halk Partililerin dahi önemli bir kısmı ezana müsbet oy verirler ve ezan aslî şekli ile o zamandan bu zamana kadar aslî şekli ile okunmaktadır.
İşte, Ayasofya ezan gibi bir hasretin adıdır.
Koalisyon döneminde bakanlar kurulu toplantısında merhum Demirel bir teklifte bulunur: “Arkadaşlar bu Cuma günü Ayasofya’yı cami olarak ibedete açalım. Fakat bu hükümetimizin bir icraatı olsun, kimse kendi partisine mal etmesin” diye karar verirler.
Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Turhan Feyzioğlu ile kararlaştırılır. O günleri iyi hatırlıyorum. Erbakan. Millî Selâmet Partisi teşkilâtlarına haber verir. Propaganda işin içine girince bu güzel teşebbüsten vazgeçilir.
Ayasofya hakkında bir çok yazı yazdım. İki hafta önceki yazım da “Ayasofya da ilk namaz” idi. Birkaç gün sonra Ayasofya meselesi gündeme geldi. Hiçbir suretle ipe un serilmemeli. Bu hayırlı bir teşebbüstür. AKP yirmi yıla yakındır bu meseleyi bekletti. Açın artık bu güzel mabedi. Bu utançtan kurtulun.
Sakın daha fazla istismar etmeyin bu meseleyi...