Yeni Asya ve Siyasette Muktesıt Meslek
Yeni Asya, doğrudan ülke yönetimine talip olmaz. Bu manada siyaset yapmaz. Siyasette muktesit mesleği takip eder. Hiçbir siyasî parti oluşumuna malzeme olmaz. Parti kurmaz. Hiçbir partinin iç işlerine karışmaz. Seçime girmez. Meclise vekil göndermez. “Siyasete ve idare işine ve hükûmetin icraatına karışmamayı bir düstur-u esasî” 1 bilir. Her türlü darbeye karşıdır.
Ne var ki Yeni Asya’nın da, her vatandaş gibi, siyasî görüşleri vardır. Yeni Asya bu görüşlerinde umumen Risale-i Nur Külliyatı’na bağlı olmakla onur duyar. Yeni Asya’nın savunduğu siyasî görüşlerin tamamı “Beyanat ve Tenvirler” adlı risaleden yansıyan pırlantalardır. Bu pırlantalara bütün cemiyetin ihtiyacı vardır.
Yeni Asya siyasî manada, başka hiçbir mercîye bağlı ve bağımlı değildir.
Yeni Asya ve Muhalefet
Muhalefet muvazene-i adalettir. Bir hükümeti eleştirmek, onu övmekten daha evlâdır. Çünkü yol göstermek kutsal bir vazifedir. Yeni Asya siyasette ve yönetimde milletin temel değerlerine ve meşrû demokratik teamüllere aykırı giden işler olduğunda dostane uyarmayı vazife bilir. Dost acı söyler.
Yeni Asya doğruları söylemekten ve hakkı teslim etmekten istinkâf etmez.
Yeni Asya Her Bayiden Alınabilir
Her gazete ve her ticarî ürün gibi elbette Yeni Asya da tirajının yüksek olmasını ister. Bu Yeni Asya’nın hakkıdır. Yeni Asya kendisine güç veren okuyucularına teşekkür eder. Yeni Asya’yı dileyen herkes her bayiden alabilir.
Ancak kemiyet değil, keyfiyet hizmet eder. Güç değil, ihlâs hizmet eder. Tiraj değil, sadâkat hizmet eder. Maddiyat değil, maneviyat hizmet eder. Hazret-i İbrahim’in (asm) ateşini söndürmeğe koşan karınca, devasa ateşi söndürmüş gibi Allah katında değer kazanmışsa… Süleymaniye Camii işçilerine bir kova ayran ikram eden kadın, bir cami yaptırmak kadar sevap kazanmışsa…
Yeni Asya’nın da sayı ile işi olmaz! Maddeye, kemiyete, gösterişe, tiraja takılıp kalmaya gerek yoktur! Alan da sağ olsun, almayan da…
Doğruluğu Elde Tutmak
Nice Peygamber gelip geçti, ümmeti çok az idi veya hiç yoktu. Ama onlar peygamberlik vazifesinin sevabını aldılar. Sayımız az olabilir. Bir avuç şey olabiliriz. Çünkü doğruluğu elde tutmak, ateşten kor tutmaktan zordur.
Gazetemizin hedef kitlesi bütün bir cemiyettir. Biz sayı çoğaltmak ve netice almak için değil, hakkı savunmak, hakkı tutup kaldırmak için varız. Netice Cenab-ı Hakk’a aittir. Neticeye odaklı değiliz.
Risale-i Nur’un görüşlerini efkâr-ı ammede paylaşmaya gayret ediyoruz. Hatasız olduğumuzu iddia etmiyoruz. Her beşer gibi bizim de hata yapma payımız vardır. Hatamız olur, ancak hainliğimiz olmaz! Hatamız olduğunda kardeşçe uyarılmak hakkımızdır. Hatamızı görüp uyarmayanlardan da hakkımızı isteriz.
Yeni Asya Şahs-ı Manevînin Ürünüdür
Risale-i Nur hizmeti şahıs odaklı bir hizmet değil; fenafilihvan düsturunu esas almış şahs-ı manevî hizmetidir. Üstad Hazretleri, hizmetin bütün sorumluluğunu şahs-ı manevîye bırakmıştır.
Nitekim Bediüzzaman, “Tesanüdümüzden hasıl olan bir şahs-ı manevînin fevkalâde ehemmiyet ve kıymeti ve üstadlığı ve irşadı bize kâfidir.” 2 “Bundan sonra her mes’elemizde emir, Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsini temsil eden has şakirdlerin ve sizlerindir. Benim de şimdi bir re’yim var.” 3 buyurmuştur.
Yeni Asya şahs-ı manevînin emrinde neşir hizmeti yapar. Şahs-ı manevînin sorumluluğu ile hareket eder.
Yolun açık olsun Yeni Asya’m!
Dipnotlar:
1- Şuâlar, s. 392. 2- Emirdağ Lâhikası, s. 103. 3- Emirdağ Lâhikası, s. 260.