Mesleğimiz muhabbettir, muhabbeti neşretmektir. Biz husûmet edenlere muhalifiz.
[“Ziya-i Hakikat” başlıklı makaleden “İttihad-ı Muhammedî” tarifi (Volkan, 25 Mart 1325 / 7 Nisan 1909)]
İhtar-ı Mühim:
İttihad-ı Muhammedî hedef ve maksadımızdır. Ve o noktaya çalışacağız. Şimdiki resmî İttihad-ı Muhammedî ki, onun bir katresidir, o ittihad-ı Muhammedîye bir mukaddimedir. Herkes sanatına ve hedef ve maksadına mensup olabilir. Binaenaleyh, teberrük ve taakkul için hedef ve maksadımız olan ittihad-ı Muhammedî ünvan-ı mübareğini taşıyoruz.
Asıl ittihad-ı Muhammedînin tarif ve hendesesi şöyledir ki:
Esası aktâr-ı âleme mümted bir silsile-i nuranî ile bağlıdır. Merkezi Haremeyn-i Şerifeyn’dir. Ve cihetü’l-vahdeti tevhid-i İlâhîdir. Ve peyman ve yemini imandır.
Ve nizamnamesi sünen-i Ahmediyedir. Ve kanunnamesi evâmir ve nevahî-i şer’iyedir. Ve kulüp ve encümenleri umum medaris ve mesacid ve zevayâdır. Ve cemiyetin ilelebed ve daimî nâşir-i efkârı, umum kütüb-ü İslâmiyedir ve muvakkat nâşir-i efkârı i’lâ-yı kelimetullahı hedef-i maksat eden umum ceraiddir. Ve müntesibîni umum mü’minlerdir. Saff-ı evveli guzzat ve şüheda teşkil eder. “Kàlû belâ”dan beri müntesiptirler. Defter-i isimleri Levh-i Mahfuz’dur. Böyle bir İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti reisi ve seyyidi Fahr-i Âlem’dir (asm). Hem de, her ferdin de, her cemiyet-i diniyenin de reisi yine odur, hem de reis-i âlemdir.
Ben “İttihad-ı Muhammedî efradındanım.” dediğim vakit, muradım bu ittihaddır. Hem de, bu ittihadı hedef ve maksat eden adamlardanım demek istiyorum. Mesleğimiz muhabbettir, muhabbeti neşretmektir. Biz husûmet edenlere muhalifiz. Hem de, şimdiki resmî bir cemiyeti teşkil ediyoruz; bütün müteferrik cemiyat-ı İslâmiyeyi tevhid etmek için, yoksa fazla bir fırkayı çıkarmak değildir. Hâşâ ve kellâ!
Tefrika îka edenden değilim. İtiraz ve evham-ı fasideyi sonra red ve ilân edeceğim.
Bediüzzaman Said Nursî
Eski Said Dönemi Eserleri, Makalat, s. 67-68
Lûgatçe:
aktâr-ı âlem: Âlemin her tarafı.
ceraid: Gazeteler.
evâmir ve nevahî-i şer’iye: Şeriatın emrettiği ve yasakladığı şeyler.
evham-ı faside: Bozuk ve bozguncu kuruntular.
guzzat: Gaziler.
hendese: Geometri; birşeyi sınırlayan, kuşatan şekil.
husumet: Düşmanlık.
ihtar-ı mühim: Önemli ihtar, hatırlatma.
îka: Yapma, meydana getirme.
İttihad-ı Muhammedî: II. Meşrûtiyet yıllarında (5 Nisan 1909) İstanbul’da kurulan ve ismindeki “Muhammed” lâfzına leke gelmemesi adına Bediüzzaman’ın mânâsını bütün mü’minlere teşmil etmek gayretleriyle üye olduğu cemiyet.
katre: Damla.
muhabbet: Sevgi.
mukaddime: Başlangıç.
mümted: Uzayan, sürüp giden.
müteferrik: Dağınık, ayrı ayrı.
nâşir-i efkâr: Fikirleri yayan.
sünen-i Ahmediye (asm): Hz. Muhammed’in (asm) sünneti, ahlâk ve yaşayışı.
taakkul: Hatırlama; akıl erdirme, zihin yorarak anlama.
teberrük: Uğur ve bereket saymak.