"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu ay sadâka-i cariye sahiplerine müjdeler olsun!

Süleyman KÖSMENE
20 Mayıs 2019, Pazartesi
Muhtelif okuyucularımız: “Hizmetlerimizi zekâtla desteklemenin öneminden bahseder misiniz?”

Cennette Bitmeyen Mal

Dünyada biten mal, zekât olarak verildiğinde Cennette bitmeyen bir rahmetle ve bereketle sahibini ebedî ihya eder. Çünkü kendi kazancınızdan başkaları lehine Allah rızası için yaptığınız bir tasarruftur. Cenab-ı Allah böyle tasarrufları yapan lehine kat kat arttırır. 

Nitekim buyuruyor ki: “Zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne hayır takdim ederseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz.” 1

Âyette Cenab-ı Allah’ın farz bir emir olan zekâtı Allah’a borç vermek sayması ve kendi yüce katında, veren lehine kat kat arttırarak daha üstün bir mükâfat olarak saklayacağını müjdelemesi emsalsiz bir rahmettir. Öyle ki veren Allah iken ve insan Allah’ın verdiklerinden veriyorken, rahmet sevap olarak katlanıp insana geri dönüyor.

Aklın Terazisi Çöküyor

Hiç şüphesiz aynı özellik, Allah için yapılan bütün iyilikler, hayırlar ve salih ameller için de geçerlidir. Her salih amele en az bire on sevap vaad eden Kur’ân’dır. 2 Keza her iyiliğin ve salih amelin on katından yedi yüz katına ve daha fazlasına kadar Allah katında karşılık bulacağını müjdeleyen de Peygamber Efendimiz’dir (asm). 3

Öte yandan Cenab-ı Allah’ın, her salih amele on katı sevap vaad ederken, bir de “o Benim içindir, onun mükâfatını Ben veririm” 4 buyurduğu oruç ibadeti vardır ki, Cenab-ı Allah’ın oruca takdir ettiği sevabı akıl havsala almıyor.

Peki, fart-ı sevabıyla akıl terazisini koparan, üstelik kul öldüğü halde amel defterini kapatmayıp, katlanarak kulun hanesine yazılan başka salih ameller var mıdır?

Evet, vardır. Bir amel ki:

1- Sınırsız ölçüde çok yüksek sevap kazandırıyorsa.

2- Kul öldüğü halde amel defterini kapatmıyorsa.

3- Kapanmayan amel defterinde, bu amelin sevabı, havsalamıza sığmayan ölçülerle katlanmaya devam ediyorsa…

Böyle amelin özgül ağırlığını akıl ve havsala terazisi tartamıyor.

Bu ölçülerle üç tür amel vardır. 

Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “İnsan öldüğü zaman amel defteri kapanır. Ancak üç tür amel bundan müstesnadır. 1- Sadaka-i cariye, 2- Kendisinden yararlanılan ilim, 3- Kendisine hayır duâ eden salih evlât.” 5

Müjdeler Olsun

Salih evlâdı olan anne-babalara müjdeler olsun. Evlâtlarının salâhati devam ettikçe amel defterleri açık kalıyor. Evlâtlarının salâhati bir sevap çeşmesi oluyor ve amel defterlerine sevap yağdırıyor.

İlminden faydalanılan âlimlere müjdeler olsun! İlmi insanlara fayda verdikçe amel defterleri açık kalıyor ve bir sevap sağanağı halinde amel defterlerine sevap yağdırıyor.

Sadâka-i cariye sahiplerine müjdeler olsun! Sadâka-i cariye, akan ve kesilmeyen sadâka demektir. Verdiğiniz bağış ile bir yoksul karnını doyuruyorsa bu “bir” sadâkadır. Verdiğiniz sadâka ile bir yoksul aklını doyuruyor, kalbini şüphelerden kurtarıyor, tahkikî iman elde ediyor, sosyal ve siyasî hadiselerde istikamet kazanıyorsa, bu, sevabı kesilmeyen sadâka, yani sadâka-i cariye olur. O faydalandıkça ve başkasını faydalandırdıkça maddî kaynak siz olduğunuz için, sizin amel defterinize sevap yağar.

Şimdi; zekâtımızı öyle bir yere verelim ki, o yer hem ilim, iman, irfan neşretsin… Hem insanlara dinî-siyasî-içtimaî istikamet versin… Hem hakkın ve hukukun hatırını âli tutsun… Hem hakkın, hukukun ve adaletin sübut bulması için pozitif neşriyat yapsın… Hem doğru İslâmiyet’in ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğun bilinmesi ve yaşanması için cehd ve gayret sarf etsin… Hem insan mefkûresine verdiği hizmetle sadâka-i cariye olsun!

İşte o yer, hizmetlerimizdir.

Zekâtımızı hizmetlerimiz için sarf ettiğimizde, kendi sevabından başka, dünyevî-uhrevî bin bereketle, binlerce dereceyle bizim hanemize yazılır. İnşallah bitmeyen bir Cennet çeşmesi olur.

Dipnotlar:

1- Müzzemmil Sûresi: 20; Keza bakınız: Bakara Sûresi: 110. 2- En’am Sûresi: 160. 3- Buharî, Sahih, İmân, 31; Süyûtî, Câmiü’s-Sağîr, 1, 151. 4- Buharî, Savm, 2. 5- Dârimi, Mukaddime, 46.

Okunma Sayısı: 2856
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı