Yaşananlar onu gösteriyor ki, bu Ramazan bir başka olacak. Sebebi açık, insanlık ciddî bir musîbetle boğuşuyor ve bu boğuşmanın tam zirve noktasında imdada, rahmeti celb, musîbeti defeden ibadet mevsimi Ramazan yetişiyor.
Aşikâr olan şu ki, insanoğlu bir musîbetle boğuşuyorsa, bu mücadele hali; rehavet, atalet, sefalet, sefahat halinden daha uyanık, daha dinamik, daha üretkendir. Yani ‘zahmette rahmet vardır ’geçerli bir kaidedir.
Tarih boyunca, genelde toplumların sıçrama hamlelerinin ciddî musîbetlerden sonra olduğunu görüyoruz. Ciddî ihtiyaçlar, zorlanmalar, insanlığı yeni açılımlara, icatlara ve üretimlere sevk ediyor. Yani aciz insanlığa ihtiyacına binaen ilham ediliyor, ikram ediliyor. Onun için bütün peygamberler maddî ve manevî donanımlarla gönderilmiş.
Şimdi Ramazan ayındayız. İnsanlık epeyce bir zamandır evde. Ve bu virüs, önce İlâhî esasları tanımayan, günahlar üzerine kurulu, heva ve hevesi besleyen, dünyevî, menfaat odaklı, çarpışma esasına dayanan ve güçlü isen ayakta kalırsın diyen bir felsefe ile hayatı şekillenmiş sefih medeniyeti sarstı, sonra da yaşayış olarak ona en yakın olan toplulukları. Ve sarsıntı devam ediyor.
Bazı bozuk zihniyetler, dünyayı kendi çiftliği gibi algıladı, sair geri kalmış toplulukları da kendilerine hizmet eden varlıklar gibi ele aldı ve kuvvet bende ise kuralı ben belirlerim, dedi.
Şimdi ise karşısına, görünmeden ilerleyen, dünyevî güçlüleri hedefine koyan ve onlara meydan okuyan bir güç çıktı. Hani firavun ve karınca, nemrut ve sinek örnekleri var ya, onun gibi.
Şimdi ne olacak? Şimdi, her kul ve topluluklar bu ibadet mevsimi Ramazan’da, başını avuçlarına alacak ve dününü, bugününü ve yarınını; nerede hata ettik, Rabbimize, insanlığa, varlığa ve kendi nefsimize karşı neleri ihmal ettik diye bir muhasebe yapacaktır. Sizce yapar mı? Ben bu muhasebeyi kendi nefsimle yaptıysam, dünyanın akıllı insanları da yapacaktır diye ümit ve duâ ediyorum. Akıl bunu gerektiriyor.
Yani virüse yakalanacaksınız, bin bir güçlükle atlatacaksınız ve sonra da hiçbir şey olmamış gibi hayata lay lay lom devam edeceksiniz. Böyle bir şey olamaz diye düşünüyorum. Yoksa mı? Bunu düşünmek bile istemiyorum.