Evvela: Hem sizin, hem bu memleketin, hem âlem-i İslâm’ın mühim bayramlarının mukaddemesi olan, bu memlekette şeair-i İslâmiyenin yeniden parlamasının bir müjdecisi olan ezan-ı Muhammedî’nin (asm) kemal-i ferahla on binler minarelerde okunmasını tebrik ediyoruz. Ve seksen küsur sene bir ibâdet ömrünü kazandıran Ramazan-ı Şerifteki ibadet ve dualarınızın makbuliyetine “Âmin” diyerek rahmet-i İlâhiyeden herbir gece-i Ramazan bir Leyle-i Kadir hükmünde sizlere sevap kazandırmasını niyaz ediyoruz. Bu Ramazan’da şiddetli za’fiyet ve hastalığımdan tam çalışamadığıma sizlerden manevî yardım rica ederim.
Saniyen: Benim son hayatımı Isparta havâlisinde geçirmek büyük bir arzumdur. Ve Nur Efesinin dediği gibi demiştim: “Isparta, taşıyla toprağıyla benim için mübarektir.” Hatta yirmi beş seneden beri beni işkence ile tâzib eden eski hükûmete kalben ne vakit hiddet etmişsem, hiçbir zaman Isparta hükûmetine hiddet etmeyip o mübarek vatandaki hükûmetin hatırı için ötekileri de unutuyordum. Hususan oradaki eski tahribatı tamirata başlayan hakikî vatanperverler olan Demokrat namında hamiyetli Ahrarlar, yani hürriyetperverler, Nur ve Nurcuları takdir etmelerine çok minnettarım. Onların muvaffakıyetine çok dua ediyorum. İnşaallah, o Ahrarlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaklar.
Emirdağ Lahikası, 235. mektup, s. 347
***
Ezan-ı Muhammedî’nin (asm) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi; Ayasofya’yı, beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek ve halen İslâm’da çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâm’ın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, yirmi sekiz sene mahkemelerin muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraetine karar verdikleri Risale-i Nur’un resmen serbestîsini dindar Demokratlar ilân etmeli ve bu yaraya bir nevi merhem vurmalıdırlar. O vakit âlem-i İslâm’ın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zalimâne kabahatleri onlara yüklenmez fikrindeyim. Dindar Demokratların, hususan Adnan Menderes gibi zatların hatırları için, otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir iki saat baktım ve bunu yazdım.
Said Nursî
Emirdağ Lahikası, 323. mektup, s. 504
***
EZANIN LAFZI ALEMDİR, DEĞİŞTİRİLMEZ
Elfaz-ı Kur’âniye ve tesbihat-ı Nebeviyenin lâfızları câmid libas değil, cesedin hayattar cildi gibidir; belki mürur-u zamanla cilt olmuştur. Libas değiştirilir; fakat cilt değişse, vücuda zarardır. Belki namazda ve ezandaki gibi elfaz-ı mübarekeler, mana-i örfîlerine alem ve nam olmuşlar. Alem ve isim ise, değiştirilmez.
Mektubat, s. 396
LUGATÇE:
alem: sembol, simge, işaret.
câmid: cansız, ruhsuz.
elfaz-ı Kur’âniye: Kur’ân’a ait lafızlar, sözler.
libas: elbise.
mana-i örfî: insanlar arasında yaygın olarak bilinen mana.
mürur-u zaman: zaman geçmesi.
şeair-i İslâmiye: İslâm’a ait işaretler, İslâm’a sembol olmuş iş ve ibadetler.
tesbihat-ı Nebeviye: Peygamberimize (asm) ait tesbih lâfızları.