"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mehdiyet meselesi -1

Şemseddin ÇAKIR
24 Mart 2023, Cuma
Bu meselenin başta usulünü belirleyip sonra da aslına geçelim ki bu tılsım-ı müşkülküşâ anlaşılsın.

1. Bu Mehdî meselesi ayet-i kerimelerde bizzat isim ve sarahaten olmasa da ima ve işareten geçmektedir. Mesela Kasas Suresi 5-6. ayetler ile Risale-i Nur’a işaret ve beşaret eden 33 ayet bu zâviyeden müzakere edilebilir. İcap ederse onlara girebilirim fakat bu makalenin boyutlarını çok aşar.

2. Bu mesele; edille-i şer’iyenin ikincisi olan Hadis-i Şeriflerde sarahaten yer aldığı için Kur’an-ı Kerim’de de mündemiçtir ve ayrıca Cenab-ı Hak “Rasulullah size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası pek şiddetli olandır.” (Haşr Suresi: 7) buyuruyor. Onun için bu husus, itikaden vücubiyet arz eder.

3. Bu mesele aynı zamanda kıyamet alâmetlerinden olduğu için müteşabihattandır, tefsirden ziyade te’vili gerekir.

4. Te’vil ise ancak Cenab-ı Allah’ın (cc), ilimde “râsih” olanlara bir ihsanı olduğu için normal alimlerin boyutunu aşar. İşte onun için ehil olmadan bu müteşabihatı tefsire kalkanlar ya ifrat veya tefrit ettiklerinden meseleyi çıkmaza sokmuşlardır. Tabiri caiz ise “bir deli kuyuya taş atar, elli akıllı çıkaramaz” misali olmuş, bundan da mülhidler istifade etmiştir. Herkesin haddini bilmesi gerekir.

5. Bir de Mehdilik, şarta muallak olduğu için herkesin hadisâtı, nefsü’l-emre göre idrak etme ve anlama kabiliyeti yoktur. Yani bu bir nevi dört işleme bedel cebir problemi gibi girift olup birçok bilinmeyeni vardır. Onun için herkes anlayamaz! Anlayamayanlar bu meselede teemmül ederek, vakt-i merhununu beklesin, sahih hadisleri inkâr etme bahtsızlığına düşerek kendini küfre atmasın. Bizden uyarması!

Bir de araya tarafgirlikler, haset, fesat ve kinler girdiğinden sahih, doğru ve zarurî bir mesele olduğu halde bu zikrettiğim sebeplerle perdelenmiş, teferruat ve tâli zannedilmiş. Halbuki âhirzamanın istikametini tayin için çok mühim bir imtihan meselesidir.

Öncelikle şunu belirteyim ki, genel kaide olarak Kur’ân-ı Kerim’de olmayan bir şeyin Efendimiz (asm) tarafından ortaya atılmasının imkân ve ihtimali yoktur. Zira ayet-i kerimede “O kendi heva ve hevesinden hiçbir şey konuşmaz, onun söylediği ancak Allah’ın (cc) vahyidir” buyurulmaktadır.(Necm Suresi: 3-4)

Böylesine açık ifadelere rağmen Mehdîlik meselesinin Kur’ân-ı Kerim’de geçmediği iddiası; tamamen afakî, mes’uliyeti mucip bir nasipsizlik ve hezeyandır. Yaş ve kuru her şey Kur’ân-ı Kerim’de olacak, ümmet-i Muhammed’in (asm) -sahih hadislerde geçtiği için- asırlarca üzerinde yoğun olarak durduğu bu hayatî mesele olmayacak, öyle mi? Şairin biri “Yuh olsun onların ham ervahına!” demişti. Bu aymazlık bana onu hatırlattı.

(Devamı var)

Okunma Sayısı: 2406
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı