"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Manevi bahar mevsimi

Sebahattin Aslan
30 Mayıs 2024, Perşembe
Bahar mevsiminin sonlarını yaşadığımız şu günlerde dünyada manevî bir bahar mevsimi yaşanıyor. Âlem-i İslam lehine gelişen harika olaylara şahitlik ediyoruz.

Bediüzzaman Hazretleri geçen asrın başlarında Şeyh Bahid Efendi’nin, “Osmanlı hükümetindeki hürriyete ne diyorsun ve Avrupa hakkında fikrin nedir?” sualine, “Osmanlı hükûmeti Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükûmeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyet’e hâmiledir; o da bir İslâm devleti doğuracak” şeklindeki cevabındaki Avrupa’nın İslamiyet’i doğurmasına şahitlik ediyoruz.

Yine Üstad, “Evet, ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!” diye muhteşem müjdeyi verirken sadece halkın hamasi duygularını tatmin etmek, günü kurtarmak için söylenmiş sözler değildi. O zamanki bir kısım âlimlerde bunu anlayamamış ve “İfrat ediyorsun, hayali hakikat gösteriyorsun. Bizi de teçhil ile tahkir ediyorsun. Zaman, âhirzamandır, gittikçe daha fenalaşacak” dediklerinde onlara, “Neden dünya herkese terakki dünyası olsun da, yalnız bizim için tedennî dünyası olsun? Öyle mi? İşte, ben de sizinle konuşmayacağım. Şu tarafa dönüyorum; müstakbeldeki insanlarla konuşacağım” demiştir.

Aynı zihniyetteki ümidini yitirmiş insanlara, “İşte ey iki hayatın ruhu hükmünde olan İslâmiyet’i bırakan iki ayaklı mezar-ı müteharrik bedbahtlar! Gelen neslin kapısında durmayınız. Mezar sizi bekliyor, çekiliniz! Ta ki, hakikat-i İslâmiye’yi hakkıyla kâinat üzerinde temevvüc-sâz edecek olan nesl-i cedid gelsin!” diyerek onları muhatap almamıştır.

Bediüzzaman Hazretlerinin o müjdeleri yüz yıldır değişik şekillerde tahakkuk ediyor. Risale-i Nurlar vasıtasıyla milyonlarca insan İslamiyet’le şereflenmiştir. Fakat Filistin ve Gazze olaylarından sonra İslam’ın tanıtılması ve tanınması farklı bir boyut kazanmıştır.

Son yıllarda Batıda kasıtlı olarak çıkartılan İslamofobi hâkimdi. İslam terör dini; Müslüman terörist imajı yaygınlaştırılmaya çalışılıyordu. Fakat kader farklı şekilde tecelli etmeye başladı. Bütün dünyanın gözü önünde yaşanan Filistin ve Gazze’deki tarihin en büyük katliamı, soykırımı ve vahşeti Batı dünyasında taşları yerinden oynattı. Şefkat, merhamet ve adaletle uyanan maşeri vicdan bu vahşete lakayt kalmadı. Müslümanların gösteremediği tepkiyi, tavrı adeta bütün Hristiyan coğrafyası; başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde halk ve üniversite gençliği “Filistin ve Gazze’ye destek ve İsrail’i protesto mitingleri” ile gösteriyorlar ve göstermeye de devam ediyorlar. Halk mazlumun yanında yer alırken, hükümetler zalim İsrail’in yanında yer alıp her türlü desteği verdiler. Bu durumu gören halk yıllardır kendilerini aldatılmış olduğunu hissetti. Neticesinde kendi hükümetlerini sorgulamaya başladılar. Bu sorgulama siyasilerin geri adım atmasına vesile oldu.

Ayrıca İslam’ın terör dini, Müslümanın da terörist olmadığı, bilakis gerçek terör devletinin İsrail, teröristlerin de Yahudiler olduğunu bütün dünya görmüş oldu.

“Eğer biz ahlâk-ı İslâmiye’nin ve hakaik-i imaniyenin kemâlâtını ef’âlimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri, elbette cemaatlerle İslâmiyet’e girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyet’e dehâlet edecekler.” sözüyle Bediüzzaman’ın verdiği müjdeyi Filistin ve Gazzeli Müslümanların, ahlâk-ı İslâmiye’nin ve hakaik-i imaniyenin kemâlâtını ef’alleriyle izhar ettiklerine şahit oluyoruz.

Gerçekten dünyada maşeri vicdan uyandı. Tarihin en büyük katliam ve vahşetine maruz kalanve bütün maddi varlıklarını kaybeden Filistin ve Gazze’li Müslümanların inançları, imanları, sabırları, tevekkülleri bütün dünyada dikkatleri çekti, hayranlık uyandırdı. İnsanlar İslam dinini merak etmeye başladılar. Aradıkları gerçek güzelliklerin, sevginin, şefkatin, merhametin, adaletin İslam dininde olduğunu gördüklerinde tereddüt etmeden İslam’la şereflendiler. Filistin ve Gazze hadiseleri başladıktan sonra yirmi milyon insanın Müslüman olduğu, Arjantin’de binlerce kişinin bir camide sıraya girip İslam’a nasıl girebileceklerine dair bilgi almak istedikleri haberlerini herkes görmüştür.

“Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara-216)

Küçücük bir ülke olan Filistin ve Gazze’de on beş binden fazla çocuk, on binden fazla kadın, enkaz altında kalanlarla birlikte elli binden fazla şehit verilmiştir. Toprağa düşen bir çekirdeğin baharda filizlenip neşvünema bulması gibi bu şehitler dünyanın her tarafında insanların uyanmasına ve diğer dinlerin tabilerinin İslamiyet ile şereflenmelerine vesile oldular ve olmaktadırlar.

Adeta dünyada manevî bir bahar mevsimi yaşanıyor, güneş batıdan doğuyor.

Okunma Sayısı: 987
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı