"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Menfaatleri için küre-i arza ateş atanlar

Risale-i Nur'dan
17 Haziran 2025, Salı
“De ki: Sığınırım sabahın Rabbine. • Yarattığı şeylerin şerrinden. • Karanlığı çöktüğünde gecenin şerrinden. • Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden. • Hased ettiğinde hasedçinin şerrinden. (Felâk Suresi: 1-5.)”

İşte, yalnız mana-yı işarî cihetinde bu sure-i azîme-i harika, “Kâinatta, adem âlemleri hesabına çalışan şerirlerden ve insî ve cinnî şeytanlardan kendinizi muhafaza ediniz,” Peygamberimize ve ümmetine emrederek; her asra baktığı gibi, mana-yı işarîsiyle bu acib asrımıza daha ziyade, belki zâhir bir tarzda bakar. Kur’ân’ın hizmetkârlarını istiazeye davet eder. [...]

Bu surenin her bir ayetinin manaları çoktur. Yalnız mana-yı işarî ile beş cümlesinde dört defa “şerri” kelimesini tekrar etmek ve kuvvetli münasebet-i maneviye ile beraber dört tarzda bu asrın emsalsiz dört dehşetli ve fırtınalı maddî ve manevî şerlerine ve inkılâplarına ve mübarezelerine aynı tarih ile parmak basmak ve manen “Bunlardan çekininiz!” emretmek, elbette Kur’ân’ın i’cazına yakışır bir irşad-ı gaybîdir.

Meselâ, başta “Kul eûzü bi Rabbi’l-felak” [Deki: Sığınırım sabahın Rabbine] cümlesi, bin üç yüz elli iki veya dört (1352-1354) tarihine, hesab-ı ebcedî ve cifriyle tevafuk edip, nev-i beşerde en geniş, hırs ve hasedle ve Birinci Harbin sebebiyle vukua gelmeye hazırlanan İkinci Harb-i Umumîye işaret eder ve ümmet-i Muhammediyeye (asm) manen der: “Bu harbe girmeyiniz ve Rabbinize iltica ediniz.” [...]

Hem meselâ, “En-neffâsâti fi’l-ukad” [Düğümlere üfleyen büyücüler...] cümlesi (şeddeler sayılmaz) bin üç yüz yirmi sekiz (1328); eğer şeddedeki lâm sayılsa, bin üç yüz elli sekiz (1358) adediyle, bu umumî harpleri yapan ecnebi gaddarların hırs ve hased ile bizdeki Hürriyet İnkılâbının Kur’ân lehindeki neticelerini bozmak fikriyle, tebeddül-ü saltanat ve Balkan ve İtalyan Harpleri ve Birinci Harb-i Umumînin patlamasıyla maddî ve manevî şerlerini siyasî diplomatların radyo diliyle herkesin kafalarına sihirbaz ve zehirli üflemeleriyle ve mukadderat-ı beşerin düğme ve ukdelerine gizli plânlarını telkin etmeleriyle bin senelik medeniyet terakkiyatını vahşiyâne mahveden şerlerin vücuda gelmeye hazırlanmaları tarihine tevafuk ederek, “En-neffâsâti fi’l-ukad”in tam manasına tetabuk eder. [...] Ve “En-neffâsâti fi’l-ukad” remziyle, kendi menfaatleri için küre-i arza ateş atan üfleyicilerin ve sihirbaz o diplomatların tahribata ait bütün işleri ayn-ı şerdir...

Şualar, 11. Şua, 11. Mesele, s. 291-93

LUGATÇE:

adem: yokluk.

ayn-ı şer: şerrin, kötülüğün tâ kendisi.

istiaze: şeytanın şerrinden Allah’a sığınma.

küre-i arz: yer küre, dünya.

mukadderat-ı beşer: insanların başına gelen ve gelecek olan hâdiseler.

mübareze: çatışma, kavga.

ukde: düğüm, bağ.

Okunma Sayısı: 650
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı