"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çözüm odaklı olmak

Harun SÖZLER
10 Eylül 2025, Çarşamba
Burası dârü’l-imtihandır. İlk olarak kabul etmemiz ve sindirmemiz gereken hakikat budur.

Bu cümle, burada her an yeni bir imtihanla karşılaşacağımız gerçeğini taşır. Hayat, bir imtihandan başka bir imtihana doğru akar; biri biter, diğeri başlar. Bunun aksini düşünmek, şartsız bir mutluluk yahut sıkıntısız bir huzur hayali kurmaktır ki mümkün değildir.

Bu yüzden karşılaştığımız her durumda, konunun vehametinden endişeye yahut dehşete kapılmadan önce, El-Vedûd isminin tecellisini aramalı ve doğrudan çözüm odaklı olmalıyız. Çünkü O’nun (cc) sevgisi ve merhameti ile yaşadığımız her hadiseye bir çıkış kapısı, her zorluğa bir kolaylık bulabiliriz. Kur’ân’ın “Zorlukla beraber kolaylık vardır”¹ müjdesi, işte bu İlâhî rahmetin değişmez kanunudur.

“Müsbet hareket düsturu” bir cihette, olaylara vereceğimiz ilk tepkinin istikametini belirler. Farklı duygusal dalgalanmalara yenik düşmeden, sağduyu ile çözüm odaklı kalabilmemizin temel şartıdır. Evlâdını kaybeden bir aileden, iflâs edip her şeyini yitiren birine kadar… İmtihan ne derece büyük olursa olsun, ilk adım sarsılmadan, isyana düşmeden, hikmeti aramak olmalıdır. Çünkü sabır, imtihanın ağırlığını hafifleten; çözüm arayışı ise o imtihanın içindeki rahmeti görünür kılan bir anahtardır.

Peygamber Efendimiz (asm), en ağır imtihanlarda bile çözüm odaklı kalmıştır. Örneğin, Hendek Savaşı’nda sayıca ve donanımca yetersiz bir ordunun başında, koca bir şehrin kuşatma tehdidiyle karşı karşıyaydı; durumun vehameti göz korkutacak nitelikteydi. Ancak O, ümitsizliğe kapılmadan strateji geliştirmiş, Medine’nin etrafına hendek kazdırarak hem Ashabın güvenliğini sağlamış, hem de düşmanın ilerleyişini durdurmuş, ağır bir mağlubiyete uğratmıştır. Bu örnek, çözüm odaklı duruşun imtihan karşısındaki en belirgin tezahürüdür.

Risale-i Nur’da ise “müsbet hareket” yalnızca şahsî bir tavır değil, bir iman mesleği olarak tarif edilir. Bediüzzaman, menfî cereyanların tahribine karşı hiçbir zaman tahribatla mukabele etmemiş; daima yapıcı, ihya edici ve tamir edici bir yol tutmuştur. Ona göre, bir meselenin en haklısı dahi olsa, menfî hareket ile yıkıcılığa dönüşürse bereketsiz olur; fakat müsbet hareket, küçük bir hizmeti bile bereketlendirir ve büyütür. Bu yüzden mü’min, öfkeye, kırgınlığa ve çaresizliğe teslim olmadan, takdir-i İlâhîyi memnuniyetle kucaklayıp doğrudan müsbet bir şekilde çözüme yönelmelidir.

Bediüzzaman umum Nur talebelerine vefatından önce vermiş olduğu en son derste şöyle seslenmiştir: 

"Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler asayişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz."²

Bu yaklaşım, çözüm odaklı olmanın imanî derinliğini gösterir. Çünkü imtihanı veren Allah’tır, sonucu takdir eden de O’dur. Bizim vazifemiz sebeplere sarılmak, hikmeti aramak ve her şartta müsbet hareketi tercih etmektir. Zira menfî hareket, öfke ve tahribat getirir; müsbet hareket ise imtihanın içindeki rahmeti açığa çıkarır. Bu hakikati idrak eden kimseler, karanlık anlarda bile İlâhî kolaylığı görebilir, sıkıntıları hayra vesile kılabilir ve imtihanlarını ebedî saadetin bir merdiveni hâline getirebilir. Bu en evvel Habibullah'ın (asm) izini takip etmek, Bediüzzaman’ın en belirgin mirası olan müsbet harekete riayet etmektir. 

Dipnotlar:

1- İnşirah Suresi: 5-6.

2- Emirdağ Lahikası, s. 575.

Okunma Sayısı: 1503
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Harun sözler

    11.9.2025 12:28:10

    Ekseriyetle, her çözüm sorunun içinde, her cevap da imtihanın içinde gizlidir. Zira Cenâb-ı Hak, “her zorlukla beraber kolaylık vardır” (İnşirah, 5-6) fermanıyla bu hakikati bildirmiştir. İmtihan, yalnızca sıkıntı değildir; içinde kolaylığı, rahmeti ve çıkış yolunu da taşır. İnsana düşen, o çıkış kapısını arayacak iradeyi ve gayreti göstermektir. Ancak bu kapıya ulaşmak için yolun kendisine talip olmak şarttır. Yani aydınlığı istemek, karanlıktan yüz çevirmekten daha önemlidir. Çünkü karanlıktan kaçmak, insana yalnızca bir boşluk kazandırır; fakat aydınlığı istemek, gayeye yöneltir ve hakikî çözüme ulaştırır. Bu yüzden marifet, karanlıktan kurtulmayı değil, nura kavuşmayı hedeflemektir.

  • Ümit

    10.9.2025 22:13:45

    Her çözüm, sorunun içinde; her cevap imtihanın içinde midir? Yoksa yolu bulmak için yola çıkmak, aydınlığı istemek için ise karanlıkyan yüz çevirmek mi, aydınlığı istemek mi daha şarttır

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı