Evet, yaz mevsimine ve tatile girdik.
Cenâb-ı Hakk’ın bizlere ihsan ve ikram ettiği nimetleri aşikâr, gözlerimizle görerek yaşayacağımız, nimetlerin çeşitli ve bol olduğu bir mevsim; yaz mevsimi.
Yaz olunca sıcak da olur. Rahmette olur. Rahatlık da çok aranır. Rehavette çok olur. Kışın, sonbahar ve ilkbahar da yaptığımız faaliyetlerimiz, okumalarımızda da eksiklikler, aksaklıklar da meydana gelir.
Maddî vücudumuzun ve maddî ihtiyaçlarımızın hemen, acilen, bekletilmeden ve sorgulanmadan karşıladığı hayatımızda; manevî vücudumuzu ve ihtiyaçlarını karşılamakta da tembellik etmemek ve gaflete düşerek ertelememek, geçiştirmemek gerekmektedir.
Dünyanın meşgalesi de; zevkleri, lezzetleri de peşimizi bırakmaz. Bizi kendine çeker. Israrla dünyevî işlerin yapılması ve yerine getirilmesinde bizleri; nefsimiz, şeytanımız, ailemiz, çoluk çocuğumuz, yakın dost ve ahbaplarımız zorlarlar ve isteklerde bulunurlar ve yapıldığını görmek isterler. Bizler de bu konuda özellikle de şu güzel nimetleri bol yaz mevsiminde; şeytanımızı, nefsimizi, aile, dost ve ahbaplarımızı Kur’ân okumalarına, Risale-i Nur okumalarına büyük bir istekle ve ısrarla zorlamalıyız ve birbirimize bu konuda destekçi ve yardımcı olmalıyız.
Memleketimizin her yerinde ve yurt dışında Kur’ân okuma programları yapılıyor ve yapılacak. Bütün bu programlara bizler ve çocuklarımız elimizden gelen en büyük gayret ve azimle iştirak edebilmeli, katılabilmeliyiz. Eğer katılamıyorsak maddî manevî destek, duâ ve iştirak noktasından; bu programların yapıldığı mahalleri ve iştirakçilerini ziyaret etmekte büyük fayda görüldüğü ve iştirakçilere moral olduğu daha önceki tecrübelerimizle sabittir.
Yaz mevsimi müfritane irtibatın da mevsimidir. Yalnızca tatil fikri değil, ziyaret ve irtibatı da program içerisine dahil edebilmeli, gittiğimiz yerlere feyiz ve bereket; geldiğimiz yere feyiz ve bereket ile dönebilmeyi planlamalı, kafamıza koymalı ve ısrarla tatbik edebilmeliyiz.
Niyetlerimiz halis olursa, amellerimiz de hayır ve hasenat içerisinde halis olur inşallah.