"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fedek arazisi konusunda ihtilâf mı var?

Süleyman KÖSMENE
02 Mart 2018, Cuma
Muhammet Aysundu: “Fedek olayının aslı nedir? ”

Fedek Olayı

Fedek, şimdiki adı Hait olan, Medine’ye yaklaşık 150 km uzaklıkta bir Yahudi köyüdür. Hayber’in fethinden sonra Peygamber Efendimiz (asm) ensardan Muhayyesa bin Mesud’u Fedek halkını İslâm’a dâvet için Fedek Köyü’ne gönderdi. Fedek Köyü’nün başkanı Yuşa bin Nun, topraklarının yarısını Peygamber Efendimiz’e (asm) vermek istediklerini bildirdi. Peygamber Efendimiz (asm) de bunu kabul buyurdu. Ve böylece Fedek arazisi savaşsız teslim olduğu için, bu arazi Peygamber Efendimiz’in (asm) hususî tasarrufunda kaldı. 

Nitekim şu âyet de bu meselede amirdir:

“Allah’ın, onların mallarından Peygamberine verdiği ganimete gelince: Siz ona ne at koşturdunuz, ne deve... Fakat Allah peygamberlerini, dilediği kimselere üstün kılar. Allah her şeye kadirdir.”1 

Peygamberler Miras Bırakmazlar

Peygamber Efendimiz’in (asm) dâr-ı bekaya irtihalinden sonra Hazret-i Ebu Bekir (ra) halîfe oldu. Ve Peygamber Efendimiz’in (asm) Hazret-i Âişe (ra) dışındaki muhtereme hanımları (ra), Fedek arazileri üzerindeki hisselerini istemek için Hazret-i Osman’ı (ra) Hazret-i Ebu Bekir’e (ra) gönderdiler. Bu isteğe ilk karşı çıkan ise Hazret-i Âişe (ra) oldu. 

Onlara şöyle karşı çıktı:

“Siz, Resûlullah’ın (asm) şu sözünü işitmediniz mi: ‘Biz peygamberler miras bırakmayız. Bizim bıraktıklarımız sadâkadır. Bu mallar Muhammed’in (asm) ailesinin günlük ihtiyaçları için ve misafirler için sarf edilir. Benden sonra bu mallar benim yerime iş başına geçecek kişinin tasarrufundadır.”2 

Hazret-i Ebu Bekir (ra) Hazret-i Fatma’ya (ra): “Ey Resûl’ün kızı! Ben Resûlullah’ın (asm) ‘Bunlar, benden sonra, Müslümanların ortak malıdır.’ dediğini işittim.”3 dedi. 

Peygamberimiz’in (asm) sözünü işitince Peygamberimiz’in (asm) mübarek hanımları ve kızları isteklerinden vazgeçtiler.

Peygamberimiz’in (asm) mübarek hanımlarının ve kızlarının Peygamberimiz’in (asm) sözünden haberdar olmamış olmalarında şaşılacak bir durum yoktur. Nice hadisler vardır ki, sahabelerin hepsi duymamıştır; ama biri duyunca diğerlerine bildirmiştir. Ve sahabeler birbirine itimat etmişlerdir. Bu meselede Ehl-i Beyt de itimat etmiştir.  Müslümanların da itimat etmeleri gerekir.   

Hazret-i Ali de Varis Yapmadı

Fedek arazileri böylece halifelerin tasarrufunda kaldı. Hazret-i Ebu Bekir (ra), Peygamberimiz’in (asm) hane halkını bu arazilerin gelirlerinden faydalandırdı. Hazret-i Ömer de (ra) Fedek arazisinin mülkiyetini olmasa da idaresini ve gelirlerini Peygamberimiz’in (asm) eş ve çocuklarına tahsis etti. Sonraki halifeler de buna uydular.  

Bilhassa dördüncü halîfe Hazret-i Ali (ra) bu taksimattan razı olmasaydı ve bu konuda Peygamber Efendimiz’in (asm) bağlayıcı sözü bulunduğundan emin olmasaydı kendinden önceki halifelerin uygulamalarını değiştirir, Ehl-i Beyti bu araziye varis yapardı. Ama yapmadı. Ne Hazret-i Ali’nin (ra) böyle bir tasarrufu oldu, ne de Hazret-i Hasan’ın, Hazret-i Hüseyin’in (ra) veya başka bir Ehl-i Beytin artık bu yönde herhangi bir talebi olmadı. 

Bu Hadiseden Bir Niza Çıkarmamalı

Fakat o gün bu gündür Şia’nın ehl-i sünnetle ihtilâf konularından birisi bu mesele oldu. Meselâ Abbasî halîfesi Seffah, ilk hutbesini okuduğu za- man, boynunda Kur’ân asılı bir adam yaklaşarak: “Benimle hasmım arasında şu Mushaf’la hükmet.” der. Seffâh: “Hasmın kim?” diye sorunca: “Ebû Bekir’dir, Fedek arazisini bize vermemiştir.” der. Halife: “O sana zulüm mü yaptı?” deyince, adam: “Evet!” der. Seffah: “Ömer de zulmetti mi?” der. Adam: “Evet!” der. Seffah: “Osman da mı zulmetti?” Adam: “Evet!” der. Seffah: “Ali de mi zulmetti?” deyince adam bu sefer susar. Bu defa Seffah: “Müslümanlar arasında niza çıkarma!” diyerek adamı azarlar.

Mesele bundan ibarettir. 

Bir Ehl-i Beyt âlimi olan Bediüzzaman da diyor ki:  “Ey ehl-i hak olan ehl-i sünnet ve Cemaat! Ve ey Âl-i Beyt’in muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu manasız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizaı aranızdan kaldırınız… Siz ehl-i tevhit olduğunuzdan, uhuvveti ve ittihadı emreden yüzer esaslı rabıta-i kudsiye mabeyninizde varken, iftirakı iktiza eden cüz’î meseleleri bırakmak elzemdir.”4 

Günün Duâsı

Allah’ım! Müslümanlar olarak aramıza mübayenet verme! Niza verme! Zararlı ihtilâf verme! Kin verme! Garaz verme! Düşmana karşı cesaretimizi ve gücümüzü kırma! Bizi bize kardeş kıl! Âmin. 

Dipnotlar: 

1- Haşr Sûresi: 6.

2- Buhari, Feraiz, 3, İ’tisam, 5.

3- Buhârî, Meğâzî, 14; Müslim, Cihad, 49; Ebû Davud, İmâre, 1.

4- Lem’alar, s. 52.

Okunma Sayısı: 3482
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı