"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İspanyol Müslüman Yusuf Fernandez: Radikalizmle mücadele bilgi ile olur

20 Aralık 2018, Perşembe 00:29
Radikal insanlar doğru yolu terk etmişlerdir; doğru yolda olduklarını düşünerek yanlış yolda gitmektedirler. Radikalizmle mücadelenin ancak iyi bir İslâmî eğitim ve bilgiyle mümkün olacağını düşünüyorum.

İSLÂMI TANIMAM KİTAPLAR VASITASIYLA OLDU

Ne zaman ve nasıl Müslüman oldunuz?

Ailem ve akrabalarımın tamamı Hıristiyan idiler. Madrid’de yaşıyorum, fakat İspanya’nın kuzeyinde bulunan Asturias bölgesinde doğdum. Ki bu bölge, Müslümanların İber Yarımadası’nın neredeyse tamamını fethettikleri 8. Yüzyıl’da Endülüs topraklarına dahil edilemeyen birkaç bölgeden bir tanesidir.

Avrupa’da Hıristiyanlık hızlı bir şekide gerilemektedir. Pek çok Hıristiyan artık dinî vecibelerini yerine getirmemektedir. Keza ben de 15 yaşımda iken Katolik kilisesini terk ettim, fakat hâlâ tanrıya inanıyordum. O dönemde bir Filistin ile dostluk derneğine üye oldum ve orada bazı Müslümanlarla tanıştım. Fakat asıl İslâm’ı tanımam kitaplar vasıtasıyla oldu. Daha sonra İspanya’dan ve diğer ülkelerden tanıştığım bazı Müslümanlar sayesinde İslâmî bilgimi arttırdım. İslâmiyetin son derece güçlü ve kolay bir din olduğunu gördüm.

Hıristiyanlıkta insanlar İsa’ya (as) sankli tanrı imiş gibi ibadet ederler. Fakat ben İslâm’da İsa’nın (as) tanrı değil sadece Allah’ın bir peygamberi olduğunu öğrendim. O zamanlar bir insanın tanrı olabileceğine inanmazdım. İsa’nın (as) İslâmiyetteki konumunu öğrenince bana son derece mantıklı gelmişti. O yüzden, Ben her zaman İslâm’ın akıl ve mantık dini olduğunu düşünürüm.

21 Hazıran 1989’da çok genç bir yaşta Müslüman oldum. O zamanlardan beri yaklaşık otuz yıldır İslâmî organizasyonların içinde yer alıyorum ve pekçok İslâmî çalışmada bulundum.

İspanya’daki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

İmamların hastanelere, hapishanelere ve askerî birimlere ziyaretler düzenlemesi ve oralardaki insanlara İslâmî konularda yardımcı olunması gibi hususlarda İspanyol devleti ile görüşmeler yapıyoruz. Ayrıca İspanya’daki okullarda İslâmî eğitimi teşvik ediyoruz ve düzenlenmesine yardımcı oluyoruz.

İspanya’daki okullarda dinî eğitim var ve Katolikler yüzyıllardır dinlerini okullarda öğretmeye devam ediyorlar.

1992’de İspanyol devleti ile Müslüman, Yahudî ve Protestan teşkilâtları arasında 3 antlaşma imzalandı. Bunların hepsi parlamentodan geçti ve kanunlaştı. Bu, okullarda yeterli sayıda [10 kişi] başvuru olduğunda Müslüman öğrencilerin İslâmî dersleri alabileceği anlamına geliyor.

Bir kanun olduğun için, İspanyol devletinin ve bölgesel yönetimlerin buna saygı göstermesi gerekir. Fakat yıllardır bu kanun uygulanmadı ve şimdi biz hâlâ ilk okullarda ve liselerde İslâmî dersler verilmesi konusunda mücadele ediyoruz.

Sanırım İspanyol devleti şimdi bu antlaşmasının uygulanması hususunda daha fazla ilgileniyor, çünkü İspanya’daki Müslümanların sayısı hızla artıyor. İspanya’da 2 milyon Müslüman binden fazla da camimiz var.

Bu rakam gittikçe de artıyor, çünkü özellikle Fas’dan ve Afrika’nın diğer bölgelerinden İspanya’ya sürekli bir göç var. Buna ek olarak, İspanyol vatandaşlığına sahip olan bu göçmenlerin çocukları ve giderek artan sayıda İspanyol halkının İslâmiyete girişi de Müslüman nüfusunu sürekli arttırmaktadır. İspanya’daki Müslümanların büyük ekseriyeti şu anda İspanyol vatandaşlığına sahiptir.

Çok sayıda basın yayın organı Müslümanların yabancı olarak görmekte ve öyle tanıtmaktadır, fakat bu doğru değildir. Çünkü buradaki Müslümanların çoğu İspanyol kökenlidir.

İspanya’da ve Avrupa’nın diğer bölgelerinde bazı basın yayın organları sürekli Müslümanlara saldırmakta ve İslâmofobiyi yükseltmeye çalışmaktadır. Keza bazı radikal sağ partiler Müslümanlara olan bu saldırılar üzerinden beslenerek güç kazanmaya çalışmaktadır. İspanya’nın güneyindeki büyük bir bölge olan Andalucia’da yapılan son seçimlerde, bir radikal parti 109 sandalye bulunan meclise 12 milletvekili göndermeyi başarabilmiştir.

Müslümanların sayısının arttığı bir zamanda Avrupa’da Müslüman karşıtı güçlerin destek bulmaları son derece acı bir durumdur. Sanırım, bu durum, Müslümanları yaşadıkları ülkelerde politik meselelerle ilgilenmeye zorlayacaktır. Müslümanların değerlerini ve menfaatlerini korumak için partilere üye olmaları ve meselelerini takip etmeleri gerekmektedir.

YENİ NESİLLERİ İSLÂMÎ DEĞERLERLE YETİŞTİRMEK GEREKİR

Günümüzde Müslümanların problemleri ve çözümleri nelerdir?

Herşeyden önce, Müslümanlar temel İslâmî öğretileri takip etmeli ve kendilerini yanlış yönlendiren ve diğer insanlardan uzaklaştıran radikal ideolojileri reddetmelidir. Müslümanlar, Muhammed (asm) peygamberin öğretilerini takip etmeli. Ona (asm) göre Müslüman, komşusunun kendisinden emin olduğu kişidir. Müslümanların emin ve güvenilir kişiler olmaları gerekir. 

Fakat ne yazık ki, Batı’daki ülkelere gelen bazı Müslümanlar, içinde yaşadıkları ülkelerin toplumlarıyla uyum sağlamak ve topluluklarının ya da sahip oldukları İslâm dininin imajını geliştirmek hususunda yeterince istekli davranmıyorlar.

Müslümanlar yeni nesillerini İslâmî değerlerle yetiştirmeye odaklanmalıdır. Bazıları bunu nasıl yapacağını bilmiyor ve sonuç olarak pekçok genç Müslüman inançlarını kaybediyor ya da radikal insanlar onlara yanlış bir İslâm anlayışı veriyorlar. Yani onları radikalleştiriyorlar. Eğitim özellikle Batıdaki Müslümanlar için son derece önemli bir mesele.

RADİKALİZMLE MÜCADELE BİLGİ İLE OLUR

Radikalizm hakkında ne söylemek istersiniz?

Radikalizm bütün Dünyada Müslümanlar için, büyük bir problemdir. Özellikle İslâmî konularda bilgisi az veya eksik olan kişiler bu probleme daha fazla maruzdur. Radikal insanlar doğru yolu terk etmişlerdir; doğru yolda olduklarını düşünerek yanlış yolda gitmektedirler. Radikalizmle mücadelenin ancak iyi bir İslâmî eğitim ve bilgiyle mümkün olacağını düşünüyorum.

Radikal insanlar; İslâm’ın kaos ve şiddet dini olduğunu iddia eden ve İslâm’ı “şeytanlaştırma”ya çalışan İslâm düşmanlarının ellerine koz vermektedirler.

Türkiye ve Türk insanı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’yi seviyorum. Türk insanı son derece cana yakın, kibar ve eğitimli. Türkiye, önde gelen bir Müslüman ülkedir; faaliyetleri bütün dünyadaki insanların İslâm’ı daha iyi anlamalarına ve Batı’daki Müslümanların İslâmofobi ve diğer önyargılara karşı savaşmalarına yardımcı olabilir.

RÖPORTAJ - 2: ERHAN AKKAYA

-SON-

Okunma Sayısı: 6290
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı