İnsanoğlu bir garip.
Durup dururken içinde bazı duygular birleşiyor ve bir anda bir baskın duygu sizi sarıyor ve gözlerinizden yaşlar boşanıyor. ‘Neler oluyor?’ diye kendi kendinize şaşırıyorsunuz. ‘Nereden çıktı bu?’ diye düşünüyorsunuz ve derinlerde bir şeylerin toplanıp geldiğini ve anınıza hükmettiğini hissediyorsunuz. Ve içinizde bir mekanizma işliyor ve bu duygu fizikî bir yüz hattına dönüşüyor, biyolojik bedeni durağanlaştırıyor ve yine sistem gereği hissî olarak gözlerden yaşlar dökülmeye başlıyor. İçeride, derinlerde bir yerlerde bir şeylerin yerine oturduğunu düşünüyorsunuz. Kişinin kendinin bile çözümleyemediği bir şeyler olup bitiyor içinde ve insan sadece dışa yansıyan yüz hatlarını, gözyaşlarını, üzüntü cümlelerini görüyor. Ortada sadece bir damla yaş gözüküyor. Derinlerdeki etkinin nasıllığını bilen yok.
İnsan bazen iradesi olmadan, haberi de olmadan bir şeylerin etkisinde kalarak ruhunun sıkıldığını, kalbin hüzünlendiğini, aklının kenara çekildiğini hissediyor. Kendini tanıyamaz hâle geliyor. Bir şeylerin kapsam alanında olduğunu hissediyor, bir şeylere meyillendirilmenin içinde buluyor kendini.
Tıpkı akıbeti görmeyen kör hissiyatın aklı, kalbi, vicdanı etkisiz hâle getirip, az sonra çok ciddî pişmanlıklar içine düşeceği bir halete girmesi gibi, burada da bunun müsbet örneği yaşanıyor. Bir duâ seni kucağına alıyor ve ihtiyarın ve haberin olmadan, bilmediğin bir duygu dünyasına taşıyor ve birden halet-i ruhiyen değişiveriyor. Böylece gözlerin yaşlı, ama mutlu; hüzünlü, ama ümitli; âciz ama keyifli buluyor kendini.
İçinde bir şeylerin haddini bildiğini, terbiye edildiğini, ama buna senin iradenle dahlin olmadığını hissediyorsun. Yani hastalığını bilmeden, hastaneye gitmeden, doktoru görmeden tedavi olmak gibi bir şey. Sadece bildiğin ve gördüğün şey, tedavinin, müdahalenin göstergeleri olan gözyaşları.
Ama ortada bir şey var ki bir iyileşme hali içindesin. Ortada bir şey var ki, mutlusun. Ortada bir şey var ki, seni de bilen, güçlü Birilerinin gündemindesin.
Şahs-ı manevinin duâsında olmak, böyle bir şey midir bilmiyorum? Üstad, ‘İhtiyarımız ve haberimiz olmadan birisi bizi istihdam ediyor, biz bilmeyerek bizi mühim işlerde çalıştırıyor.’ diyordu, galiba bu, böyle bir şey. Her şeye gücü yeten Birisinin gündeminde olmak insanı mutlu ediyor. Binler Elhamdülillah.