Genellikle bu uyarıyı, tehlikeli bir yere girmememiz ya da ölümcül sonuçlar doğurabilen iş kazalarının önüne geçebilmek için levhalar üzerinde görmüşüzdür.
Benim aklımda ise; Nusaybin-Suriye sınırında çocukluğu geçmiş biri olarak, mayınlı bölgelerin çevresinde yazan bir ifade olarak kalmış. Söz konusu bu tehlike, fânî olan dünyevî hayatımızı sona erdirebilecek bir tehlike. Peki, asıl ve daha büyük bir tehlikenin fakında mıyız? Hem de öyle bir tehlike ki, hem dünyevî saadeti mahveden hem de ahiret yurdunu kaybetmeye sebep olabilen bir tehlike. Adı, Âhirzaman… Fitnesinden ve şerrinden Peygamber Efendimizin (asm) dahi Cenâb-ı Hakk’a iltica edip sığındığı; dehşetinden kalplerin ürktüğü; Deccal ve Süfyan cereyanlarının hüküm sürdüğü dehşetli, acib ve garip bir zaman.
Peki, Âhirzaman nasıl bir zaman ki kâinatın sultanı olan Peygamber Efendimiz (asm) dahi Allah’a sığınmış ve Sahabe-i Güzin’i bu zamanın şerrinden sakındırmış? Âhirzaman’ı bu kadar dehşetli hâle getiren husûsiyetler nelerdir? Evet, bu zaman öyle bir zaman ki helâk olan bütün kavimlerin işlediği günahların işlendiği; maddiyyûnun ve tabiiyyûnun sürekli imanın erkânına saldırdığı; deizm, komünizm, ateizm gibi imansızlık akımlarının her yerde hâkim olmaya çalıştığı; fitnenin her eve girdiği; zalim idarecilerin ve ehil olmayan kişilerin toplumları idare ettiği dehşetli bir zaman. Peygamber Efendimizin (asm): “Haram işlemeyi kolaylaştıran imkânlar artacak, gençler günah işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler.”1 dediği; imanın kor ateşi elde tutmak kadar zor olduğu bir zaman.
Hiç şüphesiz böyle bir zamanda çok zordur mü’min bir genç olmak. Zira zamanın şartlarının yanı sıra genç olmanın verdiği zorluklar da var. Çünkü “Gençlik damarı, akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder.”2 Yani gençlik dönemi; gençlik damarının hâkim olduğu, anlık lezzetlerin ileride gelebilecek daha büyük lezzetlere –gelmesi kesin bile olsa– tercih edildiği bir dönem.
Peki, bu tehlikelere karşı nasıl dayanabileceğiz? Âhirzaman’da genç olmanın bâdirelerini nasıl atlatacağız?
Bu soruların cevabına değineceğiz inşâallah. Selam ve duâ ile…
Dipnotlar:
1. Riyâzü’s-Salihîn, İmam Nevevî., 2. Sözler, Said Nursi, s.173, Yeni Asya Neşriyat, Haziran 2016.