"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şahs-ı manevî ve meşverete dair

Süleyman YAPRAK
20 Ağustos 2016, Cumartesi
Risale-i Nur’un şahs-ı manevisi hem temsil makamındadır, hem de temsil edilendir. Temsil ettiği şey Kur’ân ve sünnettir. Temsil eden de Risale-i Nur Talebelerinin şahs-ı manevisidir.

Yani Risale-i Nur’daki ölçü ve prensipleri esas kabul eden ferdlerden oluşan bir şahs-ı manevî, Kur’ân ve sünnet ölçülerini müşahhaslaştıran bir heyettir. Bu heyeti de müşahhaslaştıran ve hatta mücessem hale getiren de şahs-ı maneviyi oluşturan ferdlerdir. Bu ferdlerin her birinde Risale-i Nur’daki ölçüler ve prensipler tezahür eder, etmelidir. 

Burada çok önemli bir husus çıkıyor karşımıza. Acaba bir ferd bu ölçülere tam riayet ediyor mu? Nasıl anlayacağız bunu?

Elbette ferdler hata yapabilirler. Bu hataları da hiçbir şekilde şahs-ı maneviye mal edilemez. “Vela teziru vaziretun vizra uhra” düstur-u Kur’ânîyeye binaen o kişinin hatası ancak kendisinedir, fakat şahs-ı manevinin temsil ettiği hakikatlere gölge düşürmesi muhtemeldir. İthamlara maruz kalmasına sebebiyet verebilir. Şahs-ı manevinin diğer azalarına haksızlık etmiş olur ve bu büyük bir vebaldir. 

“Şahs-ı manevî” ve “Meşveret” beyanlarının altı dolu olmalıdır. Sürekli bu kavramları dile getiriyor diye, kişinin ona riayet ettiği düşünülemez. Esas olan meyvedir. Evet şahs-ı manevî diyor, ama fiiliyatı ne diyor? 

MEŞVERET, MEŞRÛİYETİNİ KAYBEDER Mİ?

Meşveret, hata edebilir. İsabetli kararlar almak arzu edilir, fakat buna muvaffak olunamadıysa meşveret bu sebepten dolayı meşrûiyetini yitirmez. Ancak burada yine çok önemli bir nokta var. Meşveretin meşrûiyetini kaybetmesi gibi bir ithama maruz kalabilir. Bu da temsil pozisyonunda olanlara bağlıdır. Meşverette en önemli düstur “hak” olmalıdır. Hiçbir hatır bunun önüne geçemez. Şahıslara olan ziyade muhabbet, ehl-i tahkik olmaya mani olmamalıdır. Hür iradesiyle karar verebilmelidir. “Benim bu konuda pek bilgim yok, o yüzden kendisine itimad ettiğim şu abinin reyi doğrultusunda kullandım reyimi” şeklinde bir anlayış makbul değildir. Meşveret temsilcileri Risale-i Nur’daki ölçü ve prensiplere vâkıf olmalı ve bu ölçüleri bütün hatırların üstünde tutmalıdır.

Meşverette herkes söz hakkına sahip olabilmeli, hiçbir etki altında kalmadan fikrini beyan etmelidir. “Sen nasıl bunu söylersin” gibi bir parça tahakküm işin içine karışırsa, o zaman hem sağlıklı bir meşveret ortamı olmaz; hem de “meşrûiyetini yitirmek” ithamına maruz bırakılır. Bu da yine çok büyük bir vebaldir. Ayrıca farklı fikir beyan edenlere “sıkıntılı adam” nazarıyla bakılmaz. Mühim olan o kişinin meşveret sonrasındaki tutumudur. Cemaatin birlik ve beraberliğine çalışıyorsa, meşveretlerde dile getirdiği farklı fikirlerden dolayı rencide edilemez. 

MEŞVERETE SEÇİLEMEMEK BİR ZİLLET MİDİR?

Hayır, kesinlikle değildir. Orası bir makam değildir ki öyle olsun. Hatta bir mesuliyettir. Seçenleri lâyıkıyla temsil edebilmek gibi bir yükün altına girmektir. Meşverete seçilemediği için bunu bir problem haline getirmek ve “ben şu veya bu sebepten dolayı mutlaka meşveret üyesi olmalıyım” şeklinde bir yaklaşım sergilemek hizmetine zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Madem kabul etmeyeceksin o zaman neden seçim yapılıyor? Hem Meşverete seçilememek hizmetten çıkarılmak manasına gelmiyor. 35 yıllık hizmet geçmişi olmak, meşverete mutlaka seçilmesini gerektirmez. “Ben bu kadar hizmet ettim, bunu mu bana reva gördünüz?” denmez. 

Okunma Sayısı: 4186
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Süleyman Yaprak

    20.8.2016 03:03:26

    NOT: Tüm gündemi değiştiren "15 Temmuz" hadisesi vuku bulmadan evvel "şahs-ı manevi ve meşveret" kavramlarında tahşidatlar yapıldığı bir süreçte acizane kaleme aldığım yazı şimdi yayınlanmasını uygun görmüşse gazetemiz yetkilileri; elbet vardır bunda da bir hikmet deriz. Zalimler satranç oyunlarına devam ediyor ve üzerimizde dört bir taraftan tazyikatlar var ise; o zaman bizler de hususi inayete mazhariyeti olan şahs-ı manevi ve meşverete her zamankinden daha fazla kuvvet ve ehemmiyet vermeliyiz ki, inayetin celbine vesile olsun.. İNŞAALLAH

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı