"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dört kelime ile dört kelâm

Risale-i Nur'dan
13 Temmuz 2019, Cumartesi
Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelime ile dört kelâm öğrendim; tafsilen beyan edilecektir.

KATRE

Mukaddeme

Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelime ile dört kelâm öğrendim; tafsilen beyan edilecektir. Burada yalnız icmalen işaret edilecektir.

Kelimelerden maksat, ‘mana-yı harfî, mana-yı ismî, niyet, nazar’dır. 

Şöyle ki: Cenab-ı Hakk’ın masivasına, yani kâinata mana-yı harfiyle ve O’nun hesabına bakmak lâzımdır. Mana-yı ismiyle ve esbab hesabına bakmak hatadır.

Evet, her şeyin iki ciheti vardır: Bir ciheti Hakka bakar, diğer ciheti de halka bakar. Halka bakan cihet, Hakka bakan cihete tenteneli bir perde veya şeffaf bir cam parçası gibi, altında Hakka bakan cihet-i isnadı gösterecek bir perde gibi olmalıdır.

Binaenaleyh, nimete bakıldığı zaman Mün’im, sanata bakıldığı zaman Sâni’, esbaba nazar edildiği vakit Müessir-i Hakikî zihne ve fikre gelmelidir.

Ve keza, nazar ile niyet mahiyet-i eşyayı tağyir eder; günahı sevaba, sevabı günaha kalbeder. Evet, niyet âdi bir hareketi ibadete çevirir ve gösteriş için yapılan bir ibadeti günaha kalbeder. Maddiyata esbab hesabıyla bakılırsa cehalettir, Allah hesabıyla olursa marifet-i İlâhiyedir.

Birinci Kelâm: “İnnî lestü mâlikî”: Ben kendime mâlik değilim. Ancak mâlikim, kâinatın Mâlikidir. Fakat kendime mâlik nazarıyla bakıyorum ki, Mâlik-i Hakikî’nin sıfâtını ve sıfatların bir derece mahiyetini ve hududunu bileyim. Evet mevhum, mü­tenâhî hududum ile, Mâlik-i Hakikî’nin sıfatlarının bir cihette gayr-i mütenâhî hududunu bildim.

İkinci Kelâm: “El-mevtü hakkun”: Ölüm haktır. Evet, bu hayat ve bu beden şu azîm dünyaya direk olacak kabiliyette değildir. Zira, onlar demir ve taştan değildir. Ancak et, kan ve kemik gibi mütehalif şeylerden terekküb etmiş. Kısa bir zamanda tevafukları, içtimaları varsa da, iftirakları ve dağılmaları her vakit melhuzdur.

Üçüncü Kelâm: “Rabbî vâhidün”: Rabbim birdir. Evet, herkesin bütün saadetleri bir Rabb-i Rahîm’e olan teslimiyete bağlıdır. Aksi takdirde pek çok rablere muhtaç olur. Çünkü insan camiiyeti itibarıyla bütün eşyaya ihtiyacı ve alâkası vardır. Ve her şeye karşı hissederek veya etmeyerek, teessürü, elemleri vardır. Bu ise tam Cehennem gibi bir hâlettir. Fakat erbab tevehhüm edilen esbab yed-i kudretine bir perde olan Rabb-i Vâhid’e teslimiyet, firdevsî bir vaziyettir.

Dördüncü Kelâm: “Ene” ile tabir edilen benlik, yani kendisine bir vücud, bir kıymet vermektir ki bu ene, Cenab-ı Hakk’ın sıfâtını, şuunatını bilmek için bir santral ve bir vâhid-i kıyasîdir.

Mesnevî-i Nuriye, Katre, s. 64

Lûgatçe:

camiiyet: Toplayıcı, ihtiva ve ihata edicilik.

ene: Ben, benlik.

erbab: Sahipler; rabler.

esbab: Sebepler, vasıtalar.

firdevsî: Cennet bahçesinde bulunuş hali gibi.

iftirak: Ayrılma, dağılma.

kalbetme: Değiştirme.

mâlik: Sahip.

mana-yı harfî: Bir şeyin kendisini değil de sanatkârını, ustasını, sahibini bildirip tanıttığı mana.

mana-yı ismî: Bir şeyin bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan manası.

marifet-i İlâhîye: İlâhî yolla gelen bilgi, Allah’ı tanımakla elde edilen hakikî ilim; gerçek bilgelik, marifetullah ilmi.

masiva: Allah’tan başka bütün varlıklar.

melhuz: Hatıra gelen, umulan, beklenen, muhtemel olan.

mevhum: Hakikatte olmayan, vehim ve hayal ürünü olan.

Müessir-i Hakikî: Hakikî tesir sahibi, hakikî tesir edici; Allah.

mütehalif: Birbirine uymayan, farklı.

mü­tenâhî: Sonlu.

şuunat: Şuunlar, keyfiyetler, haller, işler.

tağyir: Başkalaştırma, değiştirme.

tenteneli: Dantelli, tül gibi ince ve şeffaf derecede.

terekküb: Karışıp birleşme, birden fazla şeyin birleşmesinden oluşma.

tevafuk: Uygunluk; belli sıra, ölçü ve münasebetler içerisinde birbirine denk gelme.

tevafuk: Uyma, uygun gelme.

vâhid-i kıyasî: Ölçü birimi.

yed-i kudret: Kudret eli (mecaz).

Okunma Sayısı: 9321
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı