Ezana İcabet Etmek
Bediüzzaman’ın ifadesiyle “kâinat sarayında mevcudata karşı umum mahlûkat namına bir îlân-ı Tevhid”1 olan ezan okunurken sünnet olan, ezana icabet etmektir. Yani bu tevhid çağrısına katılmaktır. Ezanı dinlemek ve ezanda çağrılan yüksek hakikatlere imanımızı tazelemektir.
Ezana icabet etmek, ezanın çağrısına uyup ezan okunan mabede gidip namaz kılmakla gerçekleşir. Bulunduğumuz yerde cemaat yaparak hemen namazı eda etmekle de gerçekleşir.
Ezana icabet etmenin başka şekilleri de vardır ve sünnettir. Özetle arz edelim:
1-Ezanı okunurken ezanı dinlemek.
2-Müezzinle birlikte ezan cümlelerini içinden tekrar etmek.
Resûlullah (asm) buyurdu ki: “Ezanı işittiğinizde, müezzinin söylediklerini tekrar edin.”2
3-Müezzin “Hayye ale’s-salâh ve Hayye alel-felâh” dediğinde, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” demek.
Alkâme bin Vakkâs (ra) anlatıyor: Muâviye bin Ebî Süfyân’ın (ra) yanında oturuyordum. Derken müezzini ezan okumaya başlayınca, o da müezzinin söylediklerini tekrar etmeye başladı. Müezzin, “Hayye ale’s-salâh” dediğinde Muâviye, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” dedi. Müezzin “Hayye alel-felâh” dediğinde, Muâviye tekrar,”Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” dedi. Bundan sonra ise müezzinin söylediklerini aynen söyledi. Sonra da: “Peygamber’inizin (asm) işte böyle söylediğini işittim.” Dedi.3
Vesile Duası Şefaate Ulaştırır
4-Ezan bittiğinde vesile duasını yapmak.
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Her kim, ezanı işittiği zaman, “Allahümme rabbe hâzihi’da’veti’t-tâmmeti ves’salâti’l-kâimeti Âti Muhammeden’il-vesîlete ve’l-fazîlete ve’b’ashü mekâmen mahmûdeni’llezî ve’addeh.”
(Şu mükemmel dâvetin ve kıyâmete kadar kâim ve dâim olan namazın Rabb’i olan Allah’ım! Muhammed Aleyhissalatü vesselama vesîleyi (en yüksek makam) ve fazîleti ver. Ve O’nu vaad ettiğin makâm-ı Mahmûd’a ulaştır.) derse Kıyâmet gününde benim şefaatimi hak etmiş olur.”4
5-Ezan ile kâmet arasında duâ etmek.
Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Ezan ile kâmet arasında yapılan duâ geri çevrilmez.”
Cemaate Katılmak
6-Mescide veya camie gidip cemaate katılmak.
Mâlik bin Huveyris (ra) dedi ki: İki kişi yolculuk niyetiyle Peygamber Efendimiz’e (asm) veda etmeye geldiler. Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) onlara:
“Buradan çıktığınızda her namaz vaktinde ezan okuyunuz. Kamet getiriniz. Sonra en yaşlınız imam olsun.” Buyurdu.5
Ezan okunduğunda eğer camie veya mescide gitme imkânımız yoksa bulunduğumuz yerde veya dershanemizde cemaat yapabiliriz.
Bulunduğumuz yerleşim biriminde ezan okunan birden fazla cami varsa, fırsat buldukça efdal olan her ezanda farklı camileri ziyaret etmektir. Böylece her ziyarette ya bizzat ya da vakit namazının içinde tahiyyetü’l-mescit namazı kılma sevabı da kazanmış oluruz.
Dipnotlar:
1 Mektubat, s. 497
2 Buhârî, Ezan, 363; Nesâî, Ezan, 33; Tirmizî, Namaz, 154
3 Nesâî, Ezan, 36; Muâviye’nin kendi rivâyeti ile: Buhârî, Ezan, 364
4 Buhârî, Ezan, 365; (5) Tirmizî, Namaz, 158
5 Buhârî, Ezan, 372