Hükümetin ekonomi ile eğitim politikaları tam bir yazboz tahtasına döndüğü için dikiş tutmuyor.
Eğitimde her bakan değişiminde yeni bir sistem getirilmesi, aslında eğitim politikalarının başarısızlığını gösteriyor. Her değişiklik hem öğrencilerin, hem de velilerin başını döndürdü, döndürmeye de devam ediyor. 20 milyona yakın öğrencinin olduğu bir ülkede eğitim sistemi bütün milleti ilgilendiriyor. Dolayısıyla da eğitim sistemindeki bir değişiklik bütün ülkenin meselesi...
Göreve yeni gelen her bakan, eski bakanın yaptıklarını değiştirip yeni kararlar alıyor, sistemleri değiştiriyor. Şimdi yine böyle bir değişikliğe gidilmesinin hazırlıkları var. Ara tatilin kaldırılması, eğitim süresinin kısaltılması, okula başlama yaşının arttırılması gibi düzenlemeler konuşuluyor. Oysa aynı hükümetin bakanları bunlar. Bu da hükümetin bir eğitim politikasının olmadığının bir göstergesi oluyor.
Eğitim sisteminin onlarca meselesi var. Meselâ öğretmen açığı, öğretmenlerin sözleşmeli atanması, ücretli öğretmenlerle öğretmen açığın kapatılmaya çalışılması, atamalarda mülâkat meselesi gibi konular dururken yeni bir sistem değişikliği konuşuluyor.
Eğitim sisteminin deneme tahtasına çevrilmesi, başta öğrenciler olmak üzere eğitimcilerin motivasyonunu bozuyor; eğitimcilerin öğretme kalitesini ve öğrencilerin öğrenme kapasitesini olumsuz etkiliyor.
Bir an önce kalıcı bir eğitim sisteminin oturtulması gerekiyor. Ancak 23 yıldır bunun yapılamamış olması, bu iktidardan bunu beklememek gerektiğini gösteriyor.
***
EKONOMİDE DE YAZBOZ
Yazboz tahtasına dönen bir diğer politika alanı da ekonomi...
Yine aynı partinin iktidarında her gelen bakan farklı bir politika uygularken olan millete oluyor. Faiz indirme-çıkarma konusunda dahi anlaşamayan bakanlar var. Bir bakan, Kur Korumalı Mevduat hesabı ile ekonominin kurtulacağını söylerken; sonraki bakan KKM’nin ekonomiyi batırdığını söyleyip sistemden çıkmaya çalışıyor.
Bütün bu yanlış ekonomik politikaların faturasını ise millet ağır bir geçim sıkıntısıyla ödüyor.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, enflasyonun bir virüs olduğunu ancak uygulanan reçeteyle çözüleceğini belirtirken bir bakıma önceki dönem yöneticilerin yanlış politikalarını da itiraf etmiş oluyor.
Peki, şu andaki bakan ve yöneticilerin doğru yaptıklarını nasıl anlayacağız?
Memura, asgarî ücretliye ve emeklilere geçen yıl “hedeflenen enflasyona göre zam” yapıldı. Ne merkez Bankası’nın ne de hükümetin enflasyon tahmini tutmadı. Bu durumdan kim suçlu? Hükümetin politikalarına bakılırsa suçlu belli; ancak yine cezasını millet çekiyor.
Bir hükümetin belli başlı ekonomi ve eğitim politikası olur. Görüleceği gibi hükümetin belirli bir politikası yok; yapbozla durumu kurtarmaya çalışıyor.
***
GENEL BAŞKANLAR İSTİYOR AMA…
İktidarın yanlış uygulamalarından birisi de Meclis’te muhalefet partilerinin milletin ve ülkenin yararına getirdiği araştırma ve soruşturma önergesini reddetmesi...
Uyuşturucu, eğitim, sağlık gibi birçok konuda Meclis araştırması istenmesine rağmen iktidar, “Hiç gerek yok bunları araştırmaya, aslında böyle bir problem de yok” diyerek muhalefetten gelen her teklifi geri çeviriyor, oylarıyla da reddediyor.
Meselâ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, davaların TRT’de canlı yayınlanması talebine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istekli olmasına rağmen, muhalefetin verdiği önergenin AKP ve MHP tarafından reddedilmesi gibi…
Bunun savunmasının, “Cumhur İttifakı kendi gündemine hâkimdir” şeklinde yapılması da tepki çekerken, garip kaçıyor. Yani, “bir şey getirilecekse ancak biz getiririz” anlayışının devam etmesi büyük bir yanlışlığa dönüşüyor.