"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor

Risale-i Nur'dan
31 Aralık 2015, Perşembe 10:42
Evet, hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür’atle çalıştırıyor. Arz sefinesi de, sür’atle giderken “Temurru merre’s-sehâb” [Bulutların geçişi gibi geçip gider.] âyetini okuyor.

İ’lem eyyühe’l-aziz!

İnsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir. 

Evet, hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür’atle çalıştırıyor. Arz sefinesi de, sür’atle giderken “Temurru merre’s-sehâb” [“Bulutların geçişi gibi geçip gider.” (Neml Sûresi: 27:88.)]  âyetini okuyor. Sefine-i arz sür’atle yürürken, dünyanın gayr-ı meşru lezzetlerine uzatılan ellere zehirli dikenlerin batacağı düşünülsün. Binaenaleyh, o zehirli dünya oklarına bakıp el uzatma. Firâkın elemi, telâki lezzetinden ağırdır. 

Ey nefs-i emmârem! Sana tâbi değilim. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş; ben ancak ve ancak beni yaratıp, şems ve kamer ve arzı bana musahhar eden Fâtır-ı Hakîm-i Zülcelâle abd olurum. 

Ve keza, kader muhitinde uçan tayyare-i ömre veya hayat dağları arasında açılan uhdut ve tünellerinden şimşekvâri geçen zamanın şimendiferine bindirerek ebedü’l-âbad memleketinin iskelesi hükmünde olan kabir tünelinin kapısına sevk eden Hâlık-ı Rahmânü’r-Rahîmden medet istiyorum. 

Ve keza, hiçbir şeyi duâlarıma, istigâselerime ve niyazlarıma hedef ittihaz etmem. Ancak küre-i arzı harekete getiren, felek çarklarını durdurmaya ve şems ve kamerin yerleştirilmesiyle zamanın hareketini teskin ettirmeye ve vücudun şahikalarından yuvarlanıp gelen şu dünyayı sakin kılmaya kadir olan kudreti nihayetsiz Rabb-i Zülcelâle duâlarımı, niyazlarımı arz ve takdim ediyorum. Çünkü, her şeyle alâkadar âmâl ve makasıdım vardır. 

Ve keza, kalbime vaki olan en ince, en gizli hatıraları işittiği ve kalbimin müyûl ve emellerini tatmin ettiği gibi, akıl ve hayalimin de temenni ettikleri saadet-i ebediyeyi vermeye kadir olan Zât-ı Akdesden maada kimseye ibadet etmiyorum. 

Evet, dünyayı âhirete kalb etmekle kıyameti koparan kudret muktedirdir, âciz değildir. Bir zerre o kudretin nazarında gizlenemez. Şems, büyüklüğüne güvenerek o kudretin elinden kurtulamaz. Evet, onun mârifetiyle elemler lezzetlere inkılâp eder. Evet, Onun marifeti olmazsa, ulûm evhama tahavvül eder. Hikmetler illet ve belâlara tebeddül eder. Vücut ademe inkılâp eder. Hayat ölüme ve nurlar zulmetlere ve lezâiz günahlara tahavvül eder. Evet, Onun marifeti olmazsa, insanın ahbabı ve mal ve mülkü insana a’dâ ve düşman olurlar. Beka belâ olur. Kemal hebâ olur. Ömür hevâ olur. Hayat azap olur. Akıl ikab olur. Âmâl, alâma inkılâb eder. 

Evet, Allah’a abd ve hizmetkâr olana her şey hizmetkâr olur. Bu da, her şey Allah’ın mülk ve malı olduğunu imân ve iz’an ile olur. 

Evet, kudret, insanı çok dairelerle alâkadar bir vaziyette yaratmıştır. En küçük ve en hakir bir dairede, insanın eli yetişebilecek kadar insana bir ihtiyar, bir iktidar vermiştir. Ferşten Arşa, ezelden ebede kadar en geniş dairelerde insanın vazifesi, yalnız duâdır.   

Evet, “De ki: Eğer duânız olmasa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?” (Furkan Sûresi: 25:77.) âyet-i kerîmesi, bu hakikatı tenvir ve isbata kâfidir. Öyleyse, çocuğun, eli yetişemediği bir şeyi peder ve validesinden istediği gibi, abd de, acz ve fakriyle Rabbine iltica eder ve Hâlıkından ister.

Mesnevî-i Nuriye, Zeylü’l-Hubâb, s. 175

LÛ­GAT­ÇE:

abd: Kul.

arz: Dünya.

sefine: Gemi.

telâki: Kavuşma, buluşma.

musahhar: Boyun eğdirilmiş, hizmetkâr kılınmış.

tayyare-i ömr: Ömür uçağı.

uhdut: Geçit, hendek.

ebedü’l-âbad: Sonsuzlar sonsuzu.

istigâse: Sığınma, yardım isteme.

âmâl: Emeller, arzular.

müyûl: Meyiller, yönelimler.

maada: Başka.

Okunma Sayısı: 4773
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mikail Yaprak

    31.12.2015 18:24:00

    Bu yılın son ayının, yaşarken son demini;/Duygularımla duydum bir hicran elemini./Bir yıl kadar büyüyüp, bir yıl kadar yaşlandım../Zamanın akışını görerek telaşlandım!.. Bir ömrün hesabını omuzlayan bu son gün,/Ruhuma reva gördü, dünya kadar gam, hüzün!./Göz attım etrafıma, kefen-misâl soğuk kar,/Arkama dönüp baktım, zarar üstüne zarar!./Bu nasıl sene sonu, bu nasıl muhasebe?/Kahkahalar yerine, lazım gelmez mi tevbe?/Bu son gün sana çok şey anlatmalı aslında,/Bu mânayı her zaman tutmalısın aklında!.. Senin olan şu andır, düşünürsen bir mâkul;/Mâzi elden çıkmıştır, gelecek ise meçhûl./Bugün koca bir yılın sonunu yaşıyorsun,/Karargâhına bir yıl daha yaklaşıyorsun../Sen biliyorsun yarın yılbaşı olduğunu, Lâkin unutuyorsun, bugün bir yılın sonu!./Artık iflâs etmeli YILBAŞI terânesi,/Ardından göz kırparken, ömrün giden senesi!..Mikail Yaprak

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı