"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Silâhsız mücahidler ölmez! -2

Süleyman KÖSMENE
14 Ağustos 2025, Perşembe
İsimsiz okuyucumuz: “Filistin meselesini özetler misiniz? Neden o bölge ateş çemberi? Filistinlilerin yaşama hakları yok mu? Yahudîler neden durmuyorlar?

Dün kaldığımız yerden devan edelim:

İşin kader boyutu

Filistin meselesinin üçüncü yüzü ise bizim bu yazımıza konu olan kader cihetidir. 

İşin kader boyutu bu meselenin en esrarlı yanını teşkil ediyor. O yüzde bize düşen teslimiyettir. Ancak elbette ki gafil ve tembel bir teslimiyet olmayacaktır. Sorumluluğumuzu kadere havale eden bir teslimiyet olmayacaktır. 

Ancak kaderi okuyan bir teslimiyet belki olabilir. 

O ölümcül savaşta ölen kim olursa olsun, doğrudan şehit olduğundan ve Cennete gittiğinden hiç şüphe yoktur. Dünyada kalsalardı, üç günlük dünyanın bin bir türlü manevrası belki onları da dişleri arasına alıp öğütecekti. Ancak Rahman-ı Rahim olan Allah onları bundan affetti ve onları rahmet kucağına aldı. 

Zalimleri de Cehenneme gönderdi. 

Öte yandan böyle zalimane katliam yapanlar bilmiyorlar; ama mazlumane şehit olanlar, dünya nezdinde İslâmiyet’i güzelce tebliğ ediyorlar. Zalim olanlar vahşetini kusarken, mazlumen şehit olanlar İslâm’ın güzelliğini cihana ilân ediyorlar. Son günlerde sırf bu mazlumiyeti paylaşmak adına İslâmiyet’e geçenlerin gözle görülür derecede arttığını söylemek mümkündür. Yani İslâmiyet’e geçenlerin şehadet belgelerini, şehit olan mazlumlar kanlarıyla imzalıyorlar. Bu imzalar masum şehitlerimizin mahşerde inşallah yüz akı olacaktır.

Dua etmeye devam etmekle beraber, elden bir şey gelmediği durumlarda Bediüzzman’ın tavsiyesi şöyle olmuştur:   

“Rahmet-i İlâhiyeden ileri şefkat olunmaz. Hikmet-i Rabbaniyeden daha ekmel hikmet, dâire-i imkânda olamaz. Âsiler, cezalarını; masumlar, mazlumlar, zahmetlerinden on derece ziyade mükâfâtlarını alacaklarını düşün. Senin daire-i iktidarının haricinde olan hadisata, Onun merhamet ve hikmet ve adaleti ve rububiyeti noktasında bakmalısın.”1      

Bu Sorulara Ne Cevap Vereceğiz?  

Yarın mahşerde bu mesele bizden sorulacaktır. “Gazze’de bebekler, kadınlar, masumlar öldürülürken sen ne yaptın?” sorusu ile muhatap olacağız. O zaman ne diyeceğiz?

Dua edemez miydin? Zalimin zulmünü haykıramaz mıydın? Sokaklara dökülüp sesini duyuramaz mıydın? Müslüman ülkeler en üst düzeyde diplomasi yürüterek bu işi durduramazlar mıydı? Diplomasi işe yaramadığında en üst düzeyde ültimatom veremez miydi?

En üst düzeyde İsrail mallarına boykot uygulayamaz mıydınız? İsrail ile anlaşmalarınızı askıya alamaz mıydınız? İptal edemez miydiniz? İsrail’in veya destekçilerinin ülkenizdeki üstlerini kapatamaz mıydınız? Mallarına boykot uygulayamaz mıydınız?

Birlikte hareket edip bu ateşi söndüremez miydiniz?

Haydi olmadı, İsrail’in karşısına silâhlı güç çıkaramaz mıydınız?

Siz ne yaptınız? Hiçbir şey! Sadece seyrettiniz! Hiç sesiniz çıkmadı! Hiçbir gayretiniz olmadı! Bu tedbirlerin sonuncusu dışında güce ihtiyacınız da yoktu! 

Sadece iradeniz yeterliydi. Ama siz bir irade bile göstermediniz. Siz bir kınama bile yapmadınız!” denmeyecek mi? 

Bu sorulara ne cevap vereceğiz?  

Dipnotlar:

1- Kastamonu Lahikası, s. 228.

Okunma Sayısı: 610
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    14.8.2025 04:07:33

    وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُص۪يبَنَّ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا" مِنْكُمْ خَٓاصَّةً Yani: "Bir bela, bir musibetten çekininiz ki, geldi-ği vakit yalnız zalimlere mah-sus kalmayıp masumları da yakar." Şu âyetin sırrı şudur ki: Bu dünya bir meydan-ı tecrü-be ve imtihandır ve dâr-ı teklif ve mücahededir. İmtihan ve teklif iktiza ederler ki, hakikat-lar perdeli kalıp, tâ müsabaka ve mücahede ile Ebubekirler a'lâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebucehiller esfel-i safilîne gir-sinler. Eğer masumlar böyle musibetlerde sağlam kalsay-dılar, Ebucehiller aynen Ebu-bekirler gibi teslim olup, mü-cahede ile manevî terakki ka-pısı kapanacaktı ve sırr-ı teklif bozulacaktı."Risale-i Nur,Sözl. وَلَا تَرْكَنُٓوا اِلَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُۙ وَمَالَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ اَوْلِيَٓاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ‌ـ﴿١١٣‌ـ﴾113 Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (ce-hennemde yanarsınız).Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur.Sonra (O'ndanda) yar-dım göremezsiniz!(11Hud-Mealli Kur'an)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı