"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mehdi ve Mesih telakkileri (Zuhur ve nüzul alametleri) - 4

Şemseddin ÇAKIR
15 Aralık 2023, Cuma
Bilindiği gibi Mehdi ve Mesih beklentileri, hak, batıl, muharref ve müsahhih bütün dinlerin meselesidir ve o konuda herkes kendine göre bir kurtarıcıya inanır, onu bekler.

Onun için de rivayetler karışmış ve işin içinden çıkmak hayli zorlaşmıştır. Fakat iman ve İslam, imkân demektir ve Cenab-ı Hak “Gaybı Allah’dan başkası bilmez, bir de Allah’ın ilim verdiği rasihler müstesna”(Âl-i İmran, 7) buyurmaktadır. O halde bu muğlak durum, hakiki ve müdakkik bir mü’min için mesele değildir.

Şu an için gündemde olan Netanyahu’nun, “Biz bu katliamları Mesihin gelmesi için yapıyoruz” deyip, haşa Mesihi zulüm ve hunharlığa vesile göstermesi, Amerika gibi süper güç ve demokrat zannedilen bir devletin ve bazı Avrupa ülkelerinin sanki İsrail’in paralı askerleri gibi zulme alet olmaları, “asaleti olan garaza vasıta olmaz” kaidesine göre çok şaşırtıcıdır. İran liderinin ise, “Mehdi geldi, geliyor ve bize yardım edecek” gibi afaki ve siyasi söylemlerinin de, yine gerçek Mehdi ve Mesih idrakinden fersahlarca uzak olduklarının ibretlik delilleridir.

Böyle muharref dinler ve içtihaden yanlışta olanların, insanlığı sapık inançlarının tutsağı ettiği bir ortamda bizim, hak dinin mensupları ve gerçek inançların temsilcileri olarak susmamız, akıl ve iz an alır bir şey değildir. “Akıl tutulması” denen olayın bu olması gerekir. Bu gayretsizlik ve ciddiyetsizlik, gayretullaha dokunur. Madem cepheye gitme imkânımız da yok. Hiç olmazsa fikren bari bu yaraya bir neşter vuralım ve bu ihaneti dünyaya ilan edelim gayretiyle bu meseleyi işlemeyi, hem imani, hem vicdani bir sorumluluk ve zorunluluk saydım.

Bu sorumluluğu ifa etmek için de, Bediüzzaman’ın tesbit ve teşhisleriyle şekillenen, bizzat kendi sözlerini soru ve cevap olarak nakletmeyi uygun buldum:

“Sual: Ahirzamanda Hazret-i Mehdi geleceğine ve fesada girmiş âlemi ıslah edeceğine dair müteaddit rivayat-ı sahiha var. (...) Eğer Mehdinin bütün işleri harika olsa, şu dünyadaki hikmet-i ilahiyeye ve kavanin-i adetullaha muhalif düşer. Bu Mehdi meselesinin sırrını anlamak istiyoruz.

Elcevap: Cenab-ı Hak, kemâl-i rahmetinden, Şeriat-ı İslamiyenin ebediyetine bir eser-i himayet olarak, herbir fesad-ı ümmet zamanında, bir muslih veya bir müceddit veya bir halife-i zişan veya bir kutb-u azam veya bir mürşid-i ekmel veyahut bir nevi Mehdi hükmünde mübarek zatları göndermiş; fesadı izale edip, milleti islah etmiş; din-i Ahmedîyi (asm) muhafaza etmiş. Madem adeti öyle cereyan ediyor, ahirzamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehit, en büyük bir müceddit, hem hakim, hem mehdi, hem mürşid, hem kutb-u a’zam olarak bir zatı nuraniyi gönderecek ve o zat da Ehl-i Beyt-i Nebevi’den olacaktır”. (Yirmi Dokuzuncu Mektup-Yedinci Kısım) 

—Devam edecek—

Okunma Sayısı: 6528
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÇeşitcioğlu

    15.12.2023 15:46:17

    “BÜYÜK MEHDİNİN ÇOK VAZİFELERİ VAR” ON DOKUZUNCU MESELE Rivayetlerde, âhirzamanın alâmetlerinden olan ve Âl-i Beyt-i Nebevîden Hazret-i Mehdinin (radıyallahu anh) [BÜYÜK MEHDİ]hakkında ayrı ayrı haberler var. Hattâ bir kısım ehl-i ilim ve ehl-i velâyet, eskide(n) onun çıkmasına hükmetmişler. Allahu a’lem bissavab, bu ayrı ayrı rivayetlerin bir te’vili şudur ki: BÜYÜK MEHDİNİN çok vazifeleri var. -Ve siyaset âleminde, -diyanet âleminde, – saltanat âleminde, – cihad âlemindeki çok dâirelerde icraatları olduğu gibi, – her bir asır me’yusiyet vaktinde, kuvve-i maneviyesini teyid edecek, – bir nevi Mehdiye – veyahut Mehdinin onların imdadına o vakitte gelmek ihtimaline muhtaç olduğundan, rahmet-i İlâhiye ile – her devirde, – belki her asırda, – bir nevi Mehdi – Âl-i Beytten çıkmış, ceddinin şeriatını muhafaza ve sünnetini ihya etmiş.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı