"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Arzular ve fikirler - 2

Şemseddin ÇAKIR
25 Temmuz 2025, Cuma
—GEÇEN HAFTADAN DEVAM—

“Bir şey daha kaldı; en tehlikelisi odur ki: İçinizde ve ahbabınızda, bu fakir kardeşinize karşı bir kıskançlık damarı bulunmak, en tehlikelidir. Sizlerde mühim ehl-i ilim de var. Ehl-i ilmin bir kısmında bir enaniyet-i ilmiye bulunur. Kendi mütevazı da olsa o cihette enaniyetlidir, çabuk enaniyetini bırakmaz. Kalbi, aklı ne kadar yapışsa da nefsi o ilmî enaniyeti cihetinde imtiyaz ister, kendini satmak ister, hatta yazılan risalelere karşı muaraza ister. Kalbi risaleleri sevdiği ve aklı istihsan ettiği ve yüksek bulduğu halde, nefsi ise enaniyet-i ilmiyeden gelen kıskançlık cihetinde zımnî bir adavet besler gibi, Sözlerin kıymetlerinin tenzilini arzu eder, tâ ki kendi mahsulât-ı fikriyesi onlara yetişsin, onlar gibi satılsın. Halbuki bilmecburiye bunu haber veriyorum ki: Bu dürus-u Kur’âniyenin dairesi içinde olanlar, allâme ve müçtehidler de olsalar, vazifeleri, ulûm-u imaniye cihetinde, yalnız yazılan şu Sözlerin şerhleri ve izahlarıdır veya tanzimleridir. Çünkü çok emarelerle anlamışız ki bu ulûm-u imaniyedeki fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz. Eğer biri, dairemiz içinde, nefsin enaniyet-i ilmiyeden aldığı bir his ile, şerh ve izah haricinde bir şey yazsa soğuk bir muaraza veya nâkıs bir taklitçilik hükmüne geçer.”1 cümlesiyle de, başta Üstadın hayatta olan yakın talebeleri olmak üzere tüm Nur talebelerinin karşı çıkmasına rağmen sadeleştirme meselesine teşebbüs ve cür’et eden malum gruba dikkat çekiyor âdeta...

İşte bu vaziyetin hal-i pür melâli budur. Son dönemde yaşanan malum musibetlerin dahi sebebi budur. Risale-i Nur’a uzanan el kurur, konuşan dil lâl olur. Yani büyük sıkıntılar yaşanmasına sebep olan malum grubun mensupları Risale-i Nur’un meslek-meşrebine ve Kur’ânî prensiplerine uymadıklarından başlarına gelen musibetlere maruz kalmışlardır. 

Bahsi geçen ve teyide muhtaç o rivayete göre, Üstad Topal Hafız’a “İlerde çok sıkıntılı bir nifak dönemi olacak, insanlar hapislere doldurulacak, sen de onlardan olacaksın” demiş ise bu bir ikazdır. İşte aynısı olmuş ve yıllar sonra yani 15 Temmuz Hadisesinde bu olay vuku bulmuş ve o grupla irtibatı olduğu gerekçesiyle Topal Hafız da çileler çekmiş ve biz buna muttali olmuşuz. Peki neden hâlâ daha bu yaşananlardan ibret alınmıyor? Bir muhasebe yapılıp hatadan dönülmeye çalışılmıyor?

Madem Üstad o zatı bu kadar uyarmış, o da niçin tedbirini alıp Nurların meslek-meşrebine ve şahs-ı manevîsine tâbi olmak yerine şahsî, indî mülâhazalarla Risale-i Nura taban tabana zıt bir cereyanın içinde yer alarak bütün himmetini onlara sarf etmiştir? Bilâkis onlardan uzak durması gerekmez miydi? Yani, buradan anlaşılması gereken, onun o ikazdan gerekli dersi alarak Risale-i Nur’da yeri olmayan bir mesleğe gitmemesi gerekirdi. Demek Üstad ona, mealen, Sen Risale-i Nur prensiplerine uymayıp dinlememenin tokadını yiyeceksin, demiş o da yemiştir. Böyle bir davranışın takdiri değil tenkidi gerekmez mi?

Hadi diyelim Topal Hafız, bir beşer olarak neticeyi göremeyip, böyle bir kusur işledi. 

Neticesi görüldüğü halde bunu meziyet gibi göstermeye çalışmak neyin nesidir? Bunun mantığı Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsine uymamayı teşvik ve meziyet sayıp yanlışa pirim kazandırmaktan başka nedir?

Aktarılanlara göre o zat; son yirmi yıldır, Risale-i Nur’a rağmen bütün himmetini o yapıya seferber etmiştir ve sonuç “Gayr-ı meşru tarik zıdd-ı maksuda gider veya gayr-ı meşru muhabbetin neticesi merhametsiz azap çekmektir” hükmü gereğince yaşadığı musibetlere maruz kalmıştır. Kaderî olarak asıl mesele budur. Hani Üstad “Musibet, bir cinayetin neticesi, mükâfatın mukaddemesidir” diyordu. O neden zikredilmiyor? Hiç olmazsa pişman olup da musibet mükâfatı bari alsalar...

Mesele ayniyle budur ki, bunu Nurculuk gibi takdim etmek Risale-i Nur’a en büyük zarardır. Evet işin aslı, o felâkette Risale-i Nur’a ihanet edenler zarar görmüştür. 

Risale-i Nurdaki düsturlara göre hiç kimse “la yuhtî ve la yüs’el” yani hatasız ve sorgulanamaz değildir. Nefis, şeytan ve imtihan dünyası olduğu için herkes hata yapabilir ve sorgulanabilir olarak kabul edilir. 

Risale-i Nurdaki şefkat tokatları bahsinden, Risale-i Nur hizmetinde yanlış yapanların tokat yediklerini biliyoruz. Üstad ve talebeleri, başlarından geçen hadiselerle, yedikleri şefkat tokatlarını anlatmışlardır. Bir de zecr tokatları vardır ki Risale-i Nur’a yanlış yapanlara ve zarar vermek isteyenlere gelmiştir. Şefkat tokadının işaretlerinden biri, hatayı yapan kişinin hatasından vazgeçip Risale-i Nur hizmetine devam etmesidir. Aksi ise, yani hatada ısrar edip hatadan vazgeçmemek ise “zecr tokadı” olarak kabul edilir.

Netice olarak, Topal Hafız’ı istismar edenler, ona “elfitnetü eşeddü minel katl” kaidesince büyük kötülük etmişlerdir. Belki de o zat mahşer günü, “Beni niçin fitneye alet ettiniz” diye onların yakasına yapışacaktır.

Dipnot:

1- Mektubat. s. 725.

Okunma Sayısı: 2954
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet AKBAŞ

    3.8.2025 12:50:35

    Nevzat Karaağaç, Said Yüksekdağ, Yıldız Fırtına, S. Pelin Kurukahveci, Arda Yıldız, Mustafa Said Kara, Enes, Asım, Eda Gül Beyaz ve Yusuf ismindeki kardeş, Ağabey ve ablaların yaptığı yorumlara sonuna kadar katılıyorum ve sonuna kadar destek veriyorum. Özellikle Enes, Asım ve Nevzat Karaağaç ağabeylerin ve Pelin Kurukahvecinin yorumlarındaki feryatları sabık genel yayın yönetmeninin yönetimi zamanında gazetede yazar çizer ve özellikle de okuyucuların düşüncelerini özgürce ifade etme anlamında nasıl nefes alamaz hale getirildiklerini açık bir şekilde gösteriyor. Sabık GYY, adam bildiğin herkesin göğüs kafesinin üzerine yüzlerce ton ağırlığında birer kaya parçası bırakmış. Yazar çizer ve özellikle de okuyucular o ağırlığın altında feryat ediyormuş da kimsenin haberi yokmuş.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 19:00:47

    5) Benim tahminim Berat Albayrak eğer 3 ay daha görevde kalsaydı Türkiye'yi iflasa sürüklerdi. Berat Albayrak Merkez Bankasının toplam rezervi olan 128 Milyar Dolarını ve yine Merkez Bankası kasasında bekletilen ve halk arasında "Kefen parası" da denilen 40 milyar dolar "İhtiyat Akçe"sini 2,5 yıllık bakanlık döneminde yakıp kül eden ve külünü de havaya savuran adamdır. İşte Türkiye'nin bağımsızlığı, istiklaliyeti, namusu ve toprak bütünlüğü için bir numaralı tehdit olan bu dehşetli adamın bakanlıktan alınması ancak 3 Ekim 2020 tarihinde Fırıncı Ağabeyin vefatından sonra olabildi.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 18:54:41

    4) Ve Mehmet Fırıncı Ağabey. Fırıncı Ağabeyin vefatına geçmeden önce ancak Fırıncı Ağabeyin vefatından sonra görevden alınan dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan bahsetmek istiyorum. Hakikaten 2016-2023 arası yönetimde çok etkin olan üç bakan BA (Berat Albayrak), SS (Süleyman Soylu) ve BA'nın yardımcısı olan NN (Nurettin Nebati). Bu üç bakanın, Mısır'da Hazret-i Yusuf döneminde kuraklık ve kıtlıkla geçen 7 yıl misali 2016-2023 arası yedi yılda Türkiye'ye verdikleri maddi zararın en az 700 milyar dolar olduğunu tahmin ediyorum. Bu üç hayırsız, uğursuz ve bereketsiz bakanın Türkiye'ye verdikleri zarar Haçlı ve Moğol istilalarının verdiği zarardan bile fazladır.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 18:44:50

    3) Mustafa Sungur Ağabey de yine 2013, 2014 ve 2015 yılının yarısına kadar süren ve o dönemde önce başbakan sonra cumhurbaşkanı olan RTE'nin doğu ve Güneydoğu illerindeki valilere "PKK'lılar şehir merkezlerinde her ne yaparlarsa yapsınlar kesinlikle müdahele etmeyeceksiniz. Hendek de kazsalar, mevzi de yapsalar, cephanelik de yığsalar kesinlikle karışmayacaksınız" şeklinde skandal bir talimat verdiği ve 2013'ün başından 2015'in yarısına kadar 2,5 yıl süren "İkinci Açılım Süreci" fitnesinin veya ihanetinin hemen arefesinde de Mustafa Sungur Ağabey 1 Aralık 2012 tarihinde vefat etmiştir.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 18:37:20

    2)👉 Yine 2007 yılında 27 Nisan e-muhtırasının ve ondan sonra Kemalist Asker baskısıyla AYM'nin kemalist üyelerinin TBMM'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimine getirdikleri 367 şartıyla cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turunu iptal iptal etmeleri ve böylelikle erken seçim kararı alınması. 27 Nisan e-muhtıra metnini okursanız tamamen Kemalist reflekslerle İslam, müslümanlar, dindarlar, Peygamber efendimiz, Kur'an-ı Kerim hedef alınarak yazılan bir metindir. İşte tam da bu muhtıradan üç hafta önce yine meşhur ve müttaki bir nur talebesi Rahmet-i rahman'a kavuştu : Mehmet Emin BİRİNCİ

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 18:31:25

    1)Burda en son paylaştığım 2. maddeye bir ekleme yapayım. Halil Uslu Abinin vefatı ayrıca Türkiye'de 7 Haziran - 1 Kasım seçimleri arasında şiddetlenen terör olaylarının arefesine denk gelmişti. Ayrıca Türkiye'de terör olaylarının zirveye tırmandığı ve hendek olaylarıyla PKK ile çatışmaların dağlardan, vadilerden şehir merkezlerine taşındığı ve 7-8 ay içinde en az 800 şehit verdiğimiz 2015 sonbaharı 2016 kış ve ilkbaharında 2016 Şubat ayı içinde Said Özdemir, Ahmet Aytimur ve Mehmet Kırkıncı Ağabeylerin vefatı.👉

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 12:21:24

    10) "Madem hakikat budur. Size ihtar ediyorum: Kur’ân’a dayanan Risale-i Nur ile mübareze etmeyiniz. O mağlûp olmaz, bu memlekete yazık olur. O başka yere gider, yine tenvir eder. Hem eğer başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa, her gün biri kesilse, hakikat-i Kur’âniyeye feda olan bu başı zındıkaya ve küfr-ü mutlaka eğmem ve bu hizmet-i imaniye ve nuriyeden vazgeçmem ve geçemem." Şualar / 14. Şua

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 12:17:42

    9) Bu ehl-i dünya, bu Anadolu halkı Risale-i Nur’a girmeseler de ilişmesinler. Eğer ilişseler, yakında bekleyen yangınlar, tufanlar, zelzeleler ve tâunların istilâsına uğrayacaklarını düşünsünler, akıllarını başlarına alsınlar. Madem biz onların dünyalarına karışmıyoruz, onların da lüzumsuz bir halde bu derece âhiretimize karışmalarında onlara felâket getirmek ihtimali kavîdir.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 12:17:17

    8) Evet, Sabri’nin 1 يَا اَرْضُ ابْلَعِى... وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ âyetinden istihraç ettiği mânâ, haktır ve mutabıktır. Evet, Risale-i Nur, sefine-i Nuh gibi Anadolu’yu Cebel-i Cûdî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tufanından kurtulmasına bir sebeptir. Çünkü, zaaf-ı imandan gelen tuğyan, ekseri musibet-i âmmeyi celb ettiği gibi, imanı fevkalâde kuvvetlendiren Risale-i Nur, o musibet-i âmmeyi dairesinin haricine bırakmaya rahmet-i İlâhiye tarafından vesile oldu.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 12:16:34

    7) Hem siz, hem onlar bilsinler ki, sadaka belâyı def ettiği gibi, Risale-i Nur Anadolu’dan, hususan Isparta, Kastamonu’dan âfât-ı semaviye ve arziyenin def ve ref’ine vesiledir. (Kastamonu Lahikasından)

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 12:02:41

    6) Burada ilginç bir şekilde Türkiye'ye vurulan en büyük ihanet darbelerinden biri olan 12 Eylül'den önce ve sonra vefat eden meşhur bir Nur Talebesi tespit edemedim. Zaten ondan dolayıdır ki bize 12 Eylül darbesinden yadigar kalan anayasa ve 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumla daha beter hale getirilen 12 eylül ürünü anayasasından bir türlü kurtulamadık gitti. Evet şu an yaşadığımız ve 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumla yürürlüğe giren ve Üstadımızın "katiyen aleyhindeyim" dediği "Riyaset-i Şahsiye" yani "TEK ADAM YÖNETİMİ" 12 Eylül Darbesi, Kenan Evren ve bunların da ötesinde Mustafa Kemal, Mustafa İsmet ve Mustafa Fevzi referans alınarak Türkiye'ye giydirilmiş 12 Eylül anayasasının en az 10 katı şiddetinde bir deli gömleğidir.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 11:51:28

    5) Yani aslında SS, emekli amirallerin o bildiriyle kendisine attıkları pası RTE'nin kalesinde gole çevirmek istiyordu. Yani güya emekli amiraller o bildiri ile 15 Temmuz benzeri bir darbe girişiminde bulunmuşlar ve SS'de buna mukabil güya bu darbe girişimini akim bırakmak için medya vasıtasıyla öyle bir olağanüstü hal, terör, tedhiş, ayaklanma ortamı oluşturdu ki SS kendisine bağlı Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatı eliyle asıl kendisi RTE'ye darbe yapıp RTE'yi cumhurbaşkanlığından indirip kendisi Cumhurbaşkanı olmak istiyordu. Ama bu arada 15 Temmuz sonrasına rahmet okutacak zulümleri de kesinlikle yapacaktı. İşte Kutlular ağabey'in vefatı böyle çok muazzam bir ihanet, zulüm ve fitnenin önüne geçti diyebiliriz.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 11:51:04

    4)👉Zaten hemen bir ay sonra başlayan Sedat Peker videolarıyla SS rezil kepaze olmuş insan içine çıkamaz hale gelmiştir. Sedat Peker o videoların bir yerinde SS'ye hitaben "Hani sen iki ay önce Cumhurbaşkanı olup benim de Türkiye'ye geri dönmeme izin verecektin. Ne oldu? Beceriksizliğinle bir çuval inciri berbat ettin" anlamında bir cümle kurmuştur.

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 11:50:39

    3)👉 Burada özellikle Mehmet Kutlular Ağabey'e özel bir paragraf açmak istiyorum. Dikkat ederseniz tam da Kutlular ağabey'in vefat ettiği günden iki gün önce 103 emekli amiral 4 nisan günü gece yarısı darbe bildirisi gibi bir bildiri yayımladılar. Ve bu bildiriden hemen sonraki gün başında dönemin içişleri bakanı SS'nin (Süleyman Soylu) bulunduğu bir ihanet şebekesi sanki Türkiye'de çok büyük bir darbe girişimi olmuş gibi 15 Temmuz'a rahmet okutacak bir terör ve tedhiş fırtınası estirmeye başladılar. Ama Meral Akşener'in "Emekli Amiraller zevzeklik yapmışlar" şeklindeki açıklaması ve özellikle de iki gün sonra Kutlular ağabey'in vefatı, başında bizzat dönemin içişleri bakanı SS'nin olduğu çok büyük bir ihanet ve zulüm girişiminin akim kalmasına vesile olmuştur.👉

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 11:28:52

    2) 👉İşte aynen öyle de başta sevgili Üstadımız olmak üzere önde gelen Nur Talebeleri tam da Türkiye'ye muazzam tuzakların kurulduğu olayların arefesinde veya hemen sonrasında vefat ederek Türkiye'nin başına gelebilecek çok daha büyük felaketlerin önüne geçmişlerdir. Ezcümle Üstadımızın vefatı ve 27 Mayıs darbesi, Zübeyir Ağabeyin vefatı ve 12 Mart muhtırası, Tahiri Mutlu Ağabeyin vefatı ve 1977 seçimleri, Bayram Yüksel ve Ali Uçar Ağabeylerin vefatı ve 28 Şubat müdahalesi, Abdullah Yeğin Ağabeyin vefatı ve 15 Temmuz darbe girişimi, Şaban Döğen Ağabeyin vefatı ve birinci "Açılım Süreci" fitnesi, Halil Uslu Ağabeyin vefatı ve Risale-i Nur'a getirilen "DEVLET TEKELİ" kanunu ihanetinin son bulması

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 11:20:48

    1) Son yüzyılda Türkiye'nin başına bir şey gelmemişse sevgili Üstadımız ve Risale-i Nur sayesindedir. Bakın bu cümle öyle sıradan ve alelade bir cümle değildir. Hazret-i Mevlana Celaleddin Rumi hakkında şöyle bir hikaye anlatılır. Mevlana Hazretlerinin vefatına yakın Konya civarında sık sık şiddetli depremler olmaktadır. Talebeleri Mevlana'ya bu depremlerin manevi sebepleri ne olabilir tarzında soru sorduklarında her defasında Mevlana Hazretleri "Yer çok acıkmış. Canı büyük bir lokma istiyor" diye cevap vermiştir. İşte çok az bir zaman geçip Hazreti Mevlana vefat edince depremler sona ermiştir. Talebeleri de Hazret-i Mevlana'nın "büyük lokma"dan kastının kendisinin ölüp cenazesinin toprağa verilmesi olduğunu anlamışlardır. Nasıl ki Binbaşı Asım Ağabey, Hafız Ali Ağabey ve Hasan Feyzi Ağabey üstadımıza bedel vefat edip Rahmet-i rahman'a kavuşmuşlardır.👉

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 11:01:59

    3) 👉İşte bunlardan birincisi olan FG gurubunun başına 15 Temmuz'dan sonra gelenlerden dolayı 1. maddede alıntıladığım pasajdaki "müthiş bir rezalet ve muvakkat bir şan ve şereften sonraki elim bir sükutu" bizzat gözlerimizle gördük. Bakalım 2002'den beri ülkeyi 28 Şubatçılar ve 12 Eylülcüler namına bilvekale yöneten AKP/RTE hakkındaki "Müthiş bir rezalet ve muvakkat bir şan ve şereften sonraki elim bir sükutu" ne zaman göreceğiz?

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 11:00:44

    2)+👉 Türkiye'de "İki hacı ve bir hocadan başka herkesin Risale-i Nurları yazdığı Sav Köyü" misali dindar hüviyetle hulûl eden iki müthiş cereyan, Risale-i Nur'un hizmetine çok büyük zarar verdiler. Bunlardan birincisi malum yapı FG hareketi. Diğeri de din istismarcısı siyasi hareket. Kökü Necip Fazıl Kısakürek üzerinden sevgili Üstadımızın gıybetini yaptığı için ve Risale-i Nurların İstanbul'a girişine engel olduğu için Üstdamızın onun için "Hakkımı helal etmiyorum. Titresin." dediği "İstanbuldaki İhtiyar Hoca": Seyyid Abdülhakim Arvasi'ye kadar uzanan ve milletin dini, manevi, milli, ne kadar kutsal duyguları varsa kullanarak yükselen ve şu an AKP/RTE'nin de merkezinde olduğu milli görüş hareketi. Bu iki müthiş cereyan pirincin içinde bulunan beyaz taşlar misali Risale-i Nur hareketine çok çok büyük zararlar verdiler. Hatta diyebilirim kemalistler bile bu iki cereyan kadar Risale-i Nur hizmetine zarar vermemişlerdir.👉

  • Ahmet AKBAŞ

    2.8.2025 10:31:25

    1) Müstehak bir ceza Şeriatın 1 اَلْقَاتِلُ لاَ يَرِثُ düstur-u âdilânesi, şeriat-ı fıtriye olan kavanin-i kadere muntabıktır ki, tarik-i gayr-ı meşru ile bir maksadı takip eden, maksudunun zıddıyla ceza görüyor. Wilson, Klemanso, Venizelos gibi... Şuna bir misâl: Bidayet-i inkılâbımızdan beri, sevâb-ı âhiretin vesilesini dinsizcesine şan ve şerefe vasıta yapanlar, müthiş bir rezaletle neticelendi. Muvakkat bir şan ve şereften sonra, elîm bir sukut takip etti. Lisân-ı hâlleri 2 لَيْتَنِى كُنْتُ نَسْيًا مَنْسِيًّا tilâvet ediyor. ( Eski Said Dönemi Eserleri / Tuluat)+👉

  • Ahmet AKBAŞ

    29.7.2025 17:43:27

    2)👉Neydi o açıklama hatırlayan var mı? Adam çıktı dedi. Mavi Marmara gemisi "OTORİTEDEN (OTORİTE=İSRAİL) İZİN ALMALIYDI." Yaaaa. İşte böyle..😯😯😯 Yücelerin yücesi (!), eleştirilmez ve eleştirilmesi teklif dahi edilemez efendimiz (!) Yüzüklerin Efendisi filmindeki Saruman misali Pensilvanya'da ikamet ettiği şatosundan veya gökdelen misali kulesinden "Kainat İmamı" mahlası veya müstear adıyla veya lakabıyla Yunan tanrıları misali elinde tuttuğu yıldırım ve şimşeklerle dünyanın her tarafına nizamat vermeye çalışan FG böyle SKANDAL bir açıklamaya da imza attı.

  • Ahmet AKBAŞ

    29.7.2025 17:42:38

    1)Türkiye'de nedense iki kesim, AKP'yi meşru veya gayr-i meşru bir şekilde iktidardan indirmeleri halinde sadece RTE/AKP'ye değil, Türkiye'deki bütün dindar insanlara kan kusturmak için kin, nefret ve intikam duyguları içinde yanıp tutuşuyorlar. Bunlardan birincisi sol/seküler/kemalist cenah. Diğeri de çok ilginç bir şekilde FG'ciler. FG'ciler kendilerini dünyanın merkezi gibi görüyorlardı. Kendileri dışındaki müslümanları müslümandan bile saymıyorlardı. Benim tahminim eğer 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı ilk kapatacakları basın yayın organı Yeni Asya Gazetesi olurdu. Ben bu FG'cilerde bişey farkettim. Özellikle Nur cemaatleri içinde en çok Yeni Asya cemaatinden nefret ediyorlardı. Yeni Asya cemaatinden iğreniyorlardı. Bu arada konuyla alakası yok ama 2010 yılında İsrail uluslararası sularda mavi Marmara gemisine saldırıp 9 vatandaşımızı şehit edince FG yine skandal denebilecek bir açıklamaya imza attı.👉👉

  • S. Pelin Kurukahveci

    29.7.2025 05:38:38

    Ahmet akbaş bey, yazılarınızdan gerçekten istifade ettim. Teşekkür ederim.

  • Asiye

    28.7.2025 23:49:06

    Ahmet akbaş ağabey bu yazıya yaptığı katkı ile yazının değerini daha da artırmış. Allah razı olsun. Doğruyu söylemiş. Rahmetli Mehmet ağabeyin rahmetli kızına yapılanlar aklıma geldi. Ağlamamak ne mümkün. Allah kemalistlerin yüzünü güldürmesin.

  • Recep gunay

    28.7.2025 23:09:07

    Hakikatleri ters yüz edenlerin yüzüne tokat gibi bir yazı.tesekkirler Şemsettin abi

  • Said

    28.7.2025 23:05:25

    Ahmet Akbaş Bey'e yorumları için teşekkür ediyorum.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 16:29:20

    "Asım" ve "Nevzat Karaağaç" isimli ağabeylere sonuna kadar katılıyorum. Türkiye'de M. Kemal dışında çeşit çeşit insanlar hakkında meşhur birer "KORUMA KANUNU" vardır. Örneğin RTE, Devlet Bahçeli, FG, vs, vs, vs liste böyle uzayıp gider. Evet FG dediğim için belki gözlerinize inanamayorsunuz belki de iki elinizle gözlerinizi ovuşturuyorsunuz ama gerçekten de şu an bile Türkiye'de FG hakkında adı konmamış bir "KORUMA KANUNU" vardır. Şu an bile Türkiye'de FG'yi eleştirmek çok büyük bir cesaret ister...

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 16:09:34

    2)+👉 İşte Bediüzzaman'ın hakkında bu kadar dehşetli ve şiddetli sözler sarfettiği bir şahsı; FG dini bir cemaat lideri sıfatıyla eline geçen her fırsatta hem de defalarca övmüştür. Bu ise hafazanallah kişinin imanını tehlikeye düşürme ihtimali çok yüksektir. Zira Mustafa Kemal, Mustafa İsmet İnönü ve Mustafa Fevzi Çakmak'ın ellerinde ve parmaklarında, özellikle de MK'nin cumhurbaşkanı olduğu 1923-1938 arasında yapılan ve çoğu da Din-i Mübin-i İslam'a mugayyir inklapları Anadolu insanına zorla kabul ettirmek için katlettikleri en az yüz elli bin (150.000) müslümanın kanı var. Bu sayı o dönem ortalama nüfusu 15 milyon olan Anadolu'da her yüz kişiden birinin bu inklaplar uğruna şehit edildiği anlamına gelir. İşte Türkiye'de, kendisi nurcu olduğunu inkar etmesine rağmen nerdeyse 50 yıldır merkez medyada halka, nur cemaatinin lideri ve Said Nursi'nin halifesi olduğu algısı pompalanan FG işte böyle bir Mustafa Kemal'i övmüştür. Hafazanallah. El İyazu billâh

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 15:55:19

    1) "Bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Bu hal ise, âlem-i İslâma ve istikbale pek elîm ve acı bir tesiri olacaktı. Şimdi ihtiyarımızın haricinde, onun mahiyeti ne olduğunu, en başta ve en ziyade alâkadar ve en son ondan vazgeçecek adamların ellerine kat’î hüccetler gösteren ve ispat eden Risale-i Nur geçmesi, kemal-i merak ve dikkatle okunması öyle bir hadisedir ki; bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar, din-i İslâm cihetiyle yine ucuzdur.”++👉👉

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 15:13:21

    Bülent Ecevit'in yediği nanelerden biri daha : Deprem için "Deprem İlahi ikazdır" diyen Mehmet Kutlular Ağabey için "İlkel kafa" diyor. Alın linki burda : https://www.milliyet.com.tr/siyaset/cirkin-istismar-5236624

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 15:08:08

    FG, ayrıca Kur'an-ı Kerim'in ap açık emri olan tesettür için "FÜRÜATTIR" şeklinde skandal denebilecek bir fetva vererek Türkiye'de 28 şubat döneminde son derece kalabalık ve canlı olan başörtüsü yasağına karşı yapılan protesto gösterilerinin iyice gevşemesine, sönümlenmesine ve canlılığını yitirmesine sebep olmuştur. FG ayrıca ilk defa onun zamanında başörtüsü yasağının Kız İmâm Hatip liselerine ve İmam Hatip Ortaokullarına taşındığı 1999-2002 arası ANA-SOL-M hükümetinin başbakanı ve 1973'te tek başına iktidar olamadığı için RTE'nin hocası Erbakanın kendisine koltuk değnekliği yaparak iktidar yaptığı ve CHP-MSP koalisyonunda binlerce anarşist ve terörist ruhlu mahkumu afla dışarıya salıp 12 Eylül'e giden anarşi ve terör ortamının taşlarını döşeyen Bülent Ecevit için "Ahirette tek bir kişi için şefaat yetkim olsa onu da Ecevit için kullanırdım" demiştir.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 14:57:16

    FG defalarca, Türkiye'yi 1930'lar Türkiye'sine geri döndürmek için yanıp tutuşan ve sırf bu sebeplerle halkın meşru ve helal oylarıyla seçilen demokrat siyasetçi ve devlet adamlarına darbe yapan 12 Eylülcü ve 28 Şubatçı din, iman, islam, şeriat, peygamber, vatan, millet, ülke, devlet ve bayrak düşmanı paşalara övgüler düzmüştür. 28 Şubatçı paşaların 28.02.1997 tarihinde yapılan MGK toplantısında alınan kararlar için "Paşalar MGK toplantısında şer'i kurallara göre meşveret yapmışlar. Aldıkları kararlarda eğer isabet ederlerse iki sevap, eğer isabet etmezlerse bir sevap alırlar." şeklinde skandal denebilecek bir açıklama yapmıştır. Sen dersin sanki MGK'daki generaller din, iman, islam, şeriat, peygamber, vatan, millet, ülke, devlet ve bayrak düşmanı kemalist paşalar değilde selef-i salihinin en büyük alimleri ve dört büyük mezhep imamı meşveret etmişler.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 14:46:42

    Üstadımız "Bana hücum eden garazkârların en esaslı sebebi: Mustafa Kemal’in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar. Evet, çok emarelerle bildik ki, bana hücum edenleri tahrik eden, Mustafa Kemal’e itirazımdır ve ona dost olmadığımdır. Başka sebepler bahanedir." diyor. FG defalarca TV'lerde canlı yayınlarda Mustafa Kemal'e övgüler düzmüştür.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 14:42:07

    Mehmet Kutlular Ağabey depremden sonra "Deprem İlahi ikazdır" açıklamasını yaptığında daha hala DGM'de hakkında dava açılmamışken Yüzüklerin Efendisi filmindeki Saruman gibi Pensilvanya'da ikamet ettiği şatosundan "Kainat İmamı" mahlası veya müstear adıyla veya lakabıyla Yunan tanrıları misali ellerinde tuttuğu yıldırım ve şimşeklerle dünyanın her tarafına nizamat vermeye çalışan FG, çok şiddetli bir itirazda bulunmuştur. Haberin linki şurda : https://www.milliyet.com.tr/the-others/once-kendi-muhasebeni-yap-5236258

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 14:13:04

    Benim şahsi kanaatim devlet özellikle Kutlular Ağabey yurt dışında iken hakkında yakalama kararı çıkarttı. Çünkü devlet onun da FG gibi kaçıp geri dönmeyeceğini düşündü. Eğer Kutlular Ağabey gerçekten geri dönmeseydi Türkiye'de merkez medyanın Mehmet Kutlular dendiğinde sadece kızının ölümü olayı üzerinden hatırladığı bu iğrenç, çirkef ve rezil merkez medya bu sefer de "İşte Nurcuların lideri hapse girmemek için yurt dışına kaçtı." diye Mehmet Kutlular Ağabey'in şahsında Risale-i Nur'a, Nurculara ve Üstadımıza kara çalmaya onları halkın gözünden düşürmeye, küçük düşürmeye çalışacaklardı. İşte Kutlular Ağabey Türkiye'ye geri dönerek bu oyunu bozdu.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 14:06:46

    Ayrıca Mehmet Kutlular Ağabey de 1999 Marmara depreminden sonra Ankara'da Kocatepe mevlidinde söylediği "Deprem İlahi ikazdır" sözünden sonra hakkında DGM'de dava açılmış ve 2 yıl 1 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Bir konferans amaçlı Avustralya Nur cemaati tarafından Avustralya'ya davet edilmiş ve tam da Avustralya'da iken hakkında yakalama kararı çıkarılmış ve kendisi bu yakalama kararını duyar duymaz Avustralya programını yarıda kesip Türkiye'ye geri dönmüştür. Kendisi tam o sırada yurt dışındaydı ve isteseydi Türkiye'de hapse girmekten kurtulmak için kalan ömrünü yurt dışında geçirebilirdi. Zaten o dönem Avustralya Nur cemaatinden ağabeyler kendisine bir daha Türkiye'ye geri dönmemesini teklif etmişler. Ama kendisi "Ben Türkiye'ye geri döneceğim ve he ne cezam varsa gider CEZAMI ŞEREFİMLE ÇEKERİM. Çünkü ben hakiki nur talebelerinin yüzünü yere eğdirecek ve onları utandıracak bir suç işlemedim." demiştir. Ve Türkiye'ye geri dönüp tam 276 gün hapis yatmıştır.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 13:56:40

    "Biz, imanı kurtarmak ve Kur'ân'a hizmet için, Mekke'de olsam da buraya gelmek lâzımdı. Çünkü, en ziyade burada ihtiyaç var. Binler ruhum olsa, binler hastalıklara müptelâ olsam ve zahmetler çeksem, yine bu milletin imanına ve saadetine hizmet için burada kalmaya Kur'ân'dan aldığım dersle karar verdim ve vermişiz." şeklinde cevap vermiştir Bediüzzaman.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 13:55:59

    İyi de kardeşim 1935'te Eskişehir mahkemesinde, 1943'te Denizli mahkemesinde ve 1948'de Afyon mahkemesinde de ADİL YARGILANMA YOKTU. Bediüzzaman Said Nursi neden ülkeden dışarı kaçmadı peki? Hatta Şeyh Said hadisesinden sonra Van'dan Batı Anadolu'ya sürgün edileceği öğrenildiğinde talebeleri kendisine "Efendim sizi İran'a, Pakistan'a, Mısıra veya Suudi Arabistan'a götürelim" dediklerinde cevaben+

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 13:51:09

    Bir de FG'ci yapının mensupları 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'de perişan edilirken neden bir "TEK ADAM YAPILANMASI" olan Fethullahçı yapının "TEK ADAM" olan başı FG, Türkiye'ye gelip mahkemelerde hakimlerin şahsında devlete "Sizin derdiniz benimle. Bu insanları serbest bırakın. Sizin düşmanlığınız benim şahsıma. Ne hesabınız varsa benimle görün." demedi. Bizim için tek ve en gerçek referans noktası olan Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi hazretleri 1935'te Eskişehir mahkemesinde, 1943'te Denizli mahkemesinde ve 1948 Afyon mahkemesinde mahkeme heyetine aynen yukarıda FG'den mahkeme heyetine kurmasını istediğim cümleleri kurmuştur. Böyle bir şeyi 15 Temmuz'dan sonra bir FG'ciye söylediğinizde adamlar şöyle diyor : "E Türkiye'de adil yargılanma olmadığı için insanlar yurt dışından Türkiye'ye geri dönmüyor."

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 13:41:01

    Mustafa Said Kara çok doğru yorum yapmış. FG'cilerin darbenin tam da göbeğinde olduğuna dair mahkemelerde yüzlerce gerçek delil ortaya konuldu. Yani darbe kesinlikle tiyatro filan değildi. FG & Kemalist karması bir yapının kalkışması idi. Ama dediğim gibi RTE'nin derdi FG'cileri yem olarak kullanıp kemalist subayları avlamaktı. Yani RTE'nin birinci hedefi kemalist subaylar ikinci hedefi de FG'ci subaylardı. Adam FG'ci subayları yem olarak kullanıp onları kullanarak kemalist subayları avladı. Sonra darbeci kemalist subayları ortadan kaldırdı. Tamam evet FG'ciler bütün kurumlarda olduğu gibi TSK'da da örgütlenmişlerdi ama bence Akın Öztürk ve Adem Huduti onlardan değildir. Çünkü Ordu ve Kuvvet komutanı olan Orgeneral seviyesine ulaşacak kadar örgütlenmemişlerdir diye düşünüyorum. Akın Öztürk ve Adem Huduti FG'ci değil, olsa olsa "hakiki ve öz" Kemalist subaylardır.

  • Enes

    28.7.2025 13:16:29

    Ömer, mesela nesi yanlış Ahmet AKBAŞ'ın okumalarının? Neresi yanlış onu da söyler misin?

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 11:42:29

    Hulusi Akar sırf bu yüzden 2021 Askeri şurasında Musa Avsever'i Kara Kuvvetleri Komutanlığına getirdi. Darbeyi Musa Avsever'e yaptıracaktı. Ama 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini RTE kazanınca bu plan da Allah'a çok şükür suya düştü. En nihayetinde Musa Avsever, 2023 YAŞ'ında RTE kendisini affetsin diye kalkıp kameralar önünde YAŞ toplantısının ortasında RTE'nin boynuna sarıldı ve emekliye ayrıldı.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 11:38:17

    Neden? Çünkü 15 Temmuz'da en büyük kazığı Hulusi Akar'a attığı için Hulusi Akar'ı ülkede bırakıp yurt dışı gezisine çıkarsa Hulusi Akar'ın gerçekten darbe yapacağını çok iyi biliyordu. Hulusi Akar 2016'dan 2023 seçimlerine kadar her zaman darbe fikriyle yanıp tutuşuyordu. Hiçbir zaman RTE'den intikam alma düşüncesini aklından bir an olsun çıkarmadı. Bunun için Savunma Bakanı iken bile hazırlıklar yaptı.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 11:35:10

    Dikkat ettiyseniz 15 Temmuz darbe girişiminden ta 2018 seçimlerinden sonra Hulusi Akar'ın Savunma Bakanı yapıldığı 15 Temmuz 2018 tarihine kadar iki sene içinde RTE, çıktığı tüm yurt dışı gezilerine üzerinde Genelkurmay Başkanlığı üniformasıyla Hulusi Akar'ı mutlaka götürürdü. 15.07.2016-15.07.2018 arasında RTE'nin çıktığı istisnasız bütün yurtdışı gezilerine üzerinde Genelkurmay Başkanlığı üniformasıyla Hulusi Akar'ı mutlaka ama mutlaka götürürdü. Yurt dışı gezisi güvenlik konularıyla alakalı olsun veya olmasın kesinlikle Hulusi Akar'ı yanından ayırmazdı. Tatil amaçlı yurt dışına çıktığında bile kesinlikle Hulusi Akar'ı yanından ayırmazdı.

  • Ahmet AKBAŞ

    28.7.2025 11:33:39

    Benim 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili şahsi tahminim RTE 15 Temmuz'da misinanın ucuna bir kaç orta rütbeli FG'ci subay takıp içi kemalist piranalarla dolu gölün içine attı. Ta Ergenekon ve Balyoz davaları zamanından beri FG'cilerle kan davalı olan Kemalist pirana subayları "Fırsat bu fırsat! Şimdi intikam zamanı" deyip FG'cilerin üzerine çullandılar. Tabi bu arada RTE, FG'cileri, Kemalist subaylara yem ettiği için her iki tarafı da kıskıvrak avlamış oldu. Yani dolayısıyla aslında RTE, 15 Temmuz'da en büyük kazığı dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a attı.

  • Ömer

    28.7.2025 00:39:32

    Lübbü bulmayan,kışır ile meşgul olur. Hakikati tanımayan,hayalata sapar. Sırat-ı müstakimi göremeyen,ifrat ve tefrite düşer. Muvazenesiz ve mizansız olan çok aldanır,aldatır.” Ahlaktaki ifrat ve tefrit ise,istidadatı ifsat ediyor.” Akbaşı gidenler hep yanlış okumaya devam ediyor.!!!

  • Hilal Düzdağ

    27.7.2025 22:12:32

    Ahmet AKBAŞ, yorumlarınızdan istifade ettim. Lütfen yazmaya devam edin.

  • Yıldız Öztürk

    27.7.2025 21:00:46

    Ahmet Akbaş abiye güveniyorum.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 20:58:09

    Evet 15 Temmuz'un çok karanlık noktaları var. 15 Temmuz'la ilgili TBMM araştırma komisyonunun hazırladığı rapor kayıplara karıştı. Ve dönemin Genelkurmay Başkanı olan Hulusi Akar ve dönemin MİT Başkanı olan Hakan Fidan'ın TBMM'de darbe komisyonuna gelip ifade vermesi bizzat RTE'nin talimatıyla engellendi. Ama hiç kimse FG'nin başında bulunduğu yapının TSK mensuplarının bu darbe girişimiyle hiçbir alakalarının olmadığını iddia edemez. Hatta bizzat içinde olduklarının bir sürü delili var. FG bağlısı Prof. Osman Özsoy'un darbe girişiminden bir kaç ay önce bir TV programında "Ben Profesör olacağıma keşke Albay olsaydım" demesi üzerine program sunucusunun "Bu cümleyi biraz açar mısınız?" sorusuna "Size daha fazla ayrıntı veremem" anlamına gelecek bir cümle kurmasıdır.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 20:35:02

    Öyle, ehliyet ve liyakat gözetilmeden sınav soruları çalınarak içine doluşulan Güvenlik( TSK ve Emniyet) ve yargı bürokrasisi kullanılarak milletin helal oylarıyla ve meşru bir şekilde seçilen cumhurbaşkanı ve hükümeti devirmeye çalışmak ta neyin nesi? Zaten başarılı da olamadılar. 17-25 Aralıkta Yargı ve Emniyet bürokrasisi kullanılarak, 15 Temmuz'da da TSK kullanılarak hükümet ve cumhurbaşkanını gayr-i meşru yollarla iktidardan indirme girişimlerinin her ikisi de akim kalmıştır

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 20:34:55

    Bir de en nihâyetinde RTE, siyaseten desteklemesek bile milletin anasının ak sütü gibi helal oylarıyla meşru bir şekilde cumhurbaşkanı seçilmiştir. Kimse gayr-i meşru bir şekilde cumhurbaşkanı seçildiğini iddia edemez. Ha Türkiye'yi çok kötü yönetiyor. O zaten herkesin malumu. O tartışma götürmeyecek bir gerçek. Ama FG, eğer RTE'yi iktidardan indirmek istiyor idiyse Türkiye'ye gelip ya kendisi veya kendisinin açık aleni bir şekilde işaret, talimat ve yetki verdiği ve güvendiği bir ekibe bir siyasi parti kurdurur ve o şekilde RTE'nin karşısına geçerdi.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 19:25:26

    Gazetemizin mesbuk Genel Yayın Yönetmeni, "Topal Hafız" olayına tamamen duygusal ve duygularının etkisinde kalarak yaklaşıyor. Şemseddin Abi ise bu yazıda ve geçen haftaki yazıda, mantığı ile duyguları arasındaki bağı koparmadan bakıyor. Dolayısıyla doğru olan bakış açısı Şemseddin Abinin bakış açısı.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 19:18:39

    17-25 Aralıkla ilgili söylenebilecek en veciz söz şu olsa gerek :"HIRSIZLAR ÇALARKEN DEĞİL, MALI PAYLAŞIRKEN KAVGA EDERLER"

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 19:11:08

    Yargı, Emniyet ve TSK AKP v RTE'nin arka bahçesi olmasın ama herhangi bir cemaat ve tarikatin de sınav soruları çalınarak ehliyet ve liyakat gözetilmeden içine doluştukları kurumlar da olmasın lütfen. Burda bahsettiğim cemaat ve tarikatler sadece dini cemaat ve tarikatler değil sol, seküler ve Kemalist tarikat, cemaat, dernek, parti, sendika vb tüzel ve tüzel olmayan kişilikler de buna dahildir.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 19:11:00

    17-25 Aralık 2013'te yapılan operasyonlarla ilgili kanaatim şöyle : Nasreddin Hoca fıkrasında Hoca'nın hem davalıya hem de davacıya haklısın demesi gibi AKP'lilerin FG gurubu için söyledikleri de doğruydu. FG gurubunun AKP için söylediği de doğruydu. Evet AKP hiç tartışma götürmeyecek bir şekilde hırsızlık ve yolsuzluk yaparken yakalanmıştı. Ama operasyon okyanus ötesinden FG'nin talimatıyla ve bizzat FG'ye bağlı savcı, hakim, emniyet personeli eliyle yapılmıştı. Yani evet ortada bir hırsızlık ve yolsuzluk vardı ama bu hırsızlık ve yolsuzluğa operasyon yapan yargı ve emniyet bürokrasisi "YERLİ VE MİLLİ" değillerdi. Yani tarafsız ve bağımsız değillerdi. Doğrudan FG'ye bağlıydılar ve doğrudan FG'den aldıkları talimatla harekete geçmişlerdi. Dolayısıyla iki ucu pislenmiş bir değnekle karşı karşıyayız.

  • Ömer Siverek

    27.7.2025 19:04:12

    Ya hu neden gazetemiz siyasetli işlere, siyasetli cemaatlere temas etmesin demek, iktidara yağcılık olsun? Bunu diyenlere siz de muhalefete yağcılık mı yapıyorsunuz demeliyiz illa. Tövbe tövbe

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 18:59:19

    RTE 2014'te ilk defa cumhurbaşkanı seçildiğinde o dönemde Cumhurbaşkanının parti üyeliğinden ve parti genel başkanlığından ayrılma zorunluluğu vardı. Ben hatırlıyorum. RTE'nin AKP genel başkanı olarak AKP'nin TBMM'de çıkardığı son kanun RİSALE-İ NUR'A DEVLET TEKELİ GETİREN KANUNDU. Ve o dönem cuhurbaşkanlığında son günlerini geçiren Abdullah Gül bu kanunun ne kadar ağır bir vebal içerdiğini bildiğinden dolayı mıdır yoksa başka bir sebepten dolayı mıdır bilinmez Abdullah Gül bu kanunu onaylamamıştır. Ve Türkiye'de milletin oylarıyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olan RTE'nin onayladığı ilk kanun bu RİSALE-İ NUR'A DEVLET TEKELİ GETİREN KANUN olmuştur.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 18:50:22

    Dolayısıyla ben Risale-i Nur'a "RİSALE-İ NUR'UN DİLİNİ SAHTELEŞTİRME İHANETİNİN yapılması emrini bizzat kendisi veren FG'yi ve yine suret-i haktan görünerek güya SAHTELEŞTİRME İHANETİNE engel olma maksadıyla RİSALE-İ NUR'UN BASIM VE YAYIMLANMASINI DEVLET TEKELİNE ALAN KANUNUN TBMM'DEN geçirilmesi emrini bizzat kendisinin verdiği RTE'den Allah'ın izniyle İnşaAllah hem bu dünyada hem de ahirette ebeden ve daima her zaman NEFRET EDECEĞİM. Ve FG'nin ölümünden sonra arkasından kesinlikle rahmet okumadığım gibi RTE'NİN ölümü halinde de Allah'ın izniyle İnşaAllah kesinlikle onun da arkasından rahmet okumayacağım. Lanet de okumam ama rahmet de okumam. Burası, şu anki Kuzey Kore Cumhurbaşkanının babası 2011'de öldüğünde arkasından ağlamayan Kuzey Kore vatandaşlarının hapse atıldığı Kuzey Kore gibi bir muz cumhuriyeti değildir ve olmayacaktır da.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 18:43:18

    Bu arada FG'nin başında olduğu yapılanmanın Risale-i Nur'a, Üstadımıza ve onun meslek ve meşrebine verdiği tek zarar SAHTELEŞTİRME İHANETİ değildir. Sınav soruları çalma, cemaat mensuplarından himmet adı altında zorla para toplama, vb özelliklerinden dolayı ve özellikle de 15 Temmuz'dan sonra bu yapı yüzünden Anadolu insanının zihin dünyasında dini cemaatlere ve özellikle de nur cemaatlerine yönelik bir korku, güvensizlik ve uzak durma hatta kin ve nefret duyguları yerleşti. 15 Temmuz'dan sonra Anadolu'da her fraksiyondan nur cemaatlerine ait dershanelerde neredeyse hiç talebe kalmadı. FG'nin başında olduğu bu yapı pirincin içinde bulunan ama pirinç tanelerine çok benzediği için ayırt edilemeyen beyaz taşlar misali 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'a kadar diğer dini cemaat ve tarikatlere Yeni Asya olarak bu yapının mahiyetini anlatacağız diye ağzımızda sağlam diş kalmadı.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 18:28:46

    Yoksa AKP/RTE/DEVLET tabi ki bu yapının mensuplarına ap açık bir şekilde zulmetmiştir ve bu zulme de tabi ki itiraz etmek gerekir. Ama tabi bu zulme itiraz ederken en tepeden en alta kadar sanki bu yapının bütün fertleri masummuş gibi veya Türkiye'nin en büyük ve hatta tek problemi bu yapının fertlerine yapılan zulümlermiş gibi şeklinde mülahazalar içine de girmemek lazım. Ben şahsen bu yapının Türkiye'deki mensuplarına yapılan zulümlere gazetemiz Yeni Asya'nın itiraz eden yayın politikasını destekliyordum. Ama mesbuk Genel Yayın Yönetmeninin o skandal denebilecek ve içinde FG'ye rahmet okuduğu taziye tweeti gazetenin bu şekildeki yayın politikasını da MUNDAR etti. Cemaatin Türkiye'deki zulme uğrayan mensuplarına sahip çık ama işi FG'nin ölümü üzerine içinde FG'ye rahmet okunan taziye tweeti atmanın manası ne Allah aşkına.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 18:28:18

    İnsanların bu 15-20 Temmuz sürecinden sonra malum cemaatin başına gelenlerden sonra anlamadığı konu şu: Biz Yeni Asya olarak meseleye ne AKP zaviyesinden bakıyoruz ne de başında FG'nin olduğu yapı zaviyesinden bakıyoruz. Biz meseleye sadece ama sadece Risale-i Nur zaviyesinden bakıyoruz. Şimdi Risale-i Nur'da mealen "Risale-i Nur'a ilişenler dünya âleme maskara olurlar, rezil kepaze olurlar" anlamına gelen ifadeler geçiyor değil mi? Peki FG'nin RİSALE-İ NUR'UN DİLİNİ SAHTELEŞTİRME İHANETİNİN emrini bizzat kendisinin talimatıyla başlatıldığı tarihten bu yana bu yapının hangi ferdi bu SAHTELEŞTİRME İHANETİNE bir itirazda bulunmuştur? Hepsi tasdik edip onaylamıştır. İşte çok meşhur "BEŞER ZULMEDER, KADER ADALET EDER" kaidesince 15 Temmuz'dan sonra bu yapının fertlerinin Türkiye'de maruz kaldıkları zulümlerin altında bu yapının fertlerinin RİSALE-İ NUR'UN DİLİNİ SAHTELEŞTİRME İHANETİNE herhangi bir itirazda bulunmadıkları gibi bu ihaneti tasdik edip onaylamaları da bulunmaktadır.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 18:03:47

    Dolayısıyla RTE'nin günah defterinde sadece "DEVLET TEKELİ KANUNU" ihanetinin günahı yazılıyken, FG'nin günah defterinde bizzat kendisinin emir ve talimatıyla başlatılmış olan RİSALE-İ NUR'UN DİLİNİ SAHTELEŞTİRME İHANETİNİN yanında "Bir şeye sebep olan o şeyi yapan gibidir." sırrıyla "RİSALE-İ NUR'UN DİLİNİ SAHTELEŞTİRME İHANETİNİN" tetiklediği RİSALE-İ NUR'UN BASIM VE YAYIMLANMASINA GETİRİLEN DEVLET TEKELİ KANUNU İHANETİNİN" de günahı vardır. Şimdi, Risale-i Nur'a böyle şeddeli (çift katlı) muazzam bir ihanette bulunan FG'nin ölümü üzerine, içinde FG'ye rahmet dileyen taziye tweetini atmak ta bizzat Risale-i Nur'a, Risale-i Nur'un meslek ve meşrebine, Sevgili Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine, Üstadımızın meslek ve meşrebine ve cemaatin şahs-ı manevisine yapılmış muazzam bir İHANETTİR.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 18:03:01

    Türkiye'nin son yüz yılda bir Suriye, bir Mısır, bir Libya, bir Irak, bir Afganistan, bir İran olmamasına vesile olan Risale-i Nur'a son çeyrek asırda Türkiye'de ve işin garip yanı biri din istismarcısı bir cemaatin başı olan FG'den ( Fethullah Gülen) diğeri son yarım asırdır Türkiye'de dini, manevi ve milli duyguları istismar ederek yükselen milli görüş çizgisinin şimdiki temsilcisi olan RTE ( Recep Tayyip Erdoğan) dan gelen iki çok büyük ve çok önemli İHANET yapılmıştır. FG'nin yaptığı İHANET; Risale-i Nur'un en cazibedar, en çekici, en şirin ve en tatlı vechesi olan Kur'âni, İmani ve İslami lisanını SAHTELEŞTİRME İHANETİDİR. RTE'NİN yaptığı İHANET ise suret-i haktan görünüp güya Risale-i Nur'u SAHTELEŞTİRME İHANETİNDEN KURTARMAK amacıyla Risale-i Nur'a getirilen DEVLET TEKELİ KANUNU adındaki ihanettir.

  • Ahmet AKBAŞ

    27.7.2025 17:39:59

    Şemseddin Abi Selamün Aleyküm. Hayırlı günler. Yüce Allah'ın selâmı, selâmeti, sükuneti, rahmeti ve bereketi sizin ve sizi hakiki bir şekilde sevenlerin üzerine olsun. Yüce Allah, size sağlıklı, huzurlu, mutlu, maddî ve manevi yönden çokluk, bolluk ve bereket içinde hayırlı, uğurlu ve uzun bir hayat yaşamayı nasip etsin İnşaAllah. 18.07.2025 tarihli "Arzular ve Fikirler-1" ve 25.07.2025 tarihli "Arzular ve Fikirler- 2" başlıklı birbirinden kıymetli ve birbirinden değerli çok önemli iki yazınızdan dolayı size ağız ve gönül dolusu Allah sizden ebediyyen ve daima razı olsun diyorum. Elinize, kaleminize, zihninize, yüreğinize, kalbinize, bedeninize ve ruhunuza sağlık. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, her ne muradınız varsa hakkınızda hayırlı olacak bir şekilde size en kısa zamanda nasip etsin İnşaAllah. Gazetemizde bu tarzda yazıların daha çok çıkması dileğiyle sizi Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın varlık ve birliğine emanet ediyorum. Allah rahatlık versin İnşaAllah.

  • Ömer

    27.7.2025 15:50:13

    Yeni Asya neşriyat yayınlarından çıkan KAZIM GÜLEÇYÜZ ‘ün Öncesi ve Sonrasıyla 15/20 Temmuz Kitabını bir okuyunda konuşalım, en azından Yeni Asya neşriyata katkıda bulunur ve diğer insanlarada tavsiye edersiniz, tabii samimiyetten bahsedenlere.

  • Said Yüksekdağ

    27.7.2025 02:01:01

    Necati Bey, yorumunuzda " Süfyani zındıka öyle bir tuzak kurdu ki, cemaatleri kendi içinde ve birbirlerine karşı ihtilaf tohumları ekerek şevkini kırıyor " demişsiniz. Dediğiniz doğrudur lâkin karşımızda dinî bir cemaat yok, kendi içimizden biri hiç yok. Bu malum grub dehşetli bir yapı ve örgüttür. Bu örgütü cemaat olarak görmekten vazgeçiniz. "Cemaat" ismine bunların pisliğini bulaştırmayınız. Bunlar yüzünden milyonlarca insan cemaat tabirinden nefret eder hâle geldi. "Cemaat" tabirine eski saygınlığını kazandırmaya çalışmalıyız.

  • Ali Kandil

    27.7.2025 00:18:39

    Şemsettin ağabeyin kalemine sağlık.

  • Yıldız Göksel

    26.7.2025 17:41:12

    Biz kimseye benzemeyiz.Biz esasen M.kutlularida tanımayız.risale-i nur dava değildir.dava içinde bürhandir delildir.Bizim davamizin adı Kur'an,sünnet,uçma ve kıyas hakikatlerini Risale-i Nur ile korumaktır.risale-i nurin adı yoktur.o delildir.kitab-mukaddes tefsiridir.M.kutlular NTV de programda Ergenekoncu denebilecek bir komutana karşi gülenizm mi bir cemaat olarak savunmuştur.ancak şimdi savunmaz.çünkü o zaman gülenden yola çıkarak bütün cemaatleri hedefe koyan anlayişa karşi o malum savunmayı bilerek yapmıştır.şimdi o tehlike ne yazikki niye var.

  • Necati

    26.7.2025 16:15:10

    Bu hizmetin geçmişinde bir çok ihtilaflar yaşandı.12 Eylül menhus ihtilalini destekleyen anlı şanlı hocalar, abiler oldu biz Yeni Asya olarak 12 Eylül generalleri ile mücadele ederken hiç bir zaman o abi ve hocaların aleyhinde bulunmadık, onlar aleyhinde yazılar çıkmadı bu Gazete de. Süfyani zındıka öyle bir tuzak kurdu ki, cemaatleri kendi içinde ve birbirlerine karşı ihtilaf tohumları ekerek şevkini kırıyor. Hizmet edemez hale getiriyor. Kader sillesini yiyen insanlara bir Sille de ben vururum demek zulümdür. Aman dikkat.

  • Semanur Tunoğlu

    26.7.2025 16:10:29

    Hasan bey genel olarak bizim cemaatimiz fetöye eskiden de şimdi de muteber bir yapı olarak bakmaz. Burda yorum yapan Yıldız Fırtına ablanın o dönemlerde fetullah gülencilerle nasıl savaştığını yakinen biliyorum. O dönemde de masum bir örgüt değillerdi. Hadi cemaat değillerdi diyelim. Hükumet ile ters düşünce mi masum oldular? Hükumet ile ters düşen onlarca grup var, onları neden savunmuyoruz peki?

  • Necati

    26.7.2025 16:02:37

    Merhamet ve şefkat bir müslümanın en önemli özelliğidir. Biz muhabbet fedaileriyiz diyen bir Üsdat'ın talebeleri bu kadar vicdansız olamaz. "Allah'a yemin ederim ki, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız." Buyuran bir Peygamberin (ASM) ümmeti 85 yaşında hasta özürlü bir müslümanın bir insanın zindana atılmasını hoş göremez. Yoksa siz bu insanları müslüman olarak yada bir eşref-i mahlukat olan bir insan olarak kabül etmiyormusunuz. Fikirleri metodları yanlış olabilir, fakat bu insanlar fiilen bir suça iştirak etmemişler. Fikren yanlış bir cemaate bir şahsa taraftar olmanın hiç bir suçu cezası olamaz. Ancak manen mesul olabilirler. Onu da Allah bilir.

  • Said Yüksekdağ

    26.7.2025 15:34:10

    Gazetemizde bu tarz yazılara çok ihtiyaç var. Zamanında içimizdeki fetöseverler bu tarz yazılara sansür uyguluyordu. Fetö aleyhine haber dahi yapılamıyordu. Bu sebeple yeni yönetimi ve yazı işlerini tebrik ediyorum. Ayrıca yorumcu arkadaşları da bu hassasiyetleri ve talepleri için tebrik ediyorum. Yeni Asya'nın hakikî manada özüne dönme duasıyla...

  • HASAN DOĞAN

    26.7.2025 15:18:04

    Tebrikler Raşit Örenel kardeşim....

  • HASAN DOĞAN

    26.7.2025 15:16:14

    Yorumumun 2.kımı neden yayınlanmadı.Bektaşi gibi herhalde bu yoruma koyan arkadaş hafız değilmiş.Taman ikinci kısımda ben dedim ki biz bu yapıyı tasvip etmeyip tenkit ettiğiz halde ergenekon döneminde haksızlıkları dile getirince o gün bu cemaati muteber bir hizmet cemati gören bugün gücün yanındaki tüm nur grupları ile içimizdeki bir güruh,bugün de haksızlık ve zulmü dile getirince de bize tırnak içinde FEtÖ'cü dyorlar ne garip ise...

  • Enes

    26.7.2025 12:33:17

    Hasan bey soru çalarak kaç tüyü bitmemiş yetimin hakkını gasb ettiler? Siz hala hizmet mi diyorsunuz? Kaç gencin aklını yıkadılar, hizmet bu mu? Hizmet insanları mankurtlaştırmak mı?

  • Yusuf

    26.7.2025 11:34:31

    Hasan Doğan, bu yapının cemaat olmadığını bilmiyorlar mı? Kaç sene oldu hala içinde ne işleri var? Demek başka bir maksatları var. Hala bu yapının içinde bulunanlara ibadet için orada bulunuyor diye, safça bakamayız.

  • HASAN DOĞAN

    26.7.2025 10:54:58

    Çok tebrikler sayın yorumcu kardeşlerim.....Gazete tam da o malum yaftanın mucidi Perinçek'in deyişi ile altın devrini yaşıyor.Velev ki o malum yapının en tepesi ve o tepedeki bir klik en gaddar ve cebbar suçlu olsa dahi o yapıyı hizmöet bilit içinde olan ve hala da öyle olduğuna inanan insanları suçlu ve terörist addetmek hangi vicdana ve insafa girer.Üstad Emirdağ lahikası muhtelif mektuplarda bir cani için bir köye bomba atar dediği hadiseleri hiç okumadık mı.Vallahi de billahi de ben ve eski Yeni Asya hiçbir zaman bu adamları tasvip etmedi...

  • Raşit örenel

    26.7.2025 00:35:31

    Kader adalet eder, zira kaderi elinde tutan Allah kalplerin içindekini bilir. Beşer ise zulmeder zira elde ne varsa ona bakması gerekir. Zulmeden beşer, kaderin adalet ettiği cihetle değil, zulüm olan beşeri cihetle hareket eder, buna itiraz edilir. Kaderin adaleti var diye beşerin zulmü itirazsız bırakılınca, zalim beşerin alışkanlıkla az sonra hangi muhalifine zulmedeceği belli olmaz. Bu durumda ya zulme itiraz edeceğiz ya zulmedilen herkese bir bahane bulacağız. Ortada bir adalet hassasiyeti kalmadığında ise zalimin hışmını çekmemek için onun istediklerini söylemek, istemediklerini ise söylememekten başka çare kalmaz. O vakit te insanlığımızı bile kaybederiz. Başkasının hatası bizim hatamıza özür olmaz, iki yanlıştan bir doğru çıkmaz.

  • Yasemin POLAT

    25.7.2025 21:41:00

    Erdoğan karşıtlığı nedeniyle düşmanımın düşmanı dostumdur anlayışına gerek yok. vatanın yarısı zaten erdoğana oy vermiyor. erdoğana düşman olan herkesle dost olamayız. tamam bizde erdoğana destek vermiyoruz ama gülenperestlerle de dost değiliz. halk partisine destek veremeyiz.

  • Yusuf

    25.7.2025 21:07:24

    Hocam ellerinden öperim. Kalemin dert görmesin. Fetoculer asla iç yüzlerini göstermezler. Evlilikleri dahi yapmacıktır. Karı kocasını, koca karısını ispiyonlar. Nur olayını unutmadık. Bazıları kendilerini siper ediyordu fetocu değil diye. Yeni asya gazetesi günlerce manşetten resmini paylaştı. Hapisten çıkışta ilk işi yurt dışına kaçmak oldu değil mi? Hani fetoyla ilgisi yok diyordunuz?

  • Eda Gül Beyaz

    25.7.2025 21:03:28

    6- O yüzden Sevgili Üstadımızı böyle bir adamla ve yapıyla kıyaslamak dahi zulümdür. Bahçe onların. Nasıl isterlerse öyle temizlesinler. Biz sadece yol gösteririz. Gelin beraber temizleyelim diyerek pisliği üzerimize alamayız. Bu yazı bu manada güzel olmuştur. Hocamıza teşekkür ederim.

  • Eda Gül Beyaz

    25.7.2025 21:00:42

    5- Üstadımızın (Allah ondan razı olsun) ehl-i sünnet vel-cemaat sınırları dışına çıkan istisnai bir fetvası dahi yoktur. Ama gülen her sıkıştığı yerde islamın şeairlerini ezip geçmiştir.

  • Eda Gül Beyaz

    25.7.2025 20:43:39

    4- Üstadımız hiçbir yerde hiçbir talebesine devleti ele geçirmek için soru çalmak caizdir dememiştir. Devleti ele geçirmek değil milletin imanı bizim derdimiz demiştir. Oysa bizzat kendi şahitlikleri ile malumdur ki gülen kendi adamlarına devleti ele geçirmek için soru çalmaya caizdir demiştir.

  • Eda Gül Beyaz

    25.7.2025 20:40:53

    3- Üstadımız ve talebeleri hiçbir zaman yaptıkları işi inkar etmemişler hatta milletin ve devletin faydasına hizmet etmiyorsak idamımızı talep ederiz demişlerdir. Gülen ve ekibi ise herkesçe malum olan yaptıkları işleri bile inkar etmişlerdir.

  • Eda Gül Beyaz

    25.7.2025 20:38:02

    2- Üstadımız hiçbir mahkemede ve hiçbir hakim tarafından "hırsızlıkla" ve "yalancılıkla" suçlanmamıştır. Kendisi ve talebeleri hiçbir yerde yalan beyanat vermemiştir. Hatta yalan konuşmamak için ölmeyi dileyen ve şehit olan Hasan Feyzi ağabey malumunuzdur. Oysa gülen ve ekibinin temel suçlanma noktaları hırsızlık ve yalancılıktır. Bu suçları ise mahkeme önünde ve maşeri vicdan nezdinde sabittitir. Hiçbir zaman gülenciler iman hizmeti yapmak cihetiyle suçlanmamışlardır.

  • Eda Gül Beyaz

    25.7.2025 20:32:49

    1- Bir cerbeze örneği olarak, yaşanılan süreci, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi ve talebelerinin başına gelen hapis ve sürgünlerle karıştıranlar olacak. İki olayın arasında hiçbir benzerlik yoktur. Üstadımız hiçbir zaman memleketinden kaçmamış, mahkemelere, hakim karşısına çıkmaktan içtinap etmemiştir. Ancak 15 Temmuzdan sonra gülen ve ekibi sürekli kaçmış, hakim karşısında bir savunma yapmamıştır. Algı oyunları yaparak dış dünyadan destek aramıştır. Üstadımızın asla ve kat'a yapmadığı bir iştir.

  • Asım

    25.7.2025 20:17:27

    15 temmuz sürecinden sonra gerçekten ilginç bir süreç yaşadık. Nasıl olduysa bizim cemaatte konuşamaz olduk. Yeni yeni fikir hürriyetine kavuşuyoruz çok şükür. Fetullah Gülen aleyhine konuştuğumuz an bizi afaroz ediyorlardı. Tabi bunu yapanlar üç beş kişilik yönetici elitleriydi. Yoksa bütün cemaatte öyle bir şey söz konusu değildi. Cemaate gelenlerde bu tablodan rahatsızdı aslında. Cemaatin kırmızı çizgisi gibi olmuştu. Hemen yandaş damgası vurulurdu. Ne günlerden geçtik. Bu yazı o dönemde hayal gibi gelirdi. Olması gereken oluyor su akıp yatağını buluyor

  • Enes

    25.7.2025 20:05:27

    Hocam siz nerelerdeydiniz bu yazıyı yazmak için. Helal olsun. Cemaatimizin %99'u aynen burda yazılanlar gibi düşünüyor. Sesimiz oldunuz nasıl dua etsek azdır size.

  • Mustafa Said Kara

    25.7.2025 19:27:00

    Dsrbede karanlık noktalar olması fetocüleri temize çıkarmaz. Adam bizzat cemaatçi, bilmeyen yok, o akşam ords ne işin var? Tarla baktım diyor. Kamera görüntüsünü gösteriyorlar, ben değilim diyor. Kutsal kabul ettikleri hocaları bizzat bu yalanı söylüyor ya. Bizim haberimiz yok diyor. Ama orda senin adamların ne arıyor? Başındaki hoca böyle yalan söyleyen bir cemaatten hayır gelmeyi bırakın şer gelir şer.

  • Mustafa Said Kara

    25.7.2025 19:23:23

    Yeni okudum. Yerinde bir yazı olmuş Allah razı olsun hocam. Yeni Asya olarak, artık şu gülencilere zulmediliyor masalını tekrar etmeyi bırakalım. Ne yapıyorlarsa yapsınlar. Sürekli, Nurculara, Müslümanlara, Anadolu halkına affedersiniz ama sayıp sövüyorlar. Nurcular zalimi, Yezidi destekliyor falan diye propaganda yapıyorlar. Diğer nurcularla aramıza tefrika sokuyorlar. Devasa, gizli bir yapılanma kurarken bize sormadılar. Bizi dinlemediler de. Herkes yaptıklarının sonucuna katlanır. Yeni Asya niye kapatılmadı? Yeni Asya okuyucuları neden hapiste değil? Çünkü bizim yediğimiz naneler yoktu çok şükür. Şeffaftık. Herkese açıktık. Kült bir yapılanma kurdular. Düşünceyi, aklı öldürdüler. Robot gibi insan yetiştirdiler. Yeni Asya'dan yetişen bir Nur Talebesi soru çalıp da bir işe girer mi? Kessen girmez. Hocacılar ise beyinleri yıkandığı ve menfaatlerine öyle geldiği için her türlü pisliğe göz göre göre ses çıkarmadılar. Şimdi bizi bir salsınlar artık.

  • Arda Yıldız

    25.7.2025 18:17:29

    Soruları çaldıklarını herkes biliyor. Kendileri de itiraf ediyor. Ama çıkıp da bir tevbe yolu, helalleşme yolu tutmak yok. Şu şu soruları çaldık, işte listesi, şunların haklarını yedik diyemiyorlar. Bunu yapamayan bir yapıya cemaat denmez ama Nurcu hiç denmez. Zatrn nasıl kuruldukları malum.

  • Arda Yıldız

    25.7.2025 18:15:31

    Ders alan mı? Depremin dahi kendilerine yapılanlar için olduğunu iddia eden mağrur insanlardan söz ediyoruz. Ders alırlar mı hiç?

  • S. Pelin Kurukahveci

    25.7.2025 18:14:13

    Muhteşem bir analiz. Tebrik ederim. Şu yazı 15 Temmuz'un peşi sıra yazılsaydı aramızda vuku bulan sıkıntılara giden yol açılmazdı. 15 Temmuz'dan sonra bizzat tanıdığım çok abla fetöcüleri sahiplenen zihniyet yüzünden cemaatle arasına mesafe koydu. Bunu yapanlar "mazlumdan yana olmak" kılıfını kullandılar. Ama ortada bir mazlum yoktu. Risale-i Nurların hukukuna tecavüze yeltenmiş bir yapılanma vardı. Hocalarının mehdi olduğunu iddia eden akıl terazisi şaşmışlar vardı. Her şeye rağmen bugün bu yazının yayınlanıyor olması alkışı hak etmektedir. Yönetim kurulu isabetli ve hayırhah işlere imza atmaktadır. Bu hizmet cemaatimiz adına büyük bir adımdır. İnşallah fetö denilen yapı ile aramıza çizdiğimiz bu kalın çizgiler bizi hizmetimizde rahatlatacaktır. Şükranlarımla...

  • Mehmet Şerif akay

    25.7.2025 17:17:18

    Teşekür ederiz sayin şemsedin hocam güzel bir aydınlatma olmuş

  • Yıldız Fırtına

    25.7.2025 17:15:09

    İlahi İkazı görmeyip kader adaletini okumayıp tuti kusu gibi beşer zulmünü nazara verip mazlum edebiyatını temcid pilavına cevirirsen sonun onlardan farklı olmaz. Olmadı da zaten❗ akıl almayan nokta ise hala bir sans bir şans bir şans daha diyen mübarek sıfatlardır ki bilerek- bilmeyerek zulme ortak oluyor başına gelen musibeti başkasına veriyor bu da bnm başıma niye geldi demiyor. Demek ki bu silsile halinde sürüp gidecek. Hal-i alem ibretlik.

  • Said Yüksekdağ

    25.7.2025 17:12:09

    Risale-i Nura ve Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerinin hukukuna ihanetin bedeli elbette ağır olacaktır. Ne yazık ki o malum grub dediğiniz fethullahçılar hâlâ akıllanmış değiller. İstismara devam ediyorlar. Başlarına gelen musibetten ders almamışlar. Hâlâ inat edip hatalarını kabullenmiyorlar. Ölmüş gitmiş hocalarını savunuyorlar ve hâlâ Risale-i Nurun sadeleştirilmesini isteyebiliyorlar. Ne acib bir durum. Rabbim kimseyi şaşırtmasın!

  • Nihat çiçek

    25.7.2025 16:53:15

    Şemsettin hoca'mı böyle bir konuyu gündeme getirdiği için tebrik ediyoruz

  • Nevzat Karaağaç

    25.7.2025 16:39:42

    Kırık cam şişesi ayarındaki Fetöcülüğü hakiki bir meslek zannedip, peşine düşenlerin düştükleri hazin son Malesef hüsrandan başka bir şey değil. Neyse ki Şemsettin hocanın yazısı entrikalı labirentlerden geçip nete ulaşmış. Kaç senelerdir yorum yazamıyorduk sonunda kapının kilidi gevşemiş anlaşılan. Şemsettin hocaya teşekkürlerimizi takdim ediyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı